İçlerinde berbat fikirler var, mucitleri nasıl olmuş da böyle saçma bir fikiri geliştirmeye kalkmış dediğimiz. Ama bazılarıda nedendir bilinmez belki biraz kader, kısmet son derece orijinal olmakla birlikte unutulup gitmişler. Başarıyı görmüş her bir yeni fikrin yanında en az dokuz tane tutmamış, başarı yüzü göremeyip unutulmuş fikir bulunmakta. Psikoloji doktorası olan Samuel West bu unutulmuş, bir türlü tutmamış, mucidini büyük bir hayal kırıklığına uğratmış bu “kaybeden” buluşları gün yüzüne çıkarmaya karar vermiş. Museum of Failure türkçe adıyla Başarısızlık Müzesi 7 Haziran günü İsveç’in şirin mi şirin Helsinborg şehrinde ziyaretçilere kapılarını açtı.
 Dondurulmuş Colgate Ürünleri ve Google Gözlük

 

Bu başarısızlık hikayeleri içinde en dikkat çeken Google Glass 2015 Ocak ayında satıştan çekildi. Bu örnek Google gibi bir devin bile başarısızlığı günün birinde tadabileceğinin göstergesi.

“Öncelikle teknoloji yeterince gelişmemişti, ama özellikle gözlüğün bir kamera bulundurması özel hayatın korunması açısından sakıncalıydı” diyor Samuel West. Müzesinde Nokia’nın N-Gage modeline de yer veriyor Samuel West. 2003-2006 yılları arasında 2 milyon satan yarı telefon yarı oyun konsolu bu alet akabinde gelmekte olan “akıllı telefon” dalgasını yakalamamış ve unutulup gitmeye mahkum olmuştu.

 

Daha 1975 yılında Kodak tarafından geliştirilmiş olan dijital fotoğraf makinesi gibi bazı buluşlar ise doğru bir strateji uygulansaydı belkide altın yumurtlayan bir tavuğa dönüşebilirdi. Kodak 1995 yılında ilk dijital fotoğraf makinesini piyasaya sürüyor ancak hem yanlış stratejiler ve çekilen fotoğrafların baskısı konusunda doğru kararları veremiyor ve sonuç olarak Kodak 2012 yılında iflas bayrağını çekiyordu.

 

Bazı buluşların ise tamamen gereksiz, lüzumsuz olduğunu fark ediyoruz. Bic markasının geliştirdiği “kadınlara özel” kalem, kahveli coca-cola Coca-Cola BlaK.

 

Aslen Psikolog olan Samuel West doktorasını “şirketlerde inovasyon” üzerine yapmış. West’e göre şirketlerde başarılı olan yeni fikirler ne kadar önemliyse, başarısız olanlarda bir o kadar önemli. Yaratıcılığı desteklemek için şirketler “başarısız” fikirlere de değer vermeli. “Geliştirmiş olduğu bir fikir eğer tutmamışsa o mucidi cezanladırmak son derece yanlış ve bu tutum o şirketteki yaratıcılığa büyük bir engel oluşturur” diyor West ve ekliyor; “Esas normal olmayan sadece başarılı olmuş fikirlerden bahsedilmesi. Buna kaçınma stratejisi adını verebiliriz, mesela ben Facebook’a bir fotoğrafımı koyarken tercihimi çocuklarıma bağırırken çekilmiş bir fotoğraf yerine eski bir fotoğraftan yana yapıyorum çünkü daha zayıf daha fit görünüyorum.”

 

İsveç’teki şirket kültürünün başka ülkelerden çok farklı olduğunu vurguluyor Samuel West. İsveç şirket kültürünü “otoriter olmayan, yaratıcılığı destekleyen ve çalışanlarına büyük bir özgürlük alanı bırakan bir kültür” olarak tanımlıyor.

 

İsveç’in inovasyon konusunda bu kadar ileride olması çok şaşırtıcı değil. Ancak Samuel West başvurmuş olduğu hiçbir İsveç firmasından cevap alamamış. Görünüşe bakılırsa İsveç firmaları başarısız olan ürün ve fikirlerinin bu “Başarısızlık Müzesinde” sergilenmesine çok sıcak bakmıyorlar.
Editör: İsveç Gündemi