İDDİA: İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nden Mona Sahlin’e, devletin tahsis ettiği kredi kartıyla kendisine çikolata aldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.  



 Sosyal medyada ve çeşitli haber sitelerinde paylaşılan iddiaya göre İsveç Sosyal Demokrat Partisi mensubu Mona Sahlin, devletin kendisine tahsis ettiği kredi kartıyla Toblerone marka bir çikolata almış ve Sahlin hakkında yaptığı bu harcama nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. İddia yalnızca bir  20 binin üzerinde beğeni almış, 6 bin 500’ün üzerinde kişi tarafından paylaşılmıştı.

İddia  ve  gibi haber kaynaklarında yazan köşe yazarları tarafından da farklı tarihlerde dile getirilmişti.

Reuters’ın aktardığına göre Mona Sahlin, 1982 yılında o dönem ülkenin en genç millletvekili olarak İsveç Parlamentosu’na girmeyi . Sahlin, Riksdag olarak da bilinen İsveç Parlamentosu’nda Sosyal Demokrat Parti’nin bir üyesi olarak bulunuyordu. Kısa bir süre içerisinde partide yükselen Sahlin’in kariyeri, 1995 yılında dönemin başbakanı ve Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Ingvar Carlsson’un istifasıyla birlikte daha farklı bir noktaya ulaşacaktı. Sahlin, Carlsson’un yerine geçebilecek tek aday olarak görülüyordu ama 1995 yılında beklenmedik bir gelişme oldu.

Sahlin’in devletin tahsis ettiği kredi kartıyla özel harcamalar yapması bir skandala dönüştü

Ekim 1995’te Expressen gazetesi, Sahlin’in devletin kendisine tahsis ettiği kredi kartıyla özel harcamalar yaptığını ve aynı zamanda Sahlin’in bu kartı ATM’den para çekmek için kullandığını . İsveç’te kredi kartı kullanımının yaygın olması nedeniyle normalde devletin tahsis ettiği kredi kartı üzerinden yapılan özel harcamaların kısa bir süre içerisinde geriye ödenmesi halinde bu durum büyük bir sorun teşkil etmiyordu. Ama yalnızca birkaç gün içerisinde Sahlin’in hakkındaki iddialara yenileri .

Bir hafta sonra Expressen bir haber daha yayınladı ve Sahlin’in bu kredi kartıyla kendisine kıyafet aldığını, araba kiraladığını ve bu kredi kartını kendi özel yurt dışı seyahatlerinde kullandığını yazdı. Kendisine tahsis edilen kartla Toblerone gibi ufak tefek atıştırmalıklar da aldığı belirtiliyordu.

Mesele bir çikolatadan daha fazlası

Bu atıştırmalıklar nedeniyle gelişmeler basında ve kamuoyunda “Tobleroneaffären” (Toblerone Vakası) olarak anılmaya başlandı. Ama şüphesiz bu durum yalnızca bir çikolatadan ibaret . Toblerone için yaptığı harcama Sahlin’in yaptığı tüm özel harcamaların arasında çok ufak bir yer tutuyordu. Ancak sembolik olarak bu atıştırmalıklara önem verildi. Gelişmeler üzerine soruşturma başlatıldı.

Toblerone Vakası, Sahlin’e pahalıya patladı. Parti başkanlığı yarışından çekilmek zorunda kalan Sahlin, kabinedeki görevlerini de bırakarak siyasi kariyerine bir süre ara verdi.

O dönem New York Times’ta yayınlanan bir habere göre Sahlin, düzenlediği basın toplantısında, “Kendi faturalarını ödemeyen birinin başbakan olması mümkün mü?” sorusunu dile getirdi ve hemen ardından kendi sorusunu yanıtladı: “Elbette değil.”

Konuya dair soruşturma 1996 yılının Ocak ayına değin . Sonuç olarak soruşturmayı yürüten Başsavcı Jan Danielson, herhangi bir suçun işlenmediğine kanaat getirmişti. Sahlin, devletin kendisine tahsis ettiği kredi kartıyla yaptığı tüm özel harcamaların tutarını hazineye geri ödemiş ve hatta fazladan 15000 kron ödeme . Danielson, benzer durumların daha önce de yaşandığına işaret etmiş ve Sahlin’in bu bağlamda yasa dışı bir adım atmamış olduğuna karar vermişti. Ancak Sahlin’e duyulan güven de süreç içinde erimişti. Danielson’un ulaştığı sonuç kimilerince .

Sahlin, 1998 yılında siyasete döndü ve 2006 yılına değin kurulan kabinelerde çeşitli bakanlık görevleri üstlendi. 2006 yılında ise Sosyal Demokrat Parti’nin yapılan genel seçim neticesinde hükümet dışı kalmasının hemen ardından parti başkanı Persson’un istifasıyla birlikte Sahlin genel başkan seçildi. Parti tarihindeki ilk kadın genel başkan . Sosyal demokratlar, kendisinin ülkenin ilk kadın başbakanı olmasını da umuyordu. Ancak dört yıl sonra yapılan seçimlerde alınan sonuç sonrasında Sahlin de parti liderliğinden çekilecekti.

Editör: İsveç Gündemi