Uzmanlara göre sadece ABD’de değil dünyanın her yerinde akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla trafik kazalarında belirgin oranda artış söz konusu. Yolda yürürken telefonu ile meşgul olan ve kazaya neden olan yayaların sayısı azımsanmayacak kadar yüksek. Araç kullanırken telefonuyla ya da diğer teknolojik cihazlarla dikkatini bölen sürücülerin de etkisiyle trafik kazası oranında da hayatını kaybedenlerin sayısında da ciddi bir artış var.  
Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, Türkiye’de de yayaların telefonla meşgul olması nedeniyle çok sayıda kazaya neden olduklarını söyledi. Kelle “Akıllı telefonların kullanımına kadar sürücülerden kaynaklı trafik kazaları yaygındı. Son dönem yapılan araştırmalar gösteriyor ki akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte yayalardan kaynaklanan kazalarda artış var. Yayalar açısından baktığımızda, yol boyunca hem yürüyor olmak hem mesaj ya da aramayla bir kişiyle irtibat halinde olmak, sosyal medya ile ilgileniyor olmak dikkatte bölünmeye sebep oluyor. O an karşıya geçiyorsak, tehlikeli bir yerdeysek, caddeye, trafiğe odaklanmak yerine zihnimiz başka yerde olduğundan kazalar kaçınılmaz oluyor” dedi. 

"YÜRÜRKEN TELEFON KULLANIMINA KISITLAMA GETİRİLEBİLİR"  

Türkiye’de akıllı telefon kullanımın trafik kazalarıyla ilişkisine dair bir araştırma olmadığına vurgu yapan Kelle, “İsveç, Amerika, Almanya gibi ülkelere baktığımızda devlet politikalarının yürürlükte olduğunu görüyoruz. İsveç’te artık trafik levhaları gibi levhalar var, “bu yolda yürürken telefon kullanımınıza dikkat edin” gibi ya da Amerika’da artık şoförlere bir yaptırım getiriliyor. Zaman zaman akşam haberlerinde, gazetelerin 3. sayfalarında rastlıyoruz ama öngörümüz akıllı cihazların kullanımının trafik kazalarında artış göstereceği yönünde” ifadelerini kullandı. 

"AKILLI TELEFONLAR TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA NEDEN OLUYOR" 

Teknolojik cihazların hayatımızı işgal ettiğini belirten Kelle, “Ne kadar çok teknolojik cihazlara maruz kalıyorsak, günlük rutinimizden, keyif alacağımız şeylerden kendimizi o kadar mahrum bırakıyoruz. Bu ortamdan keyif alıyorum ya da bu ortam beni sıkıyor kararını vermekten ziyade kendimizi sadece sosyal medya akışına bırakıyoruz. O da bizi andan koparmaya, en sonunda tükenmişlik sendromuna, hatta hayattan zevk almamaya kadar götürüyor. Depresif belirtiler de görülmeye başlıyor. Pek çok kişi o teknolojik cihaza maruz kaldığı an ne yediğinin ne içtiğinin farkında değil. Sonrasın da sosyal çevreden kopmayla içe dönük depresif bir karakter oluşuyor” dedi. 
Editör: İsveç Gündemi