Koronavirüs Bilim Kurulu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede son durumu görüşmek için video konferans yöntemiyle toplandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

Bakan Koca'nın açıklamaları şöyle:

"FİLYASYON ORANIMIZ YÜZDE 97.5'E ULAŞTI"

Tedbirleri eskisinden çok daha sıkı tutun, virüsü sokaktan alıp evinize taşımayın. Sokağa çıkmayanlar bu savaşın görünmeyen kahramanlarıdır. Önceki toplantıda benden en çok duyduğunuz kelime filyasyondı. Bize başarı kazandıran bu yöntemin üzerine gittik. Bunun etkisi bir kez daha görüldü.

Salgın hastalık tedavisinde öteden beri bilinen bu yöntem yayılımın önünü kesmekten en etkili yoldur. Virüs 81 il ve bazı köylerimize kadar ulaştı. Sizlere ilk vakamızdan, hastalığın bulaştığı şemayı göstermiştim. İşte bu vaka her hasta için çalıştığımız filyasyonun bir örneğiydi. Filyasyon oranımız yüzde 97.5'e ulaştı. 

"65 YAŞ ÜSTÜ POZİTİF ORANI YÜZDE 30'DAN YÜZDE 18'E DÜŞTÜ"

Sağlığa yapılan yatırımların ne kadar doğru olduğunu toplum olarak bir kez daha test etmiş olduk. Kendi tedavi algoritmamızı oluşturarak vakalar için erken tedaviye başladık. Belirti ortaya çıkınca erkenden hastaneye yönlendirilen hastalarda tedavinin sonucunu gördük. Erken tedaviye başlamanın bir başka sonucu da hastanın zatürreye dönüşme hızıdır. Bu doğal olarak yoğun bakım ve entübasyona da yansımıştır. Önce 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkışını kısıtladık. Bu tedbirler netice vermektedir. Bu kısıtlama sonucunda ileri yaşta pozitifte belirgin azalma gözlenmiştir. Kısıtlamadan sonra 65 yaş üstü pozitif oranı yüzde 30'dan yüzde 18'e düştü.

Hastanelerimizde sağlık personelimiz aynı hız ve gayrette görevine devam etmektedir. 

Vaka sayımızda artış devam etmektedir. Bu artış hızının düşmekte olduğunu görüyoruz.

Önümüzdeki günlerde plato oluşturması şaşırtıcı olmayacaktır.

Bu saat itibariyle bugün sonucu çıkan 40 bin 270 test ile toplam test sayımız 558 bin 413 oldu.

Bugün eklenen 453 vaka ile toplam vaka sayımız 78 bin 546'ya ulaştı. 

Bin 542 hastamız iyileşti. Toplamda 8 bin 631 vatandaşımız COVİD-19'u yendi.

Artan test sayımıza rağmen vaka sayımız azalıyor. Yoğun bakım hastamız azalıyor. İyileşip taburcu olan hasta sayımız hızla artıyor.

Diğer ülkelerden farklıyız. Hastanelerimizin çok yoğun olduğunu düşünüp, belirtilerinizi göz ardı etmeyin, başvurun. Size hizmet verecek güce, şartlara sahibiz. Tedavi için geç kalmayın. Geç kalmanız, akciğer iltihabına yol açabilir. Yoğun bakım ve entübasyon desteğini zorunlu kılabilir. Hâlen yoğun bakımda olan hastalarımızın, şikayeti olduğu halde geç başvurduğunu unutmayın. Hastalığa erken müdahale etme imkanlarımız, klinik şikayeti olan hastamızla ilgilenme gücümüz var. Hiç vakit kaybetmeyin. 

Bu şehirlerin seçiminde herhangi bir risk unsuru veya öncelik farkı yoktur. Ülkemizin çeşitli bölgelerinin fotoğraflarını yansıtmak amaçlıdır.

Özel bir teşekkürü sizlerle paylaşmak istiyorum. Sağlıkta şiddetin önlenmesi tüm partilerin gündeme almasıyla yasalaştı. Bu güne dek en kapsamlı olan yasanın çıkması için tüm vekillerimize teşekkür ederim.

SORU-CEVAP

(Bilim Kurulu'nun sokağa çıkma yasağına ilişkin tavsiyesi oldu mu? 23 Nisan'la sokağa çıkma yasağı birleştirilecek iddiası) Gündeme gelmedi. Zannederim haftaya gündeme gelir. Bilim Kurulu'nun bir tavsiye kurulu olduğunu unutmayalım. Bilim Kurulu bir karar mercii değil. Tavsiye kurumu. 23 Nisan'la ilgili de gündeme gelmedi. Zannederim ki haftaya gündem olabilir.

(Tomografi sonucuna göre pozitif teşhisi konuyor mu?) Net açıklayayım... Bir başından beri bilim kurulu'muzun öneri ve yaklaşımlarıyla götürmeye çalıştık. Hangi hastanın şüpheli görüleceği, COVİD'li olduğu gün be gün bu algoritmanın değiştiğini bilmiş olalım. Hem şüpheli vakayı hem tedaviyi sürekli güncelleyen tüm Türkiye'de hekim arkadaşların, kamu, özel ve üniversite hastaneleri dahil, herkesin 1 hastaya ne zaman test yapılması, ne zaman entübe edilmesi gibi konular stabilize edildi. Şırnak'taki hekim de Kars'taki hekim de, hastaya yaklaşımı Bilim Kurulu tarafından rehber eşliğinde stabilize edildi. Yeni tedaviye başladığımızda tüm Türkiye'de başlamış oluyoruz. Semptomu varsa, hastayı şüpheli görüyoruz. Tomografide bulgu olma durumu zorunlu değil. Temaslı ve semptomu varsa bizim için o da şüpheli. İlla tomografi pozitif olunca test yapılır diye bir kural yok.

(Havaların ısınmasıyla birlikte bir rehavet oluşturur mu?) Altını birkaç kez çizdim. Şuanki tablo hasta artış hızı düştü, ölüş artış hızı durağan, entübe doluluk oranı şuan stabilleşti. Şuan için bu tablo bizim için sevindirici. Dünyadan farklı yaptığımız uygulamalar var. Hem ilaç uygulaması hem devamında hasta erken dönemde semptomu olduğunda, dünyadan farklı olarak ücretsiz bir şekilde uyguladığımız ilaçtan bahsediyorum.

"SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN İNSANLARIN UMUDU İLE OYNANAMAZ"

(Ercüment Ovalı'nın açıklamaları...) Sözü edilen ilaç uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Cümlelerimi özellikle seçerek kullanıyorum. Türkiye'de ruhsatlı bir ilaç. Akciğerde tıkaç olan hastalara uygulanan ve bunda fayda görülen bir ilaç. Burada COVİD-19'la ilgili, bu ilacın faydalı olduğuna dair laboratuvar ve klinik çalışmaların da başladığını da biliyoruz. Biz Türkiye'de hem aşı hem de tedaviyle ilgili, COVİD-19'a özel, tüm çalışma yapan üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduk. Bununla ilgili ilgili merkeze de 23 Mart'ta 'Aşı ve tedavi ile ilgili herhangi bir çalışmanız varsa bunu projelendirip bize başvurun.' dedik. Oradan bize gelmedi. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz. İnsanlığa faydalı çalışma yapan herkes bizim için kıymetlidir. Araştırma ve çalışmaların nasıl yapıldığı da çok iyi bilinir. Klinik araştırma için 23 Mart'ta bizim çağrımıza cevap verilebilirdi, klinik araştırma yapılır ve devamında da ne yapılırsa yapılırdı. İlaç ve aşı işi hem milli hem stratejik bir iştir. Sosyal medya üzerinden yapılmaz. Uluslararası firmanın bir ilacı böyle umutlar tüketilerek ifade edilemez.

(Hayat ne zaman normale döner?) Tedbiri asla elden bırakmamalıyız. Süreci Bilim Kurulu'nun da yaklaşımıyla şeffaf bir şekilde aktarmaya çalışıyorum. Rakamları hepimiz net bir şekilde biliyoruz. Önümüzdeki 1 hafta 10 gün içinde bir 'pik' noktasına erişebileceğimizi görüyoruz. 2 haftalık bir plato dönemi olacağını biliyoruz. 2-3 hafta içinde de düşeceğini biliyoruz. Bunlar bizi rahatlatmamalı, tedbiri elden bırakmamalıyız. Bu mücadelede çok önemli 3 unsur var; 1 vakayı tespit edip filyasyon taramasını yapabilir olmak, hızla tespit. 2 tedavide çok güçlü olabilir olmak. 3. bacağı ise izolasyon, izolasyon, izolasyon. Bu sağlanabilirse yeni dalganın oluşumu önlenebilir ve hayat erken dönemde normale döner diye düşünüyoruz.

(Vaka sayıları nasıl hesaplanıyor?) Vaka sayısı içinde pozitif olan, kliniği olsun olmasın herkes var.

Editör: İsveç Gündemi