Stefan Löfven, çalışmanın hala doğru yönde ilerlediğini söylüyor.

Löfven, "Hayal kırıklığını anlıyorum. Söz veriyorum ciddiye alıyoruz, siyasi bir fark yaratıyoruz ve bunu yapmaya devam edeceğiz" dedi.

AB ülkeleri, 2030 yılına kadar iklimle mücadele kapsamında emisyon gazlarını en az yüzde 55 azaltmayı kabul etti.

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg , AB ülkelerinin sayısız numara yaptığına inanıyor. AB'nin ve İsveç'in emisyonlarının karar vericilerin iddia ettiğinden çok daha yüksek olduğuna inanıyor. Diğer şeylerin yanı sıra, İsveç ve diğer AB ülkelerinin yurtdışına fabrikaları taşıdığına ve orada emisyonlara devam ettiğine dikkat çekiyor.

Greta twitter hesabından "2030'a kadar sözde 55 azaltma hedefinin, emisyonlarda yüzde 55'lik gerçek bir azalma ile hiçbir ilgisi yok" paylaşımı yaptı.

Stefan Löfven, Thunberg'in kaygısını ve öfkesini anladığını söylüyor.

"İklim değişikliği çok yol kat etti, buna hiç şüphe yok" diyen Löfven, neler olduğunu, selleri, fırtınaları, eriyen buzları ve bunun dünyamıza ne gibi etkileri olduğunu hepimiz görüyoruz yorumu yaptı.

Daha fazlasını yapmak gerekiyor

AB liderlerinin emisyon azaltma kararını vermesinden sonraki günlerde Başbakan ile yapılan bir röportada: İsveç yüzde 60-65'e düşerek daha da ileri gitmek istedi, ancak müzakerelerde hiçbir şeyin olmaması riski vardı dedi.

Löfven, "Bir masanın etrafına oturduğumuzda ve burada oybirliğiyle hareket etmemiz gerektiğini biliyorum, 27 kişiden biri yapmak istediğimiz şeye dur diyebilir, ben yüzde 40'ta kalmaktansa 55'e gitmeyi tercih ederim" dedi.

Kararın en az yüzde 55'lik bir azalma anlamına geldiğini belirten Löfven, emisyonların hızla daha da düşeceğini umuyor.

"İsveç olarak bölgedeki hırsımızı ikiye katladık, ancak daha fazlasını yapmamız gerekecek. Hayal kırıklığını anlıyorum" dedi.

Son dönemlerde Avrupa'da artan aşırı sağcı ve farklı gruplarla ilgili değerlendirmede de bulunan Löfven kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtlıyor:

Gördüğünüz gelişme İsveç'e yayılabilir mi?

"Evet, Atlantik'in bu yakasında ve kendi ülkemizde de demokrasinin sorgulanmasını isteyen güçler var. Sosyal medyada da çeşitli baloncuklar aracılığıyla yayılanlar aracılığıyla artan bir popülizm riski taşıyoruz. Oturup onayınızı alıyorsunuz ve duyduğunuz tek şey bu. Gerçekler artık aynı şekilde sayılmıyor. Bu riski küçümsememeliyiz ve demokrasiyi nasıl güçlendireceğimize bakmalı ve zayıflatmamalıyız."

İsveç'teki hangi kuvvetlerden bahsediyorsunuz?

"Nazi ve faşist güçlerimiz var. Demokrasiye inanmazlar, sadece farklı bir düzen isterler, böylece güçlüler neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verir. Demokrasiyi sürekli olarak savunmak ve insanların kendilerini güvende ve güvenilir hissetmelerini sağlamak yükümlülüğümüz var."

Editör: İsveç Gündemi