Cep telefonu kullanımıyla ilgili Türkiye ile Avrupa ülkeleri karşılaştırılarak yapılan araştırma, ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Ankara Analitik Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırma kapsamında, 33 ülkede 53 bin 150 katılımcıya uygulanan anket ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başta olmak üzere çeşitli kurumların 2017-2018 yıllarına ilişkin yayınladığı raporlar değerlendirilerek rapor hazırlandı.

Bu kapsamda, geçen yıl sonu itibarıyla nüfusu 80 milyon 810 bin 525 olan Türkiye'de, mobil telefon abone sayısının 77 milyon 800 bin 170, genel nüfustaki 0-9 yaş arası grup çıkarıldığında mobil cihazlara erişim oranının yüzde 109,5 olduğu belirlendi.

Mobil telefona bakma sıklığı

Bireylerin, cep telefonu kullanım sürelerinin hesaplandığı araştırmada, 2017 yılı son çeyreği verilerine göre, mobil abonelerin ayda ortalama 442 dakika telefonla konuştuğu tespit edildi. Bu süre, Avrupa ülkeleri ortalamasında 231 dakika.

Mobil telefonlara günlük bakma sıklığı ve telefonu gece kontrol etme oranları bağlamında da gün içinde telefona bakma sıklığının Türkiye'de Avrupa ortalamasının üstünde olduğu belirlendi.

Buna göre, Türkiye'de mobil kullanıcıların yüzde 78'i gün içinde çalmasa bile telefonunu kontrol etme ihtiyacı hissediyor. Bu oran, Norveç'te yüzde 64, İspanya'da yüzde 52, Hollanda'da yüzde 47, İtalya'da yüzde 42, Almanya'da yüzde 38 seviyesinde.

Geceleri, "acaba arayan oldu mu?", "mesaj geldi mi?" düşüncesiyle telefonunu kontrol edenlerin oranı ise Türkiye'de yüzde 85. Avrupa ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 48'e düşüyor.

Türkiye'de, cep telefonu kullanıcılarının yüzde 28'i uyanır uyanmaz başka hiçbir şey yapmadan, yüzde 61'i de uyandıktan sonraki ilk 5 dakika içinde telefonlarını kontrol ediyor. Kullanıcıların yüzde 23'ü gece yatmadan hemen önce, yüzde 52'si ise yatmadan önceki 5 dakika içinde telefonuna bakma gereği duyuyor.

Araştırmada ayrıca, telefon abonesi bireylerin en çok başvurduğu ve görüştüğü kısa numaralı hatların da detayları belirlendi. Buna göre, aboneler en çok 182 Muayene Hastane Randevu Sistemi'ni arıyor. Bunu 112 Acil Servis, 186 Elektrik Arıza, 155 Polis İmdat ve 153 Alo Zabıta numaraları izliyor.

Konuşma süresi gelir seviyesiyle ters orantılı

Araştırma merkezinin koordinatörlüğünü yapan Kapadokya Üniversitesi Kapadokya Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Bülent Öztürk, AA muhabirine, araştırma sonuçlarının, merkezin 4 aylık analiz çalışması neticesinde elde edildiğini söyledi.

Çalışmanın, iletişim ve sosyo-ekonomik denge arasındaki bağı anlamak amacıyla yapıldığını belirten Öztürk, kişilerin geliri yükseldikçe telefon kullanma süresinin düştüğünün, gelir düştükçe konuşma süresinin arttığının bilimsel araştırmayla ortaya konulduğunu ifade etti.

Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasında mukayese yapıldığını anlatan Öztürk, 2017 yılına ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla miktarları ele alındığında, Avrupa'da kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu ülkelerin Norveç, Hollanda, İsveç, Almanya, Danimarka olarak sıralandığını, bu ülkelerdeki bireylerin günlük telefonla konuşma sıklığının, Türkiye'deki bireylerden çok daha düşük seviyelerde olduğunu kaydetti.

Mobil telefonların insan hayatına yardımcı olduğunu ancak Türkiye'de abonelerin cihazı gerektiği zaman kullanma alışkanlığının olmadığını savunan Öztürk, şöyle konuştu:

"Telefonla yakın ilişkiyi, insanların gerginliğini atmada iletişim kurma ihtiyacına bağlıyoruz ama bu ihtiyacın artmasının çeşitli sebepleri var. Bu durum sosyal faaliyetlerin, hobilerin az olduğuna işaret ediyor. Türkiye'de 77 milyon 800 bin mobil telefon abone sayısı var. 20 yaş altı çocukların 20 milyon olduğunu düşünürsek bu sayı oldukça fazla. Araştırma, sosyo-ekonomik gelişmişlikte geri olan toplum ve ailelerde telefonla daha çok konuşulduğunu veya mobil telefonla meşgul olunduğunu göstermekte. İletişim, teknolojideki gelişmeyle yakından ilgileniyor. Mobil telefonda, gazetenizi, e-postanızı görebiliyor, konuşabiliyorsunuz. Aslında bu gelişmeler insan hayatına yardımcı olmakta ve ona değer katmakta ancak bizler bunu doğru, gerektiği kadar kullanmayı bilmiyoruz."

Editör: İsveç Gündemi