Taraf suçundan hüküm giymişlerin, başkalarına taraf muamelesi yapmalarına atfen...

Türkiye hiç kuşkusuz çok partili seçimlere geçtiğinden beri sandık sürecini en iyi yöneten ve belli sıkıntılar yaşansa da demokratik hakkını en iyi şekilde kullanan ülkelerin başında geliyor.

Kuşkusuz gerek seçim öncesi, gerekse seçim sürecinde en çok hareket eden, en çok konuşulan oluyor. Bunun zaman zaman belli kişileri ve kesimleri rahatsız ettiğini biliyoruz. Kendi arzu ve taleplerini vatandaşın talepleriymiş gibi idolojik bir anlayışla sunarken sanırlar ki vatandaş bunu anlamıyor.

Seçmen nabız ve nutku karıştırıyor mu?
Kesinlikle hayır ama seçmenin nabzını tutunca nuktuna dokunmak isteyen yine belli kesimler olduğu gerçeğini her seçimde olduğu gibi bu seçim öncesinde de görüyoruz. Anket araştırmaları, anketlerin ortaya koyduğu veriler ve bunların paylaşımları sırasında beklentilerinin altında kalanların tutumları değişebiliyor.

İsveç Gündemi olarak açtığımız ankete katılan insanların tercihlerini geçtiğimiz günlerde paylaştık. Orada katılımcıların tercihine saygı duymak yerine, oyları biz kendimiz vermişiz gibi yandaş medya olarak ilan etme çabasına giren insanlar olduğunu gördük. Oysa seçim anketleri vatandaşların katılımı ve katılımdaki tercihleri belirler, ki bunlar seçimin net çıkan sonuçları bile değildirler.

Hangi paritinin seçimden nasıl çıkacağını görmek için Yüksek Seçim Kurulu'nun kesin sonuçlarını beklemek gibi bir zaman gerektiğini de unutanlar var.

Bunun yanı sıra yine seçim anketlerinin yayınlanması ile yer verdiğimiz sonuçlardan rahatsızlık duyanlar aynı tavırlarına devam etmektedirler. Oysa bunun yerine insanları ikna etme ve kendi görüş ve düşüncelerini toplumsal kucaklama çizgisiyle birleştirerek insanları buna inandırmaları kendileri açısından çok daha verimli olacağını nedense hatırlamak ve bilmek istemezler.

Onlarca yıldır Türkiye'de 3 bacağı eksik bir siyasetin sorumlularını eleştirmez, muhalefet yokluğunun sebeplerini araştırmaz tek suçlu olarak iktidarı hedef tahtasına koyarak kendi sorumluluklarından kaçmaya çalışırlar.

Vatandaşa koyun varsayımı ile edilen muamelenin bedelini ağır bir şekilde ödeye ödeye bitap düşen muhalefetin hala aynı tavrında ısrarcı olması Dünya'nın gelişmiş hiç bir siyasi kavramında bulunmamaktadır.

Fazla uzun süre değil, hepimizin hafızalarında hala canlı olduğuna inandığım İsveç seçim sonuçlarını hepimiz gördük ve seçim sonrasında iktidarı kaybeden İsveç hükümetinin ve başkanı Fredrik Reinfeldt'in aldığı kararı hepimiz biliyoruz. İsveç'te bu davranışa onurludur diyen bir toplumun yıllardır hezimetler serisi yaşayan Türkiye muhalefetine ses edememesini sanırım pekte onurlu bir davranış olarak kabul edilbilir değil.

2015 seçimlerinin hükümetiyle, muhalefetiyle hayırlı olanın başarıya ulaşmasını dilemek en samimi dua'larımdan biridir.

Temenni ederim ki bu süreci daha önce de olduğu gibi Türkiye toplumu gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında en demokratik ve barışçıl şekilde neticelendirecektir.

Burada önemli olan her vatandaşın en demokratik hakkı olan sandığa gidip son sözü söylemesidir.

Selam ve saygılarımla...