Avrupa'da yaşayan gurbetçiler, 50'nin üzerinde yerde yaptıkları ortak basın açıklamasıyla Paris, Ankara, İstanbul, Brüksel, Lahor ve diğer kentlerde meydana gelen terör saldırıları ile Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) teşkilatlarına yönelik saldırıları kınadı.
Vatandaşlar, aralarında Stockholm, Berlin, Viyana, Paris, Londra ve Brüksel'in bulunduğu Avrupa'nın 50 ayrı noktasında terör saldırılarına karşı eşzamanlı ortak eylem düzenledi.

UETD İsveç Genel Sekreteri Beyza Uzel ve Gençlik Teşkilatı Başkanı Yasemin Palamut İsveç'in başkenti Stockholm'de Parlamento Binası önünde, "Teröre Karşı Tek Ses" başlıklı ortak açıklamayı okudu.

Uzel, Paris, Ankara, İstanbul, Brüksel, Lahor ve diğer kentlerde kendine mecra bulan terör eylemlerinin vicdanlarda çok derin ve onarılamaz yaralar açtığını belirterek, "UETD olarak toplumsal huzuru tehdit eden, masum insanların ölümüne neden olan, toplumda anarşi, kaos oluşturarak barış ortamına kasteden menfur terör ve şiddet eylemlerini nefretle kınıyoruz. Toplumsal bütünlüğe ve bir arada yaşama kültürüne zarar veren, demokratik kazanımları, özgürlükleri tehdit eden terörist eylemlerin karşısında olduğumuzu da ifade etmek isteriz" dedi.

UETD'nin Hamm, Leverkusen, Essen, Münih, Dinslaken, Grevenbroich ve Hamburg şubelerine yönelik saldırıların terörün çirkin yüzünü bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Uzel, "Terör örgütü PKK tarafından şubelerimize karşı yapılan ve toplumda derin bir infiale sebep olan saldırılar hakkında Alman emniyet birimlerinin, incelemelerini büyük bir titizlik ve ivedilikle yürüteceğine inanıyor, yargının da ilgili davaları makul bir süre içinde ve hakkaniyete uygun olarak neticelendireceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Uzel, şunları kaydetti: 

"Şüphesiz terör bir insanlık suçudur; hiçbir şekilde kabul edilemez; dil, din ve etnik köken ile de ilişkilendirilemez. Terör örgütü DAEŞ'in kirli, kanlı, İslam dışı ve insanlık dışı eylemleri ile gözünü kırpmadan can alan DHKP-C, PKK, PYD ve türevlerinin gerçekleştirdiği terör arasında hiçbir fark yoktur. Esasen terör grupları, işledikleri vahşet ile bilhassa mensubiyeti olduklarını iddia ettikleri kimliklere ve dini aidiyetlere de zarar vermektedir. Ancak bizler biliyoruz ki konu ne İslam ne de Kürt meselisidir, mesele terör gruplarının 'siyasal amaçlara ulaşmak amacıyla insanların can ve mal güvenliklerine saldırmayı meşru görmesi' meselesidir. Bu nedenle nereden gelirse gelsin, hangi saiklerle işlenirse işlensin terör; asla kabul edilemez ve mazur da görülemez.

Din, dil, milliyet, etnisite ve ırk ayrımı gözetmeksizin yerel, bölgesel ve sınır ötesi hedeflere yönelen şiddet ve terör eylemleri karşısında toplumsal birlik ve dayanışma içinde olmak oldukça önemlidir. Bu nedenle teröre karşı tek vücut olmak, birlik ve beraberliği güçlendirmek toplumdaki bireyin emniyetsizlik ve güvensizlik duygusunun önüne geçebileceği gibi huzur ortamlarının yeniden tesis edilebilmesine de olanak sağlayacaktır."

Yaşanan terör olaylarının terör karşısında alınacak tedbirlerin, uygulanacak politikaların ve verilecek cezaların sınırlarının net bir şekilde çizilmesinin de gerekliliğini ortaya koyduğunu belirten Sırakaya, insanlığı hedef alan küresel tehdit karşısında siyasilere, güvenlik ve yargı birimlerine büyük görevler düştüğünü hatırlattı.

Uzel, "UETD olarak terör acısı çeken halkların yanında olduğumuzu, acılarını yürekten paylaştığımızı bir kez daha yineliyoruz. Bu vesileyle menfur saldırılarda yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz" dedi.

Avrupa'da 50'den fazla yerde yapılan aynı içerikli açıklamalara, çok sayıda Türk vatandaşı katıldı.


Editör: İsveç Gündemi