İsveç'te göçmen karşıtı açıklamalarıyla bilinen aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi (SD) beklentilerin altında kaldı.

İsveç'te bir seçimler daha geride kaldı. Sol blok merkez partileri ile sağ blok merkez partileri arasında hemen hemen oylar eşit dağıldı. Bu yüzden de hükümeti kimin kuracağı belirsiz.

Seçimler, dünya basınında aşırı sağcı parti İsveç Demokratların zaferi olarak duyuruldu. Daha önceki seçimlerde yüzde 12 alan SD, oy oranını 17,6 çıkararak seçimin tek galibi ilan edildi.

Liberal sosyal demokrasinin kalesi İsveç'te aşırı sağcıların ve ırkçıların ayak sesleri şeklinde lansa edildi.

Aslında bu yorumlar kısmen doğru olsa da ben tam anlamıyla katılmıyorum. Bilakis, SD'nin başarısız olduğunu ve umduğunu bulamadığını düşünüyorum.

Zira, 4 yıl önceki sağ Muhafazakar Moderat Partisi, sığınmacı konusunda mültecilere açık kapı politikası izlemişti. Hükümeti onlardan devralan Sosyal Demokratlar ise bir müddet bu politikayı devam ettirdi.

Avrupa'da sığınmacı krizinin yaşandığı 2015 yılının son 6 ayında İsveç'e 163 bin sığınmacı gelerek iltica etti. Bunların 40 bini de 18 yaşından küçük ailesiz çocuklardı. Bu akın, İsveç sistemini kilitledi. Özellikle barınak bulmakta zorlanan yetkililer, zor durumda kaldı ve ne yapacaklarını şaşırdı.

Sistemin yetersiz kalması ve ülkenin hazırlıksız yakalanması ile birlikte, ailesiz İsveç'e iltica eden bir çok genç, uyuşturucu çetelerinin eline düştü. Sokak ortasında adam öldürme, silahlı çatışmalarda yüzde 300 bir artış yaşandı. Tabii, bu durum aşırı sağcı SD'nin elini kuvvetlendirdi. İsveçlilerin alışık olmadığı bu durumu iyi kullanan SD, popülist göçmen karşıtı söylemleriyle, müthiş bir çıkış yakaladı.

Sığınmacı krizinden sonraki ilk bir yıl içinde bütün kamuoyu araştırmalarında yüzde 25'lik bir tarihi desteği yakalayan SD, ülkenin birinci partisi durumuna yükseldi. Uzun sürede bunu devam ettirdi. Kamuoyunda beklenti ise ülkenin birinci partisi olamasa da, ana muhalefet Muhafazakar Moderat Parti'yi geçip, ikici sıraya yerleşmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Ama olmadı, beklentilerin altında yüzde 17,6 ile ülkenin üçüncü partisi olarak yoluna devam ediyor.

Bir yıl önceye kadar yüzde 25 kadar desteği yakalayan SD, ne oldu da seçimlerde yüzde 17,6 oy aldı.

2015 yılındaki sistemi kilitleyen sığınmacı krizinden sonra Sosyal Demokrat ve Yeşiller Partisi'nin kurduğu azınlık hükümeti bir dizi önlemler aldı. Hükümet ilk işi açık kapı politikasından vaz geçmek oldu. Sığınmacı akınını durdurmak için sınırlarda kimlik ve pasaport kontrollerine başladı. Sığınmacı yasasını sıkılaştırdı. Sokakta işlenen suçlara karşı sert önlemler almaya başladı.

Bu alınan önlemlerin etkileri seçimlere 6 ay kala kamuoyuna yansımaya başlayınca SD'nin oylarında da bir düşüş yaşandı.

SD, yüzde 25 ile ülkenin birinci partisi olma hayali kurarken, hızla desteğini kaybetti ve ülkenin üçüncü partisi durumunu devam ettirmek zorunda kaldı.

Bu durum bana göre başarı değil, beklentilerin çok altında kalındığı içinde kısmen başarısızlıktır.

Hükümetin aldığı önlemler uzun vadede daha etkili olacağı benziyor. Buda ileri ki zamanlarda SD'nin oylarının dahada gerileyeceğinin bir sinyali gibi duruyor.