Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz girebilmesi için AB ile mutabakat sağlandığını belirterek, "Vizenin kaldırılması için mutabakat sağlandı ve inşallah 2016 yılının ekim ayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Schengen bölgesine vizesiz olarak girebilecekler ve çok önemli bir sorunumuz, çok önemli bir beklentimiz bu şekilde karşılanmış olacak" dedi.

Bakan Bozkır, yedincisi Samsun'da düzenlenen "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Üyelik Süreci" konulu sivil toplumla diyalog toplantısında yaptığı konuşmada, AB tarafından sağlanan kaynaklar ve AB ile Türkiye ilişkileri hakkında bilgi verdi.

Samsun'un Kurtuluş Savaşı'nda ilk adımın atıldığı yer olduğuna işaret ederek Samsun'da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Bozkır, yeni hükümetin ilk sivil toplum toplantısını Samsun'da düzenlediklerini belirtti.

Demokrasilerde sivil toplumların önemine işaret eden Bozkır, "Sivil toplum demokrasinin en önemli unsurudur ve uzun yıllar Türkiye sivil toplumun çok fazla filizlenemediği, çok fazla güçlenemediği yıllarla maalesef Cumhuriyet tarihinin önemli bir bölümünü geçirmek zorunda kaldı. 1980'li yılların başında 50 kadar sivil toplum kuruluşu olduğunu hatırlayanlarınız çoktur. Ama bugün 108 binin üzerinde sivil toplum kuruluşu ile Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil toplum kuruluşu sayısına erişmiş olmaktan dolayı hepimiz gurur duyuyoruz ve bunun inşallah çok daha büyük rakamlara ulaşmasını temenni ediyoruz" diye konuştu.

Dernekler Kanunu'nda değişiklik yapmadan önce sivil toplum kuruluşlarının baskı altında olduğunu dile getiren Bozkır, "Dernekler Kanunu'nda değişiklik yapmadan önce bir dernek, yurt dışından bir mektup alsa, valiye göstermek mecburiyetindeydi, 'bir toplantıya katılacağım' diye cevap vermek istese yine valiye göstermek mecburiyetindeydi. Böyle bir dernek yapısı, böyle bir sivil toplumdan bugünlere geldik. Onun için sivil toplum kuruluşlarına ayrı bir önem veriyoruz" ifadesini kulandı.

AB'NİN SAĞLAYACAĞI KAYNAKLAR

AB tarafından sağlanan kaynaklar hakkında da bilgi veren Bakan Bozkır, bu toplantıları düzenlemekteki amaçlarının "AB sürecinden nasıl yarar sağlayabiliriz" arayışı olduğunu belirtti.

AB sürecinde önemli kaynaklar olduğunu, bu kaynakların kullanılabilmesi için de projeler üretilmesi ve bu projelerin de belli bir standartta, belli bir şablon içinde yapılması gerektiğini anlatan Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Samsun aslında AB projeleri bakımından gerçekten önemli katkı almış bir şehrimiz. 2002 ile 2015 yılları arasında Samsun'a bin 213 proje verilmiştir ve bunlar karşılığında da bugüne kadar 160 milyon avro kaynak Samsun ilimize ulaşmış vaziyettedir. Bu önemli bir rakam. Bir diğer proje var ki bu da çok önemli bir demiryolu modernizasyon projesi. Bu AB'nin Türkiye'de verdiği en büyük projedir, 285 milyon avroluk katkı sağlandı, Sivas-Samsun arasındaki demiryolunun modernizasyonuna ve inşallah 2017 yılında bu da tamamlanmış olacak. Kırsal Kalkınma Programı kapsamında desteklenen 740 projeye de yaklaşık 65 milyon avro katkı sağlandı. Diğer önemli proje Erasmus dediğimiz 300 bin insanımızın yararlandığı bir proje. Bugüne kadar 600 milyon kaynak aktarıldı, 300 bin insanımız yurt dışı imkanına kavuştu, 400 bin insanımız yararlandı. Şimdi önümüzde 800 milyon avroluk 2020 yılına kadar harcayacağımız bir kaynak var buradan da inşallah 500 bin gencimizi, orta yaşlımızı, meslek erbabımızı bundan yararlandırmayı umuyoruz. Bununla ilgili olarak da bu toplantı çerçevesinde başka sunumlarla bu projeden sizlerin nasıl yararlanacağınız konusunda sizinle bilgiler paylaşılacak."

"Sivil toplum için de önümüzdeki dönemde yaklaşık 190 milyon avro 2020 yılına kadar kaynak var" diyen Bakan Bozkır, şöyle devam etti:

 "Bugüne kadar Samsunlu sivil toplum kuruluşlarının 138 projesine yaklaşık 16 milyon avro civarında bir kaynak sağlandı. Bunlar hem bizim heyecanımızı artıyor hem de Samsun'un bu konuda ne kadar bilinçli olduğunun, ne kadar projelerle ilgili bilgili olduğunun, ne kadar da ihtiyat içinde çalışmaya hazır olduğunun göstergesi."

"T.C. VATANDAŞLARI SCHENGEN BÖLGESİNE VİZESİZ GİREBİLECEK"

AB süreci bakımından son dönemde çok önemli gelişmeler meydana geldiğine işaret eden Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, şöyle devam etti:

 "Tabiri caizse paradigma değiştiği için kartlar yeniden dağıtıldı ve bir süredir istediğimiz hızda cereyan etmeyen bu ilişkiler şimdi bundan sonra çok önemli bir hız kazanacak. Bunlar içinde en önemli unsurlardan birincisi, Türk insanının belki de en çok kendini rahatsız hissettiği, en çok üzüntü duyduğu alanlardan bir tanesi vizedir. 1980 askeri darbesinin o yıllarda insanlarımıza uygulanan çeşitli baskılar ve o dönem psikolojisi ve atmosferi içerisinde çok sayıda vatandaşımızın yurt dışına gitmesi nedeni ile vize aslında o yıllarda konulmuştur, ondan önce vize yoktu. Şimdi bu vizenin kaldırılması için mutabakat sağlandı ve inşallah 2016 yılının ekim ayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Schengen bölgesine vizesiz olarak girebilecekler ve çok önemli bir sorunumuz, çok önemli bir beklentimiz bu şekilde karşılanmış olacak."

"AB İÇİN TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ"

AB ile müzakere sürecinin hızlandığını da belirten Bakan Bozkır, "Uzun zamandır bir fasıl açamamıştık, geçtiğimiz hafta yeniden bir fasıl açtık ve bu hükümetler arası konferans olması nedeniyle 28 ülkenin oy birliği ile mutabakatının Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili devam ettiğinin bir göstergesi" dedi.

11 yıldır yapılmayan zirve toplantılarının ilk defa tekrar ve yılda iki kez yapılacağını, üst düzey ekonomik işbirliği, üst düzey enerji işbirliği, siyasi platformlar ve onun yanında da gümrük birliği güncellenmesinin çok önemli adımlar arasında yer aldığını vurgulayan Bakan Bozkır, sözlerini şöyle tamamladı:

 "Gümrük Birliği güncellemesi bugün 150 milyar dolar olan ticaretimizin 300 milyar dolara çıkmasını sağlayacak ve tarım, hizmetler ve kamu alımları alanlarının dahil edileceği çok önemli bir proje ve inşallah bundan hem Türkiye'nin çok büyük kazançları olacak hem de bütün dünya bakımından gıpta ile bakılan ülkemizin konumu çok daha fazla güçlenecek, belki de AB'nin en büyük kazancı, bugün karşı karşıya olduğu ırkçılık ve İslam karşıtlığı gibi akımların yeşerdiği bir ortamda eğer Avrupa 'öteki' kavramının ortadan kaldırılmasını mümkün hale getirmek istiyorsa bunu sağlayabilecek tek ülke Türkiye'dir. Kültürü ile tarihi ile renkleri ile ve kendi içindeki öteki kavramına halletme yolunda büyük bir mesafe kat etmiş gücüyle, Avrupa Birliği inşallah ileride ilk kurulduğu gibi sadece dar bir alana sıkışmış büyük bir yapı olmaktan çıkıp, gönlünü çok daha güzel renklere çok daha fazla dinlere, çok daha fazla etnik yapıya açmış bir duruma kavuşacaktır. Bu nedenlerle de Türkiye için AB bugün belki gerçekten en fazla önem arz eden bir noktadadır ama AB bakımından da 'Türkiye vazgeçilmez, onsuz olmaz ve geleceğe bakarken de Türkiye ile birlikte yürüme kararlılığına kavuşmuş' bir tablo içindeyiz."

Editör: İsveç Gündemi