Stockholm'de ekmek dükkanı olan bir arkadaşım anlatmıştı.

Dükkan kapalıyken bir hırsız, dükkanın büyük ön camını kırarak içeri giriyor.

O anda iki güvenlik görevlisi durumu fark ediyor ve hırsız içeriden bir şey çalmadan yakalıyor.

Savcı karşısına çıkan hırsız, 'Ben bir şey çalmaya girmedim. hava soğuktu çok üşüdüm. İçeri ısınmak için girdim'' şeklinde savunma yapmış.

Savcı hırsızı tutuklamadan vaz geçerek bırakmış.

Arkadaşımın anlattığına göre, 30 bin kronluk camın 25 binini sigorta karşılamış.

5 bin kronda cebinden ödemiş. Haliyle arkadaşım isyan ederek, ''Durup dururken cebimden 5 bin kron para ödedim. Hırsız yalan beyanla bedel ödemedi. Sistem insanları hırsızlığa teşvik ederken, işverenleri de cezalandırıyor'' demişti.

Bugün ona benzer bir haber basına düştü.

Dün para transferi gerçekleştiren bir kamyoneti otomatik silahlar soymaya çalışan ve kamyonetin kaza yapmasına neden olan üç hırsız polis tarafından kısa sürede yakalanmış.

Polis, hırsızlığı çabuk fark ettiği için soyguncular bir şey alamadan kaçmaya çalışmış. Ama polis çok kısa sürede yakalamış.

Akşam nöbetçi savcı üç hırsızı da, '' Soygun vuku bulmadı'' diye serbest bırakmış.

En azından hırsızlık içinde olmasa ellerinde ki silahlar tutuklamak için büyük bir gerekçe.

Resmen insanları hırsızlığa teşvik eden kanunlar yüzünden İsveç'te hırsızlık oranı tüm dünyanın üzerinde.