Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı en büyük sorunlardan biri farklı ülkelerde almış oldukları Mahkeme Kararlarının Türkiye’de tanınması ve uygulanması noktasında ortaya çıkmaktadır.
Bu konuda en sıklıkla karşımıza gelen konu yurtdışında resmi makamlar nezdinde evlilik birliğinin sonlandırılmış olmasına yani kişilerin boşanmış olmalarına rağmen kişinin Türkiye’de halen evli olarak gözükmesi ve yurtdışında alınmış olan boşanma kararının otomatikman Türkiye’de uygulanamayacak olmasıdır.
Örneğin Türkiye’de evlenip İsveç’te boşanmış olmanız halinde Türkiye’de bu boşanma kararının geçerli olması ve nüfus kayıtlarının bu doğrultuda değiştirilebilmesi için boşanmaya ilişkin yurtdışında verilmiş olan mahkeme kararının Türk Mahkemeleri tarafından tanınması gerekmektedir.
Bu durumda yapılması gereken şey; İsveç’te alınmış boşanma kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizi için Türk Mahkemeleri’nde tanıma tenfiz davası açılmasıdır.
Tenfiz ;yurtdışında verilmiş mahkeme ilamının Türkiye’de uygulanabilmesine yönelik bir müessesedir. Örnek olarak boşanma sonucunda çocukların velayeti, eşler arasında malların paylaşımı, nafaka ödenmesi gibi konularda boşanma kararının tanınması ve tenfizinin birlikte dava konusu edilmesi gerekir.
Yine yabancı ülkede bir Türk yada yabancı ülke vatandaşı aleyhine açılmış olan alacak davasının kazanılması halinde, bunun neticesi o kişinin Türkiye’deki malvarlığına, bankadaki hesaplarına, menkul ve gayrimenkullerine gidilerek alacağın bunlar üzerinden tahsil edilmesi ve o kişi hakkında icra takibi başlatılabilmesi ve malvarlığı üzerinde haciz işleminin tatbik edilebilmesi için yabancı ülke mahkemesi tarafından verilmiş olan mahkeme kararının Türkiye’de tanıma ve tenfizi gerekir.
Tanıma tenfiz davası açmak sureti ile İsveç Mahkemeleri’nde alınmış bir boşanma kararı Türkiye’de tanıtılmaz ise, kişi nüfus kayıtlarında evli olarak gözükmeye devam eder ve Türkiye nezdinde o kişi halen evli sayılır. Türk Hukuku tahtında yapacağı tüm işlemler bakımından evli olarak değerlendirilir ve evlenmenin tüm hukuki sonuçları kendisine uygulanır.
Vatandaşımızın bu konuda yaşayabileceği problemler neler olabilir?
Örneğin vatandaşımız İsveç’te boşanmış ve fakat Türkiye’de evli olarak gözüktüğü için herhangi birine kefil olmak ister ise boşandığı ancak Türkiye nezdinde halen evli olarak gözüktüğü kişiden eş rızası almak zorunda kalacak, belki de bu kişiye hiç ulaşamayacağı için işlem sekteye uğrayacaktır.
Yada kendi üzerine kayıtlı olmasına rağmen üzerinde aile konutu şerhi bulunan taşınmazını satmak veya üzerinde ipotek tesis etmek istediğinde Türkiye’de halen eşi olarak gözüken kişinin muvafakati olmadan bu işlemi yapamayacaktır.
Konut kredisi çekmek istediğinde nüfus kayıtlarında evli olarak gözüktüğü için taşınmazın üzerinde ipotek tesis edilmesi için yine aslında evli olmadığı ancak Türkiye nezdinde evli gözüktüğü kişinin rızasını alması gerekecektir.
Yurtdışında boşanmış olmasına rağmen, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizi yönünde dava açmamış olan vatandaşımız Türkiye’de yeniden evlenmek istediğinde Türkiye’deki nüfus kayıtlarınızda zaten evli gözüktüğü için yapacağı evlilik müracaatı reddedilecektir.
Yine miras paylaşımı yönünden de tanıma tenfiz davasının açılmamış olması hukuki açıdan büyük problemler yaratabilecektir.
Tüm bu sorunların yaşanmaması adına Türkiye’de basit usule tabi bir dava olan tanıma-tenfiz davası açılarak söz konusu sorunların giderilmesi mümkündür.
Yurtdışında verilmiş boşanmaya ilişkin mahkeme kararının tanıma ve tenfizine ilişkin davada , yurt dışında ikamet eden kişiler kendileri bizzat bu davayı açabilecekleri gibi Türkiye’de bir avukata vekaletname vermek sureti ile duruşmaya gelmeksizin bu davayı açabilirler.
Boşanmanın tanınması ve tenfizi davasının daha hızlı bir şekilde neticelendirilebilmesi için diğer eşinde Türkiye’de başka bir avukata vekalet vermesi önem arz etmekte olup bu durum tebligat sürecini ve dolayısı ile dava sürecini hızlandırmaktadır.
Aksi durumda yurtdışında ikamet eden eşe Mahkeme aracılığı ile yapılan tebligatlar Adalet Bakanlığı aracılığı ile ilgili ülke makamlarına ve oradan da ilgili taraflara gönderilmekte, bu durum mahkeme sürecini bir hayli uzatarak Mahkemenin kısa sürede tanıma, tenfiz kararını vermesin engel teşkil etmektedir.
Türk mahkemeleri bu davada öncelikle her iki eşe yada onların vekillerine usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasını, taraf teşkilinin sağlanmış olmasını, daha sonrada yabancı ülke mahkemesi tarafından verilmiş boşanma kararına ilişkin tüm evrakların eksiksiz , istenilen şekilde ve zamanında Mahkemeye sunulmuş olmalarını aramaktadır.
Boşanmanın tanınması ve tenfizi davasının görevli mahkemesi aile mahkemesi olup aile mahkemesi bulunmayan yerlerde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Bu davanın yetkili mahkemesi davalının Türkiye’deki ikametgâhın bulunduğu yer mahkemesi, Türkiye’de ikametgahı bulunmuyor ise Türkiye’de sakini olduğu yer Mahkemesi , sakini olduğu yerde bulunmuyor ise İstanbul, İzmir, Ankara Mahkemelerinden herhangi biridir.
Açılacak olan davanın süresi mahkemelerin yoğunluğuna göre değişmek ile birlikte yukarıda bahsetmiş olduğum gibi her iki tarafında Türkiye’de bir Avukata vekaletname vermeleri halinde mahkeme süreci çok daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilmektedir. Ancak daha önce belirtmiş olduğum gibi taraflar bu davayı kendileri de elbette ki takip edebilirler.
Tanıma ve Tenfiz Davasının açılması için ; Yabancı Ülke Mahkemesi tarafından verilen Mahkeme İlamı(Kararının) aslı, Bu kararın kesinleşmiş olduğunu gösteren belge yada bu karara düşülecek kesinleşme şerhi, Yabancı Ülke Mahkemesi tarafından verilen Mahkeme İlamı(Kararının) yeminli tercüman tarafından yapılacak, noter yada Konsolosluk onayını taşıyan Türkçe tercümesi, Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi ve Avukata vekalet verilecek ise ilgili yetkileri eksiksiz olarak ihtiva eden vekaletnamenin hazır edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca Yabancı Mahkemeler tarafından verilmiş olan karar ve düzenlenmiş diğer belgelerin apostil şerhini ihtiva etmesi gerekmektedir.
İsveç özelinde İsveçli Avukat meslektaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre İsveç mahkemelerinden kararın aslını almak mümkün olmadığından burada yapılması gereken mahkeme ilamının bir örneği üzerine kesinleşme şerhinin (beslutet har vunnit laga kraft) koydurulması ve kararın aslı ile aynı olduğu ibaresinin yazılıp, ıslak imza ile onaylanmasıdır. Akabinde alınacak bu kararın yeminli tercüman tarafından Türkçeye çevrilmesi ve konsolosluk tarafından ( Türkiye’de ise noter) onaylanması gerekmektedir.
Saygılarımla,
Avukat Özgür Kurucuk
[email protected]