Sosyal medyada ve salgınla mücadelede sıklıkla duyduğunuz "2 metrelik fiziksel izolasyon" kuralı, daha ziyade bir odada sabit bir şekilde otururken veya dışarıda hareketsiz bir şekilde beklerken geçerli. Ama eğer yürüyüş, koşu, bisiklet, vb. hareketli sporları yapıyorsanız, bu mesafeyi metrelerce arttırmanız gerekebilir.

Bu tespit, Belçika'daki KU Leuven ile Hollanda'daki TU Eindhoven üniversitelerinin yeni bir bilgisayar modellemesi çalışmasından geliyor. Uzmanlar, çeşitli faaliyetler sırasında insanların ağzından ve burnundan çıkan parçacıkların hareketlerini bilgisayar yardımıyla modellediler ve ne kadar uzun bir mesafe boyunca yol kat edebildiklerini incelediler. Modellerine, kişilerin birbiriyle olabilecek farklı pozisyonlarını da dahil ettiler.

Buna göre, eğer ki kapalı bir mekanda iseniz veya dış bir mekanda sabit bir şekilde duruyorsanız (hafif bir esinti dahi olsa), 1-2 metrelik fiziksel mesafe sizi korumaya yeterli gibi gözüküyor. Ancak yürüyüş, koşu veya bisiklet gibi bir faaliyet göstermeye başladığınız anda, bu mesafe de artmaya başlıyor. Çünkü bu hareketler sırasında çok hızlı bir şekilde yer değiştiriliyor ve kayma akıntısı adı verilen hava akışı dolayısıyla, arkanızdaki insanlar sizin saçtığınız damlacıkların içinden geçiyor. Tabii benzer şekilde, siz de sizin önünüzdeki kişinin saçtığı damlacıkları soluyabiliyorsunuz.

Üstelik bu damlacıkların saçılması için illa öksürük veya hapşırık gerekmiyor. Sadece soluma nedeniyle bile havaya parçacıklar saçıyorsunuz ve saçıcı ile alıcı eğer yeterince hızlı hareket ediyorlarsa, bu damlacıklar kişiler arasında kolaylıkla transfer edilebiliyor.

Sadece solumak da değil! Prof. Dr. Bert Blocken'in söylediğine göre, sizin önünüzde giden kişinin saçtığı damlacıklar, kıyafetinize yapışabiliyor. Sonrasında siz bu noktalara dokunup, ağzınıza, burnunuza veya gözünüze dokunduğunuzda, hastalığı da kapmış oluyorsunuz.

Nasıl Önlem Almalısınız?

Normalde bu tarz bir modelleme, atletlerin performanslarını arttırmak için yapılmaktadır. Ancak bu defa uzmanlar, epidemiyolojik (salgın bilimsel) fikirler elde etmek için bu simülasyon modellerine başvurdular. Buna göre:

  • Eğer iki kişi, hafif bir meltemin olduğu durumlarda yan yana yürüyor/koşuyor ise, risk en düşük oluyor.
  • Eğer bir kişi, diğerinin çaprazında ve biraz gerisindeyse, damlacıklara yakalanma ihtimali bulunuyor; ancak bu ihtimal oldukça düşük.
  • En büyük risk, birbirinin peşisıra hareket eden insanlarda görülüyor.

Sadece pozisyon da değil. Hız da bunda büyük bir etki unsuru. Araştırmanın sonuçlarına göre, birbiriyle aynı yönde:

  • Yürüyen insanların en az 4-5 metre,
  • Koşan veya düşük tempoda bisiklet süren insanların en az 10 metre,
  • Hızlı bisiklet süren insanların en az 20 metre mesafe bırakması gerekiyor.

Uyarı

Bu çalışmanın sonuçları, henüz akademik bir makalede yayınlanmış değil; yani bir "white paper" olarak yayınlanmış vaziyette. Uzmanlar, yayın için fona başvurduklarını ve yakında hakemli bir dergide de yayın yapacaklarını; ancak olayların hızlı gelişmesinden ötürü bulgularını bir an önce halk ile paylaşmaları gerektiğini düşündüklerini söylüyorlar.

Bu nedenle önümüzdeki günlerde daha güvenilir bir yayın gelecek olursa, biz de bulguları veya değişen noktaları sizlerle paylaşacağız.

Kaynak: Evrim Ağacı

Editör: İsveç Gündemi