İsveç'te yapılan bir araştırmaya göre yaklaşık 400 bin insanın yakın arkadaşı yok. Bunların yüzde 25'i kendini topluma ait hissetmiyor ve 10 kişiden yalnızca birinin komşularıyla ilişkisi var.

Yougov adında bir şirketinin 2 bin insana sorarak yaptığı araştırma, ilginç sonuçlar otaya çıkardı.

İsveç halkı içerisinde, sorunlarını paylaşacak bir arkadaşı olmadan yaşayan önemli bir kesim var. Bu eğilimin önemli bir nedeni de insanların büyüdükçe ülkenin farklı yerlerine dağılmaları ve böylece birlikte büyüdükleri çocukluk arkadaşlarıyla uzak kalmış olmaları gösteriliyor. 

Noel bayramından önce Metro gazetesinde yukarıda geçen araştırmaya paralel olarak, Noel bayramını İsveç'te bir çok kişinin yalnız geçireceğini duyurmuştu.

Haberde, İsveçli bir bayan iki kızıyla, bayramı yalnız kutlayacaklara kapısını açmış ve internetten anons vererek 14 kişiyi evine davet etmiş. Bayramı yalnız kutlamak istemeyen 150 İsveçli bu davete başvuru yapmış. Bir gazetede de, her beş İsveçliden birinin kimsesiz bayramı yalnız kutlayacağını istatistiklere dayandırarak yayınladı.


Bu insanların annesi, babası, amcası, kuzeni gibi yakın akrabası yok mu? Bayramını yalnız kutlamamak için anons veriyor, anonsa yüzlerce kişi başvuruyor. 
 
Öte yandan her yıl Noel bayramında biraraya gelerek ''kaynaşma gecesi'' düzenleyen, ''Köylüoğlu, Küçükgöl ve Göker'' sülaleri ise bu Noel'ide fırsata çevirdi.

Konya'nın Kulu ilçesinden 50 yıl önce İsveç'e gelen kalabalık sülalelerin yılda bir defada olsa  yaptığı etkinlikte  200-300 kişi biraraya gelerek hasret gideriyor.

Sohbetler edilip, topluca yemekler yeniliyor. Çocuklar  yakınlarıyla sıcak ilişki kurarken, akrabalarını  tanıma fırsatı buluyor. Yıl içinde, cenaze, düğün, bayram, hasta ziyareti  gibi bir çok etkinlikte de biraraya gelinmeye devam ediliyor...
 
Aynı ülkede çok farklı yaşayan iki toplum neden birbirinden etkileşmez...

İsveçliler arasında  yüksek refahın getirdiği yalnızlık hastalığı büyüyerek bütün vücuda dağılıyor. İsveçlilerin en güncel problemlerinden birisi yalnızlaşmak gibi duruyor.

Komşuluklar öldü, akrabalıklar bitti, çekirdek aile kavramı, mazide kaldı...

İsveçli sosyolog, psikolog ve pedagoglar bu duruma çare arıyor...

İsveçlilerin aradığı çare,  eskisi gibi olmasa da komşuluk, akrabalık, aile gibi farklı ilişkilerini devam ettiren Türk toplumunda...

İşte sorun da tam burada, biz bunu onlara nasıl anlatacağız...?