Mevlana’dan olduğu söylenen bir menkıbede şöyle bir olay geçer:
“Dört ayrı milletten dört kişi arkadaş olmuş, seyahat ediyorlardı. Paraları yoktu. Birisi, bunların haline acıyarak bir lira verdi. İçlerinden Arap olan:
-Arkadaşlar, dedi. Bu parayla ‘ineb’ alalım. Benim canım ineb istiyor.
İranlı itiraz etti.
-Hayır, dedi ‘engur’ alalım.
Rum olanı dedi ki:
-Hayır arkadaşlar, ne ineb, ne engur. Bize şu sıcakta ‘istafil’ iyi gelir. İstafil alalım.
Sonunda Türk dayanamadı:
-Ben sizin istediklerinizin hiçbirisini istemiyorum. Bu parayla üzüm alalım, dedi. İneb’ti, engur’du, yok üzüm’dü, istafil’di diye tartışmaya başladılar. 
Derken iş kavgaya döküldü, yumruk yumruğa dövüşüyorlardı. O sırada bilgin, kadri yüce bir kişi, oradan geçiyordu. Kavganın sebebini sordu, her birisini ayrı ayrı dinledi. Sonunda anladı ki bu dört adam da “aynı şeyi söylüyor, yani üzüm istiyorlardı.” Ellerinden paralarını aldı:
-Susun, dövüşmeyin. Ben bu bir lira ile hepinizin istediğini yerine getiririm. Gönlünüzü bana teslim edin. Bu bir liranız, istediğiniz şeylerin hepsini yapar, muratlarınızı yerine getirir, diyerek çarşıya koştu. Bir liralık üzüm aldı, önlerine koydu. Kavga da bitmişti, dövüş de.

Muhatabı dinlemek ve empati kurmak, belki de hayattaki en önemli mihenk taşıdır. 

Yukarıda anlatılan menkıbenin sonunda yaşanan uzlaşı kültürünün bir benzerini bu hafta sonu İsveç'te yaşadık. 

13 Aralık'ta, bütçe oylamasıyla mecliste kilitlenen siyaset sonucunda ülkeyi bekleyen kaos, uzlaşı kültürü ile aşılmış oldu. 

Sol- merkez  hükumeti ile sağ-merkez ana muhalefet koalisyon partileri, tarihi bir anlaşma ile ülkeyi 4 yıl istikrarlı bir şekilde yönetme kararı aldı.

 Aksi halde, 22 Mart'ta erken seçime gidilecekti. Seçimin 3-4 milyar avro maliyetinin faturası millete çıkacaktı. Seçimden sonra çıkacak bir istikrarsız tablo karşısında, göçmen karşıtı parti SD, istediğini almış bir şekilde, siyaseti kendi doğrultusunda şekillendirecekti. 

Danimarka'da ki ırkçı parti örneğini yaşamamak için İsveçli sağ ve sol yelpazedeki politikacılar, kendi siyasi çıkarlarının üzerine ülkenin çıkarlarını koyarak anlaştılar. 
Dünyada benzeri olmayan bu anlaşmanın sonucunda, ülkeyi yine Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller Partisinin kurduğu sol-merkez azınlık hükumeti yönetirken, ana muhalefet sağ partilerde dışarıdan destek verecek. 

Ülkenin en önemli meseleleri: Enerji, emeklilik ve savunma alanlarında ki yatırımlar için işbirliği yapılacak. Ülkenin geleceği ve istikrarı için bu tarihi anlaşmadan dolayı bütün siyasetçileri kutluyorum.

Eskilstuna'da ki cami nasıl yandı?

İsveç'in Eskilstuna şehrinde Somalililer'e ait camide çıkan yangının kundaklama sonucu mu, yoksa elektrik kontağından mı çıktı? Sorusuna hala  cevap bulunamadı. 
Hatırlanacağı gibi, yangından sonra İsveç yazılı ve görsel medyası polise dayandırdığı haberlerde, yangının kundaklama sonucu çıktığı ve görgü tanıklarına göre bir kişinin içeri yanıcı madde atarak kaçtığı belirtilmişti. Polis, basına böyle bir demeç vermediğini ve görgü tanıklarının bir kişinin yanıcı madde atarak kaçtığına dair ifadesi yer almadığını açıkladı. 

İsveç kamuoyu ve siyasetçiler bu tür toplumu ayrıştıran ve halkların arasına kin nifak sokmaya yönelik saldırılara karşı son derece duyarlı olduğu için soruşturmayı istihbarat birimi SÄPO üstlendi. İnşallah çok yakın zamanda olayın gerçek nedeni aydınlatılır ve kamuoyuda doğru bilgilendirilmiş olur...