Facebook, kurulduğu tarih olan 2004 yılından bu yana 3. kez logo değişikliğine gitti.

İlk değişikliği bundan 10 yıl önce yani 2005 yılında gerçekleştiren Facebook'un şimdiki değişikliği ise ilk değişikliğe kıyasla çok daha minimal farklara sahip.


Logoların üzerinden gidelim ki daha kolay anlaşılabilsin:
Gördüğümüz gibi ilk bakışta fark edilmeyecek denli küçük makyajlar yapılmış bu defa. Biraz dikkatli baktığımızda 'a' harfinin değiştiğini görüyoruz. Daktilo/klavye a'sından yazarken kullandığımız a'ya geçilmiş.

Diğer bir değişiklik ise artık harflerin biraz daha yuvarlak hatlara sahip oluşu. Özellikle 'c','b' ve 'e' harflerinde kendini gösteriyor bu değişiklik. Keza tam emin olamasak da sanırız 'f' harfi de biraz daha genişlemiş gibi.

Son olaraksa fontun biraz daha inceldiği göze çarpıyor ki bu da özellikle düşük çözünürlüklü mobil cihazlarda görüntünün biraz daha iyi görünmesini sağlar.

Peki Neden?

Çünkü bu tür logo değişiklikleri, hedef kitleye yönelik 'biz değiştik' mesajını ileten en bilinen pazarlama tekniklerinden birisidir. Facebook'tan önce de pek çok firma tarafından uygulanmışlığı vardır ki bizdeki en bilinen ve en profesyonel biçimde uygulanan (yani logosundan, reklamlarına ve sloganlarına kadar her alanda) örneği Arçelik'in yaptığı değişikliktir. Keza Beko da yakın dönemde benzer bir değişim gerçekleştirmiş ve harflerini hem ufaltmış hem de rengini yumuşatmıştır.
Aslında keskin hatlar ve büyük harfler (ya da ilk harfi büyük olan şirket isimleri) soğuk savaş döneminden kalma bir 'dimdik ayaktayız' mesajıdır. Soğuk savaşın bitişi, liberalizmin yükselişi ve buna paralel rekabetin artışı ve tabii ki küreselleşme gibi etkenlerin ertesinde sınırlar da özellikle ticari anlamda giderek birbirine girdiği için hedef kitle de doğal olarak büyümüş ve bu bağlamda da müşteri portföyü çok daha fazla çeşitlilik arz etmeye başlamıştır. İşte bu sebeple tüketiciye tepeden bakan o keskin hatlar ve büyük harfler yerini siz bizim velinimetimizsiniz mesajı veren daha yumuşak ve yuvarlak çizgilere sahip küçük harflere bırakmıştır. Bunun yurtdışındaki en bilinen örneklerinden birisi de Microsoft'tur.
Bu metodun en mükemmel uygulayıcılarından birisi ise kesinlikle Pringles. Pahalı cipsleriyle tanıdığımız sektörü köklü ismi kurulduğu tarih olan 1968'ten bu yana gördüğümüz gibi epey yaşlandı. Saçları ancak bir tutam kaldığından bıyıklarını uzatmaya başladı ve dahası papyon sempatikliği eklendi. Harflerin küçüldüğünden ise bahsetmeye dahi gerek yok...
Bitirmeden önce son olarak da Facebook'un ilk logosunu verelim. Sene 2004. Facebook o zamanlar sadece Harvard'lılara açık. Ardından önce Boston'u sonra da zamanla ABD'deki okulları içine alan bir öğrenci ağı işlevi görmeye başladı ve kısıtlı sayıdaki üyeleri sadece okudukları okulun e-posta uzantısı ile kayıt olabiliyorlardı. 2006 yılına kadar bu böyle gitti. 2006 yılında ise yaş kısıtlaması sürmekle birlikte tüm e-posta adreslerine açıldı.
Kaynak: Yeni Şafak
Editör: İsveç Gündemi