İsveç'ten oturma izni alma sürecini zorlaştıran geçici yasa 20 temmuz 2016 tarihi itibarı ile yürürlüğe girmiştir.
Bu geçici yasanın yürürlüğe girmesi; 3 yıl süre ile Avrupa Birliği Mevzuatı ve Uluslararası Konvansiyon hükümleri altında belirli hususlara ilişkin olarak İsveç Mevzuatının minimum düzeyde uygulanacağı anlamına gelmektedir.
Söz konusu geçici yasa İsveç'e başvuracak sığınmacı sayısını kati bir biçimde azaltmak amacı ile İsveç Parlamentosu (Riksdag) tarafından kabul edilen önlemlerden yalnızca bir tanesidir.
Söz konusu geçici yasanın yürürlüğü süresince İsveç'e sığınma hakkı var olmaya devam edecek ve fakat bu kapsamda oturma izni alacak kişilerin oturma izni şartlarında değişiklikler meydana gelecektir.
Geçici yasanın önceki yasal düzenlemeler ile karşılaştırdığında getirmiş olduğu en önemli değişikliler özellikle başlıca şu konularda olmuştur:
• Bundan sonra Ana Kural sığınmacılara sürekli oturum izni vermek yerine geçici oturum verilmesi.
Oturum izni süreleri sığınmacı statüsü verilip sığınmacı olarak İsveç'e kabul edilenler için 3 yıl, bağlı (ikincil) koruma statüsü elde edenler için ise 13 ay olarak süre ile sınırlandırılmıştır.
Korunma ihtiyacı (need of protection) sebebi ile sığınmacı olarak kabul edilip oturma izni alma hakkı dışında kalan ve yalnızca İsveç Kanunlarında düzenlenen diğer sığınma başvurusu yapma sebepleri bakımından şahıs olarak oturma izni alma imkanları yasanın yürürlüğü süresince yürürlükten kaldırılmıştır.
• Aile Birleşimi artık çok daha zor:
Sığınmacı statüsü verilip süreli olarak oturma izni verilen kişiler, çekirdek aileleri ile aile birleşimi yapma hakkına sahip olabileceklerdir.
Oysa ki sığınmacı statüsü verilmeyen ve fakat bağlı(ikincil) koruma statüsü elde edenler yani 13 aylık oturma iznine sahip olanlar aile birleşimi için çok kısıtlı imkanlara sahip olacaklardır.
Ancak bu kişiler en son 24 Kasım 2015 tarihinden önce ( Hükumetin teklif edilen yasayı sunduğu tarih) sığınma başvurusunda bulunmuşlar ise, aile birleşimi için öngörülen önceki haklara sahip olacaklardır.
24 Kasım tarihinden sonra başvurmuş olanlar ise yalnızca çok istisnai durumlarda aile birleşimi haklarına sahip olup yalnızca bu durumlarda ilgili haklarını kullanabileceklerdir.
• Daha zor geçinme koşulları:
Yeni çıkan geçici yasa kapsamında eğer kişinin sığınma başvurusu kabul edilip o kişiye süreli oturma izni verilmiş ise ve söz konusu kişi ailesini de İsveç'e getirmek istiyor ise, o kişinin hem kendisinin hemde İsveç'e göç etmek isteyen ailesinin geçimini sağlayacak durumda olması ve yeterli büyüklükte ve standartlarda ailesi ile beraber yaşayabileceği İsveç'te bir eve sahip olması gerekir.
Yeni yürürlüğe giren geçim koşullarına ilişkin bu düzenlemeler hem süresiz oturum izni ve geçici süreli oturum izni sahibi sığınmacılar hemde İsveç vatandaşları veya uzun süredir İsveç'te oturan kişiler bakımından da uygulanacaktır.
Ancak geçim koşullarına ilişkin bu şartlar sığınma başvurusu kabul edilip oturma izni verildikten sonra 3 ay içerisinde aile birleşimi için başvuran sığınmacıların aile üyelerinin oturma izni başvuruları için aranmayacaktır.
• Korunma ihtiyacı (need of protection) dışındaki diğer sebepler bakımından sığınma başvurusunun kabul edilip oturma izni almanın çok zorlaşması.
İstisnai ve özellikle üzücü belirli spesifik sebepler yüzünden sığınma başvurusunda bulunma ve buna dayanarak oturma izni başvurusu yapma hakkını düzenleyen yasal düzenlemeler yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak İsveç'in taraf olduğu uluslararası konvansiyonların uygulanmasını zorunlu kıldığı uygulamalar bu hükmün istisnasını teşkil eder.
• Sürekli Oturum = İş zorunluluğu
Geçici oturma izni sona erdiğinde halihazırda bir yerde çalışan yada şirketini çalıştıran sığınmacılar, eğer mevcut işleri kendi geçimlerini sağlamak için yeterli ise süresiz oturum izni alabilirler. Böyle bir durumda bu kişiler için kendi geçimini sağlayabilme kriteri yeterli olup, bu koşullarda artık sığınmacı olarak sınıflandırılmaları gerekmemektedir ve süresiz oturum izni alabilirler.