İsveç'te siyasi partilerde görev yapan göçmen kökenli politikacıların etnik siyasetten başka İsveç'e hiç bir şey veremediğini aktaran Liberal Sağ Center Partisi Göteborg İL Başkan Yardımcısı Türk kökenli Mikail Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyesi Can Savran, Göçmen kökenli politikacıların etnik siyasete son vermesi gerektiğini belirterek bu yönde siyaset yapanları eleştirdi.



İsveç'in en önemli gazetesi Aftonbladet'e bu konuda bir makale yazan Yüksel ve Sanvar, değişime ayak uyduramayanın İsveç siyasetinde yeri olmadığını kaydetti.



Mikail Yüksel'in Aftonbladet gazetesinde çıkan yazısının linki



Yazının Türkçesi

Yabancı kökenli siyasetçiler etnik siyasete son vermelidirler


İsveç, tarih boyunca kapıların göçmenlere açık tutmuştur. 60’lı yılların büyük işgücü göçünün ardından, dünyanın heryerinden savaş maduru ve ezilen halklara da güvenli bir ev olmuştur. Alınan bu göç sayesinde İsveç, yeni düşünce ve farklı bakış açıları ile zenginleşti. Hem ülke hem de ülke siyasetei zamanla farklı kültüre sahip insanlardan etkilendi. Bir şekilde siyaset de çok kültürlü oldu.


Bu çok kültürlülük aynı zamanda etnik sorunları da beraberinde getirdi. Ülkelerinden kaçan bazı göçmenler bu sorunlardan birtürlü kurtulamadılar. Korkularını yenerek yeni bir hayat kurmak yerine bu etnik sorunları yaşamaya devam ettiler.


Anavatanlarının siyaseti birçok göçmen için önemli. Olumlu yönden bakacak olursak, bu ilgi İsveç siyasi hayatına yeni bakış açıları katmaktadır. Diğer taraftan aşırı ilgi istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Malesef bazı partiler, yabancı kökenli bazı siyasetçilerin etnik sorunları devam ettirdikleri bir platform halini almış durumda. Sol Blok partilerinde yaşanan son olaylar bunun göstergesidir.


Tabii ki kimsenin anavatanında yaşanan olayalara tarafsız kalmasını istemiyoruz. İnsanın beraber büyüdüğü değerlere uzak durması zor olabilir.


Biz kendimiz, bugün savunmadığımız bir ideoloji ile yetiştirildik. İsveç’te aldığımız egitimin sonucu olarak, insanlara ve topluma bakış açımız değişti.


Değişime açık olmak gerekir ama bu zaman alabilir. Bazıları için anavatanındaki siyaset ile meşgul olmanın nekadar gereksiz olduğunu görmek uzun zaman alabilir. İsveç’te siyasete katılmanın ve etkilemenin nekadar kolay olduğunu ve nekadar çok imkana sahip olduğumuzu görmek yıllar alabilir.


Etnik teşkılatlar kurarak göçmen guruplara yönelmek, göçmenleri siyasete ve topluma kazandırmak için iyi bir yol olabilir. Ancak etnik siyaseye duyulan aşırı ilgi, göçmen kökenli vatandaşların İsveç seçimlerine katılımını da azaltabilir. Farklı ülkelerin konsolosluklar aracılığı ile İsveç’te yapılan seçimleri buna iyi bir örnektir. İsveç seçimleri sırasında genelde evlerinden sadece yüz metre ilerde bulunan sandığa gidip oy kullanmayan göçmenler, söz konusu anavatanlarının seçimleri olduğunda yüzlerce kilometre yol gidip, Stockholm’de oylarını kullanıyorlar. Bu durum uzun vadede toplumdan ayrılığa sebeb oluyor.


Bu sebeble siyasetçiler ilk olarak İsveç’i ve İsveç halkını ilgilendiren sorunlarla ilgilenmelidirler. Gücünü etnik sorunlar ve siyaset için kullanmak İsveç toplumuna ihanet gibi görülebilir. Ayrıca siyasi partilerden oy avcılığı yapmak için bu tarz siyasetçilere göz yummayı bırakmalıdır.


İşsizllik göçmenler arasında hat safhada iken, konut sıkıntısı çok fazla ve uyum için bekleyen onca mülteci varken, siyasetçilerin ilk işi bu sorunları olmalıdır. Gizli bir gündem ile anavatanlarına hizmet etmek olmamalıdır.


Siyasetçi olarak ilk işimiz yaşadığımız ülkeyi daha iyi hale getirmek için çalışmak olmalıdır. Bu bizim için İsveç’i daha iyi bir ülke haline gitmek için çalışmak anlamına gelmektedir.


Med vänliga hälsningar Mikail Yüksel
Editör: İsveç Gündemi