İsveç dünya ülkeleri arasında, kadın ve erkek eşitliğinin en yüksek düzeyde olduğu bir ülkedir. 

Toplumsal cinsiyet eşitliği İsveç toplumunun temel taşıdır. Bu da kadın ve erkeklerin, yaşamın her alanında eşit fırsatlara, eşit hak ve yükümlülüklere sahip oldukları anlamına gelmektedir. 

Dünya Ekonomik Formu’nun hazırladığı bir raporda, İsveç kadınlarının, diğer ülkelere göre; ekonomik, politik, eğitim ve sağlık gibi bir çok alanda erkeklerle eşit haklara sahip olduğu açıklandı.

Kadının toplumda ki yerini sağlamlaştırmak için 1988 yılında ’’Kadına Şiddet Yasası’’yürürlüğe girdi.  

Bu yasa kapsamında kadının maruz kaldığı her darbe veya cinsel ya da psikolojik aşağılama göz önüne titizlikle alınıyor. 

Kadın dokunulmazlık zırhını kazandıran bu yasa sayesinde, kadına şiddet uygulayan kişiler en ağır cezalara çarptırılmakta...

İşin görünen tarafı böyle, birde görünmeyen tarafı var. 

Her ne kadar İsveç kadın hakları konusunda dünyanın en ileri ülkesi olsa da, ’’Kadına şiddet’’ ülkenin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor...

İsveç Suç Önleme Konseyi’nin yayınladığı rapora göre, ülkede kadına yönelik şiddettin her türlü önleme rağmen artarak devam ettiğini belirtti.

Söz konusu rapora göre ülkede, yılda 30 bin kadın şiddet görüyor.

Oysa şiddete uğrayan kadınların sadece beşte biri yetkili makamlara başvuruyor. 

Dolayısıyla gerçek sayının yılda 100 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 

İsveç’te her yıl  onlarca kadın, yakın ilişkide olduğu eş, sevgili ya da yakın erkek akrabası tarafından öldürüldüğü açıklanırken, kadınların en çok şiddette uğradığı mekanın kendi evi ya da yakın ilişkide olduğu erkek ile paylaştığı mekan olduğunu üzerinde duruluyor.

İsveç’te kadınlara uygulanan şiddet, yukarıda anlatılan rakamlara ulaştıysa, diğer ülkelerde durum çok daha vahimdir. 

Şiddetsiz bir dünya için Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. 

Hayal gibi görünse de, inşallah bütün yeryüzünde ki kadınlar hak ettiği konuma kavuşur...