Konya'ya yaklaşık 150 kilometre uzaklıkta, başkent Ankara'ya komşu olan Kulu ilçesi, İsveç'e verilen göçle tanınıyor. İlk göç, 1965 yılında başlarken, evlilik yöntemiyle oturma izni alanlar, yaşamlarını bu ülkede sürdürmeye başladı. Birkaç kişinin göç etmesiyle başlayan macera sayesinde Kulu, özellikle yaz aylarında 'küçük İsveç'e dönüşüyor. Yaz tatilini memleketlerinde geçiren Kululular, ülkeye tekrar dönüyor. Sadece emekli olanlar, yılın 6 ayını Kulu'da diğer 6 ayını da İsveç'te geçiriyor. Göç eden gurbetçilerin çoğu, Stockholm ve Göteborg'da yaşıyor. Çifte vatandaşlık hakkı elde eden Kululular, İsveç'teki genel ve yerel seçimlerde oy kullanabiliyor. Kulu'daki Fahri Konsolosluk'ta, 9 Eylül'de yapılacak seçimler için tatile gelen seçmenlerin oy kullanabilmesi amacıyla sandıklar kuruldu. Seçmenler, ağustos ayı içinde belirlenen tarihlerde gidip, oylarına kullanabiliyor. İsveç'te ayrıca diğer Türklerle birlikte milli ve dini bayramlarda bulunulan bölgelerde törenler düzenlenip, kutlamalar yapılıyor. 
'İSVEÇ, KULU'YA EKONOMİK KATKI SAĞLADI' 
Kulu Belediye Başkanı Ahmet Yıldız,  İsveç'in kendileri için 'yürek sızısı' olduğunu belirterek, ''Keşke hiç gidilmeseydi. Kendi devletimizin imkanlarıyla oradaki insanlar iş bulup burada kalsalardı. Beyin göçü, enerji göçü, iş gücü göçü, bunlar küçümsenecek şeyler değil; ama böyle bir kader tecelli etti'' diye konuştu. 
Göçün 1965 ile 1976 yılları arasında hızlı olduğunu kaydeden Yıldız, ''İsveç bize ekonomik manada çok katkı sağladı. Bunu hiçbir zaman yadsınamayız; ama gençlerimiz gitti, iş gücümüz gitti. Hele hele 3'üncü ve 4'üncü jenerasyon buraya dönmeyi hiç düşünmüyor. İsveç'e göçtük; ama gurbeti sıla edindik. Bu acı bir gerçek, gurbetimiz sıla oldu. Buradan göçler artık azaldı. Türkiye'nin ekonomisi güçlendi. Avrupa'nın ekonomik sıkıntıları başladı. Okuyanlar imkanı olanlar artık gitmeyi düşünmüyor; ama işsiz olanlar yine gitmeyi düşünüyorlar" dedi. 
Başkan Yıldız, ilçede İsveç eski Başbakanı Olof Palme'nin adını taşıyan park ve bulvar ile İsveç lokantasının bulunduğunu da dile getirdi. 
ÇOCUKLARI OKUYUP, MÜHENDİS OLDU 
İsveç'e, 1985 yılında, işsizlik nedeniyle evlilik yöntemiyle göç eden, 5 çocuk babası Salih Ordulu, 3 ay dil kursuna gittikten sonra ilk dönemlerde temizlik işlerinde çalıştığını ve yaklaşık 30 yıldır da huzurevinde görev yaptığını anlattı. 5 oğlunun da eğitimlerini tamamladığını belirten Ordulu, çocuklarından 1'inin inşaat işi yaptığını, 1'inin bilgisayar mühendisi olduğunu, diğerlerinin de ticaretle uğraştığını söyledi. Kulu'dan göç edenlerin çoğunun hizmet işlerinde görev yaptığını kaydeden Salih Ordulu, şunları söyledi:
''Yeni nesil artık eğitimine önem vermeye başladı. Üniversitelerde, yükseköğrenime önem verdi. Orada çalışanlar için hayat kolay; ama işsiz olanlar için zor. Türkiye'nin ekonomisinin güçlenmesi insanlarımıza güç kuvvet verdi. İlk başlarda oradaki yaşantı, Türkiye'ye bakarak gayet iyiydi. Şu an yaşam seviyesi aynı düzeye geldi. Bazı arkadaşlarımız Türkiye’ye geri dönmek istiyor. Türkiye'nin yükselişi ile Avrupa'daki bu ırkçı partilerin yükselişi devam ederse insanlarımız hiç düşünmeden geri dönmeyi tercih edecektir.''
'CENAZELER İSVEÇ'E DEFNEDİLMEYE BAŞLANDI'
Artık cenazelerinin de İsveç'te defnedilmeye başlandığını belirten Ordulu, ''Yeni nesil okuyanlar için tabi iş bulmak da kolay oluyor. Orada derneğimiz, camimiz var. Hep bir arada olduğumuz için yabancılık çekmiyoruz. Artık cenazelerimiz bile orada defnedilmeye başladı'' dedi.  
İSVEÇ'TEN DÖNÜP, 'İSVEÇ USULÜ' PİZZA YAPMAYA BAŞLADI
İsveç'e giden Recep Subaşı da ülkedeki restoranlarda çalışıp, pizza yapmayı öğrendi. 7 yılın ardından Kulu'ya dönen ve kendi iş yerini açan Subaşı, şu an 'İsveç usulü' pizzalar yapıp, satıyor. Subaşı, ''7 yıl orada kaldıktan sonra Kulu'ya döndüm, arkadaşımla pizza satışı yapan bir iş yeri açtık. Hem Kululularımız İsveç'teki damak tadını tatsın hem de İsveç'te yaşayanlar Kulu'ya geldiklerinde aynı damak tadını memleketlerinde de sürdürsünler istedik. İsveç'in kültürünü Kulu'ya taşıdık. Müşterilerimiz memnun'' diye konuştu.  
İŞSİZLİK NEDENİYLE İSVEÇ'E GÖÇ ETTİ 
İsveç'e 11 yıl önce göç ettiğini kaydeden Mehmet Akalın ise ''Burada iş azdı. Biz de oraya gittik. Şu an bir gıda fabrikasında işçi olarak çalışıyorum. Orada yaşantı güzel, insan hakları var, herkes eşit haklara sahip. Tüm sosyal haklarını alabiliyorsun. Stockholm'un her yerinde Kululu var. Ekonomik olarak buradan çok iyi durumda. Akrabalarım da orada kalıyor. Geri dönüş yapanlarda var; ama genç nesil orada kalmaktan memnun'' dedi.
'İSVEÇ'TE YABANCI HİSSETMİYORUZ'
Lise 1'inci sınıf öğrencisi Elenor Özcan da ''İsveç'te doğup, büyüdüm. Kulu'da yakınlarımız var. Yaz tatilinde buraya geliyoruz. Okulumuz orada, eğitim buraya göre çok rahat. O yönden çok şanslıyız. Hayatım orada ve orada kalmak istiyorum. Buraya sadece tatilde geliyorum. Geri dönmeyi de hiç düşünmedim. İsveç'te de Türk aileler birbirini tanıyor ve hiç yabancı hissetmiyoruz'' diye konuştu.
İsveç'te doğup, büyüdüğünü belirten Sevda Şener ise ''Stockholm'da yaşam iyi, orada okula gidiyoruz. Bazen ırkçılık yapıyorlar; ama tabi oturduğun yere bağlı. Hangi şehir ve semtte oturduğun önemli. Türklerin olduğu bölgelerde yok. İsveç'in iç bölgelerinde ırkçılık daha fazla'' dedi.  

Editör: İsveç Gündemi