GÖÇ

Emrullah İşler Belçika’da konuştu: “Sizler Belçika için de Türkiye için de çok kıymetlisiniz”



"1974 yılında İslam dinini resmi din kabul etmesiyle Belçika, Avusturya'dan sonra İslam dinini resmen tanıyan Avrupa'nın ikinci ülkesi oldu. Belçika'nın sunduğu imkanlar çerçevesinde Belçika'daki Türk toplumu kendi camilerini açtı, özgürce ibadet etti, dinlerini yaşadı" diyen İşler, şunları kaydetti:

"Maalesef bazı ülkelerde göçmenler hala uyum-entegrasyon politikalarının hedefinde yer alıyor. Bu politikalar entegrasyonu tek taraflı bir süreç olarak algılıyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu süreç çift yönlüdür ve her iki tarafa da sorumluluklar yüklemektedir. Göç edenler, yaşadıkları ülkenin yasalarına ve kurallarına uymakla yükümlüdürler. Aynı şekilde ev sahibi ülkede göç edenlerin değerleri ve kimlikleri ile toplumsal hayatın her alanında ayrımcılığa uğramadan fırsat eşitliğine sahip olmalarını sağlamalıdır. Kavramların anlamını birbirine karıştırmayalım. Sadece göçmenleri hedef alan, göçmenlerin ev sahibi toplumun değerlerini benimsemesini isteyen tek taraflı politikaların adı uyum değil asimilasyondur."

İslamofobi ve İslam karşıtlığının özellikle Müslüman göçmenleri hedef aldığına dikkat çeken İşler, "Dini mekanlara saldırılar, dini haklar konusundaki kısıtlayıcı uygulamalar, göçmen toplumları hedef alan ırkçı saldırılar, göçmenlere ilişkin konuların medyada ele alınış şekli, toplumların birlikte yaşam deneyiminin sağladığı kazanımlara zarar veriyor" diye konuştu.

"YTB, sizin için çalışıyor"

Konuşmasında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili meselelerle yakından ilgilendiğini vurgulayan İşler, "YTB sizler için kuruldu, sizler için çalışmalar yapıyor" diye konuştu.

İşler, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupalı Türkler artık Avrupa'nın bir parçasıdır. Bu durum onlara hem haklar sağlamakta hem de sorumluklar yüklemektedir. Eşitlik beklemek onların hakkıdır. Ancak sorumlulukları da vardır. Belçikalı Türkler size sesleniyorum... Sadece Flamancayı ya da sadece Fransızcayı değil her iki dili de öğrenin, ama Türkçeyi ana dilinizi de en iyi şekilde öğrenmeniz lazım. Türkçeyi ana diliniz olarak nesillere aktarmanızı ümit ediyorum. Kimliğiniz, hazinenizdir. Kimliğinizi koruyarak toplumsal ve siyasal hayata katılın. Sizler Belçika için de Türkiye için de çok kıymetlisiniz."