İsveç'te 9 eylül pazar günü yapılan genel ve yerel seçimlerin ardından tansiyonu yüksek bir haftaya giriyoruz. Seçimlerde Sosyal Demokrat Partisi'nin (S) başı çektiği sol blok, oyların yüzde 40,6'sını, sağ blok ise yüzde 40,3'nü almıştı.

349 sandalyeli parlamentoda, sol blok, 144, sağ blokun ise 143 milletvekili var. Kilit noktadaki aşırı sağcı İsveç Demokrat (SD) Partisi'nin 62 milletvekili bulunuyor.

Göçmen karşıtlığı politikalarıyla bilinen aşırı sağcı parti İsveç Demokratlar, dört yıl önceki seçimlerde yüzde 12,9 oy almış ve 49 milletvekili çıkarmıştı. Bu seçimlerde yüzde 17,6 ile 63 sandalyenin sahibi oldu.

İsveçli analistler ise bu sonuç için, ''aşırın sağın kazancı şaşırtıcı değil, endişe verici'' yorumları yaptı.

Seçimlerden önce yapılan anketlerden çıkan sonuçlar, diğer partiler için pek farklı olmasada, yüzde 20'lerin üzerinde gösterilen SD için biraz şaşırtıcıydı.

SD'nin lideri Jimmie Akesson, oyların beklenen yüzde 20'nin altında kalmasına karşın, tek galibin kendileri olduğunu ilan etti.

Akesson, seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra parti merkezinde, “İsveç'te önümüzdeki haftalar, aylar ve yıllar boyunca neler olacağını göreceksiniz, siyasette büyük bir etki meydana getireceğiz” dedi.

İsveç'in Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması gerektiğini savunan Akesson, göçmen alımını durdurulmasını isteyen partisinin hükümet kurma müzakerelerinde belirli rol alacağını umuyor.

Ayrıca Akesson, sağ bloğun en büyük partisi Muhafazakar Moderat Partisi Lideri Ulf Kristersson'a koalisyon kurmak için çağrı yaptı. Akesson, Kristersson'a, ''Ya dört yıl daha Sosyal Demokrat Parti Lideri Stefan Löfven'e tahammül edersin, ya da, bizimle ittifak kurarsın'' şeklinde çağrı yaparak iki şık arasında tercih yapmasını istedi.

Kristersson ise Başbakan Löfven'i istifaya çağırırken, Akesson'un istediğini de kesin bir dille reddetti.

Başbakan Löfven ise istifa etmeyeceğini vurgularken, blok siyasetini bir kenara bırakarak partiler arası işbirliği yapılmasını önerdi.

Öte yandan İsveç'teki seçimlerde aşırı sağcı SD'nin oy artırması, AB'nin mayıs ayında yapılacak seçimleri için bir kaygıya dönüştüğü Brüksel'de dile getirildi.

2015 yılında sığınmacı krizinde 163 bin göçmen alan İsveç'te 3 yıl içinde alınan önlemler nezaretinde, ülkeye gelen göçmen sayısında oldukça düşüş yaşansada halk nazarında refah sistem yara aldı.

Acil ameliyatlar için sıra kuyruğunun uzaması, doktor ve öğretmen açığının kapatılamaması ve çete çatışmalarında polisin yetersiz kalması; kapsamlı bir refah ve sosyal devlet üzerine inşa edilen “İsveç modeline'' inancı sarstı.

Akesson'da bu durumu kullanarak popülist söylemlerle bir çok seçmeni etkiledi.

Tam bu tartışmalar üzerine Pazartesi (bugün) meclis başkanı seçimi, salı günü de, hükümet kurma çalışmaları başlıyor. Uzlaşı kültürünün zirvede olduğu İsveç'te beklenenin aksine koalisyon görüşmelerinin uzun süremeyeceğini ve çok kısa sürede bir hükümet kurulacağını tahmin ediyorum.