Bir İsveçli, Kanada'da çalışırken, Orada bir Hollandalı ile tanışır ve evlenir. Avustralya'ya taşınmaya karar verirler, bundan sonraki hayatlarına Avustralya'da devam eder.
Yukarı da anlatmaya çalıştığım örnek, Batı ülkeleri arasında ikinci dünya savaşından sonra rutin hale gelen bir yaşam şekli.

Başka bir şekilde örnek verecek olursak, Bir Türk yada Kürt, Mısır'a yerleşip orada tanıştığı bir Cezayirli ile evlenip, İran'a yaşamaya karar verdiklerini 50-60 yıldır hiç duyamazsınız. Çünkü şartlar, bürokrasi ve İslam dünyasının içinde ki fitne buna izin vermez.

Bazı Batı ülkeleri ve ABD iki gün önce yine Fitnenin fitilini ateşleyip içimize bıraktı. Fitne,''Katar'ı İŞİD'e yardım ediyor' diye Suudi Arabastian eliyle izole edip, İran'la birlikte etkisiz hale getirmek. İran'ada terör örgütü İŞİD aracılı ile saldırtıp bu saldırıyı yapanların arkasında ''Suudi Arabistan var'' algısını oluşturmak.

Şimdilik bu fitne karşısında, Ortadoğu ülkelerinin basireti bağlanmış ve tuzağın içine düşmüş gözüküyor. Allah akıl fikir versin....

Öte yandan Batı ülkelerini göklere çıkarıp, sanki dünya kurduğundan beri 'Sorunsuz yaşıyor' gibi algılayanlara da şunu belirtmek isterim. Batı dünyası Ortaçağdan, 1945 yılına kadar, bin yıl zulüm içinde yaşadı.

Açlık,susuzluk veba, adaletsizlik uzun süre hüküm sürdü. Bir birlerinin boğazını kestiler. En son 2. Dünya savaşında 60 milyon insan öldü. Topu, topu 50 yıldır rahat ve refah bir hayat sürüyorlar.

Kısacası yeryüzü kurulduğundan beri Dünyaya bir Doğulular hakim olmuş, bir Batılılar...

Kıyamete kadar da bu böyle devam edecek. Önemli olan bizim burada duruşumuz ne olacak? Ateşe su taşıyan karınca mı? Yoksa ateşe odun taşıyan karga mı?