Dünya özgürlükler ülkesi olan İsveç, özgürlüklerde sınırları kaldırdı. Son günlerde yaşananlara bakılınca öldürmek ve öldürülmek de özgürlük dedirtir cinsten bu da İsveç'in metabolizması bozuldu her halde diye düşündürüyor beni.

Son bir ay içinde benim takip ettiğim bazılarını haberleştirdiğim ve bazılarını da artık sıradanlaştı ne diye yazıyorsun ki diyerek göz ardı ettiğim yaklaşık 20 cinayet olayı yaşandı.

Eskiden bir cinayet olayı yaşandığında ülke şoka girerdi tuhaf karşılanır ve herkes bunu şaşkınlıkla karşılardı ama son zamanlarda İsveç'te cinayet ve saldırı olayları öyle bir boyuta geldi ki artık bir gün cinayet olmasa o gün normal değilmiş gibi gelmeye başladı.

Yaşanan olaylar ülke nüfusuna göre hesaplanırsa her halde İsveç üst sıraları bayağı bir zorlar.

Günümüz dünyasında bu tür olayların her yerde yaşanması olasıdır. Ancak tuhaf olan şey İsveç'te yaşanan olayların failleri yakalanmıyor. Öyleki yaşanan her cinayette, meydana gelen her olayda, polis her şey olup bittikten sonra olay yerine intikal ediyor ve sonrasında bu olaylar hiç olmamış gibi hayat devam ediyor.

Yine İsveç'in dünya rekorunu elinde bulunduğunu düşündüğüm cinsel istismar olayları, öyle ki gün yoktur ki cinsel istismar olayı yaşanmasın. Daha önce ele aldığımız ancak son zamanlarda ele almamanın toplum açısından daha doğru olacağını düşünerek yazmaktan vazgeçtiğimiz istismar olayları oldukça yagın bir şekilde devam ediyor.

İsveç toplumundaki derin sessizlikten çatırtılar duyulmaya başlandı. Toplum gergin ve herkes birbirine katili gibi bakmaya başladı. Öyle ki komşusunu evde bomba yapıyor diyerek hiç bir dayanağı olmadan şikayet edebiliyor.

Aslında bütün bunların temel nedeni siyasi istikrarsızlık.

Hepimizin bildiği üzere İsveç devleti seçilmiş hükümet olarak tarihinin en büyük istifalarını bu hükümet döneminde yaşadı. Ekonomik istikrarsızlıkta derinleşmesin diye muhalefet yaklaşan seçimden dolayı erken seçimi normal zamana erteliyor. Aslında doğruyu yapıyor ancak aynı zamanda hükümeti büyük bir hezimete uğratmak içinde zaman kolluyor. Önümüzdeki yıl seçim zamanında tüm bu yaşanan istikrarsızlığın faturasını sandıkta halk eliyle hükümetten soracak.

Bu gidişata göre İsveç'te gelecek seçimde hükümeti oluşturacak olan taraf sağ taraf gözüküyor. Sol, toplumun kendisine verdiği sorumluluğu yine yerine getirmedi ve muhtemelen ilk seçimde de toplum bunun cezasını kesecek.

Refah düzeyi yüksek, demokrasi yapısı güçlü ancak bir o kadarda karmaşık hale gelen İsveç'in biran önce kuruluş temelinde olan sosyal yapının gereğindeki hak ve özgürlükler noktasında yerini koruyarak kanunları istismar edenleri de cezasız bırakmayan bir yapıya geri dönmesini arzu ediyorum.

Emniyet birimlerinin üzerine düşen görevi yapması dileğiyle daha iyi bir İsveç ve daha iyi bir gelecek diliyorum hepimize...