Ak Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz ve UETD Genel Sekreteri Bülent Bilgi'nin konuşmacı olduğu konferansa, Türkiye'nin İsveç Büyükelçiliği 1. Müşteşarı Türker Oba, İsveç Maarif Derneği Başkan Yardımcısı Ahmed Tursun, yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını getirdiğini söyleyen Ak Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz, Doğu ve Güneydoğu'da terörden zarar gören bölgelerin hırla yeniden yapılandırıldığını aktardı.

Öz, ''Hükümetimiz insani bakış açışını öne çıkaran duruşundan dolayı bölgede insanların terör örgütüne bakışı da değişti. O bölgede terör örgütü varlığını yitirdi. İnsanımız  hamd olsun devletimize güveniyor. Oradaki bazı belediyelere kayyum ataması ile birlikte o belediyelerin hizmet etmesi bölge halkından çok olumlu tepkiler aldı. Biliyorsunuz Şırnak'a yeniden bir şehir kuruluyor. Diyarbakır, Şırnak yada o bölgenin  kendi yöresel mimarisine uygun şekilde şehir kuruluyor. Kimsede kayyum belediyelerle ilgili şikayette bulunmuyor. Çünkü hizmet görüyor'' dedi. 


- Devlet terörle mücadelede hassas

Devletin terörle mücadelede son derece hassas davrandığını ifade eden Öz, ''Devletimiz özel bir kanun çıkardı. İllerde Vali yardımcıları başkanlığında oluşturulan komisyonda, terörden  ekonomik zarar gören vatandaşlarımızın zarını gerçek değerden tespit edip ödeme yapıyor. Buda devletimizin terörle mücadelede ne kadar hassas davrandığını ortaya koyuyor'' diye konuştu.

- Avrupa'da lobicilik 

Avrupa'da Türk toplumunun yaşadıkları ülkede siyasette etkili olmaları gerektiğini vurgulayan  UETD Genel Sekreteri Bülent Bilgi sözlerine şöyle devam etti: 

''Bulunduğumuz ülkelerin siyasetinde maalesef yokuz.  Biz oran olarak, seçmen potansiyeli olarak da yokuz. Partilerin içinde etkili bireyler olarak da yokuz. Hollanda'da bir Denk Partisi var. Nispeten bu arkadaşlar başarılı çalışmalar yapıyor. Size Türk toplumun en kalabalık yaşadığı Almanya'dan bir örnek vereceğim. Alman pasaportu olan 1,5 milyon insanımız var. Bu 1,5 milyonun karşısında 61.8 milyon seçmen var. Biz er meydanına çıktığımız zaman etimizi budumuzu bilmek zorundayız. Bu 1.5 milyonun en fazla 600 bini muhafazakar seçmen diyelim. Bu 600 binin en iyi çalışma yaparak sandığa en fazla 400 binini götürdünüzü düşünelim. Yüzde 5 barajın olduğu yerde bizim 400 bin seçmenin oy oranı yüzde 0.04. Arkadaşlar bu rakamı iyi analiz etmemiz lazım. 'İşte biz Türk partisi kuralım, göçen partisi kuralım' değil. Etimizi budumuz bilmemiz lazım. Bu anlatım,'' o zaman biz hiç siyasete girmeyelim ''anlamına gelmesin. Analiz edip teşhisi çok iyi koyduğunuz zaman çözümü çok daha basit bulabilirsiniz. Almanya'da bu oy potansiyeliyle hiç bir şey yapamazsınız ancak şunu yapabilirsiniz. Almanya'da 299  seçim bölgesi var. Bu 299 seçim bölgesinin 30'nda, milletvekillerinin kim olabileceğine bin, bin 500 oyla karar verebilirsiniz. O seçim bölgelerine konsantre olarak 30 milletvekillinin seçilmesini etkileyebiliriz. Bu muhtemelen diğer Avrupa ülkelerinde de böyledir.''

''Bizim Avrupalı Türkler olarak marjinalleşmeye lüksümüz yok'' diyen Bilgi, ''Bizim Avrupa ülkelerinde ana akım partilere girip üye olmamız lazım. Mesela Türkiye karşıtı bir Cem Özdemir, bir Sevim Dağdeviren, Avusturya'da da var. Bunlar radikal görüşü savunan insanların desteği ile mi bu partilerde görev yapıp bu partileri etkiliyorlar. O partilerin gidişatına yön veriyorlar. Kesinlikle seçmen potansiyeli ile değil. Akıllarını kullanarak. Dolaysıyla bizim Avrupalı Türkler olarak ana akım partilere girip düşüncelerimizi oralarda savunmamız gerekiyor'' dedi.











 
Editör: İsveç Gündemi