Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını İsveç'te aşırı sağcıların büyük oy kaybetmesine neden oldu.

Korona krizi başlamadan önce şubat ayında yapılan kamuoyu anketlerinde aşırı sağcı parti İsveç Demokratlar (SD), yüzde 25 oy oranı yakalayarak ilk defa İsveç'te birinci parti konumuna gelmişti.

İsveç'te 100 yıllık refah devletin kurucusu Sosyal Demokrat Partisi ise tarihinde ilk defa büyük oy kaybı yaşayarak yüzde 23'e gerilemişti. Ana muhalefet sağ muhafazakar Moderat Parti'de yüzde 16'lara düşerek 3. sıraya gerilemişti.

Özellikle ülkede son 3 yıldır önüne geçilemeyen  göçmen kökenli gençlerin ufak çaplı mafya grup çatışmalarının sokağa yansıması, SD'nin ekmeğine yağ sürmüştü.

SD sığınmacı krizini ve göçmen kökenli gençlerin sokak çatışmalarını popülist bir propaganda aracı olarak kullanırken, oy oranında ciddi şekilde artırmıştı.

Demoskop Araştırma Şirketi'nin Aftonbladet gazetesine yaptığı son ankette, azınlık hükümetin en büyük partisi Sosyal Demokratlar (S) yüzde 30,1 ile tekrar birinci parti oldu. Korona krizi başladıktan sonra hızlı bir oy artışı sürecine giren Sosyal Demokrat Parti, şubat ayından buyana yüzde 8 civarında oyunu artırdığı gözlendi.

İsveç Demokratlar Partisi'de 3 aylık dönemde yüzde 7 oy kaybı yaşayarak yüzde 18,8 ile tekrar 3. sıraya yerleşti. Uzun süre ciddi oy kaybı yaşayan Moderat Parti ise yüzde 20,7'lik oy oranını ile 2. sıraya yükseldi.

Öte yandan geçen hafta Sifo Araştırma Şirketi'nin yaptığı kamuoyu anketine göre,  yüzde 25 güven oyu ile alt sıralara gerileyen Sosyal Demokrat Parti Lideri ve Başbakan Stefan Löfven'in kısa sürede halkın yüzde 50 güvenini kazanması, krononavirüs ile yapılan mücadeleye bağlandı.

'İsveç modeli' adı altında hafif önlem alınarak koronovirüsle mücadele edilmesi halkın büyük çoğunluğu tarafından desteklendiğinin bir kanıtı.

İskandinavya'nın diğer ülkeleri Finlandiya, Norveç ve Danimarka'da koronovirüsle mücadelede İsveç'in tam tersi bir yol izlenmesine rağmen o ülkelerin Başbakanları yüzde 30'ları geçen tarihi oy artışlarıyla iyi bir seviye yakaladı.

Bu durum şunu gösteriyor, olağanüstü ve halkın korkuya kapıldığı bir durumda liderler nasıl yol izlerse izlesin halkın büyük güvenini kazanıyor.