Adı, Carlie Anderesson...

İsveç'ten 15 Mayıs'ta İsrail zulmü altına inleyen Filistinlilerin bir nebze sesini duyurmak için bir çok aktivistin de bulunduğu bir tekne ile yola çıktı.

Bu yolculuk öncesi, işini, ailesini bütün özel zevklerini bir kenara bırakarak dini dili kendine benzemeyen bir halkın acılarına ortak olmak istedi.

Herkesin bildiği gibi üç aylık zorlu yolculuk sonunda uluslararası sularda, İsrail askerleri hukuksuzca tekneye müdahale ederek, Aşdod Limanı'na çekti. Carlie Anderesson'un anlattığına göre, İsrail askeri tekneye yaptığı baskında, elektrikli tabancası kullanmış. Sadece insancıl yardım taşıdıklarını ve İsrail topraklarına hiç uğramayacaklarını hatırlatmalarına rağmen Carlie ve diğer aktivistlere elektrikli tabanca ile müdahale edilmiş. Bazı aktivistleri güverteden aşağı atılmış.

Daha sonrada Carlie ve diğer aktivistler İsrail askerleri ellerinden ve ayaklarından kelepçeleyip uluslararası terörist muamelesi yaparak hücreye konmuş Hücrede de tam dört gün sabaha kadar psikolojik işkence uygulamış.

Geçen hafta Carlie ve Divina Levrini, ülkelerine dönerek İsrail vahşetini Stockholm'ün Arlanda Havalimanı'nda göz yaşları içinde anlattı.

Orhan Karan ile birlikte bizde olayı görüntülemeye çalışırken, sonradan kamera görüntülerinden fark ettiğim trajik bir olayı aktarmak istiyorum.

Charlie ile röportajı bitirdikten sonra, ''Son kez bir şey söylemek istiyor musun? '' Diye sorduk. Utangaç bir edayla ''Yok aklıma gelenlerin hepsi bu'' dedi. Ama yüzünde bir tedirginlik ifadesi de bulunuyordu.

Daha sonra Orhan abi ile bir yere oturduk görüntüleri çözmeye çalışırken bir detay dikkatimizi çekti. Kamera, Charlie ile onu karşılamaya gelen bir aktivistin ilginç konuşmasını kaydetmiş.

Konuşmada Charlie, ''İsrail askeri saatimizi, telefonumuz, cüzdanımızı her şeyimizi çaldı. Zaten paramda kalmadı. Havaalanından eve gidecek param yok. Burada kaldım ben ne yapacağım, nasıl eve gideceğim'' ifadelerini kullanıyor.

Diğer aktivistte bahçesinden yetiştirdiği salatalık, domates gibi yiyecekleri bir naylon poşetle kendisine uzatıyor ve eve gideceği kadar bir miktar para taktim ediyor.

Aç kala kala, cebinde beş kuruş parası olmaya olmaya başkasının derdiyle dertlenenlere selam olsun.

Hristiyan, Müslüman, Yahudi ve Ateist hiç fark etmez, dünyayı Carlie gibi yiğitlerin fedakarlığı kurtaracak.