DJ Avicii ölümü ile tüm dünyaya büyük bir şok yaşattı. Asıl adı Tim Bergling olan ve "Aviciii" ismiyle tanınan 28 yaşındaki DJ'in menajeri Diana Baron, yaptığı yazılı açıklamada, Avicii'nin cuma günü öğleden sonra Umman'ın başkenti Maskat'ta ölü bulunduğunu belirtti. 
Yapımcının ölüm nedeni paylaşılmayan açıklamada, Avicii'nin ailesinin haber karşısında yıkıldığı ve herkesten özel hayatlarına saygı duymalarını rica ettiği ifade edildi. 

Tanınmış DJ, daha önce aşırı alkol kullanımının yol açtığı akut pankreatit hastalığı geçirmişti. Safra kesesi ve apandisi 2014'te alınan yapımcı, 2016'da turneye çıkmayı bırakmış, sadece stüdyoda müzik yapmaya yönelmişti. 

İki MTV, bir Billboard Müzik Ödülü'nün sahibi Avicii, 2 defa da Grammy'ye aday gösterilmişti. 

DJ AVİCİİ KİMDİR?

İsveçli DJ, Remixer ve Prodüktör Tim Bergling bilinin ismiyle Aviciii, 8 Eylül 1989 tarihinde doğdu. Dünya'da House ve Dance müziğin en önemli ve yetenekli sanatçılarındandır. Müziğe küçük yaşlarda merak salmış,genç yaşta İsveç'te çeşitli kulüplerde DJ'lik yapmıştır. 2010 yılında çıkan single'ı Seek Bromance ile büyük çıkış yakalamış, bu parça Fransa, Belçika, Hollanda, Birleşik Krallık ve İsveç'te 1 yıl boyunca top 20'de kalmıştır. 'DJ Mag Top 100' 2013 yılı sıralamasında dünyanın en iyi 3. DJ'i olarak seçilmiştir. 2014 yılında ise 6. olmuştur.



2011 yılında çıkardığı bir diğer hit parçası Levels, Hindistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Avusturya, Almanya, İtalya, Yunanistan, İrlanda, Danimarka top 10'da kalmıştır. Macaristan, Norveç ve İsveç'te 1. sırada kalmıştır.

2014 yılının sonlarına doğru Stories albümünü ve albümün içinde olan The Days ve The Nights i yayınlamıştır.

2015 YILINDA VERDİĞİ RÖPORTAJDAN BAZI BÖLÜMLER 

DJ’liğe ve müzik prodüksiyonlarına imza atmaya ne zaman başladın?
Aslına bakarsanız hâlâ kullandığım FL Studio adlı programı bilgisayarıma indirene kadar elektronik müzikle pek de ilgilenmiyordum. Fakat o programı kurcalamaya başladığım anda beynimden vurulmuşa döndüm. Hayatta kendimi ifade edebileceğim bir şey bulmuş gibiydim ve bunun heyecanı programı daha da fazla kurcalamaya itti. Sonucunda da DJ olup çıktım.

Elektronik müzikte seni çeken neydi?
Hem müzikal hem de teknik açıdan imkânların sınırsız olması. Bir duyguyu anlatmanın sınırsız yolları var ve onları keşfederken inanılmaz haz alıyorum.

Peki kendi şarkılarını nasıl yazıyorsun? Yani mesela gitar çalıyor musun?
Evet çalıyorum. “Stories” albümünü hazırlarken piyano ve gitar melodilerinden yararlandım. Sonra da bestelerdeki her şeyi o melodilerin etrafına kurdum. Böylesi daha eğlenceli. Üstelik yetenekli gitaristlerle de çalıştım bu albüm için. Tek başıma odamda oturup laptop’la müzik yapmaktan daha iyi bir tecrübeydi. Hemen hemen tüm albümü gitar ve piyano melodileriyle yarattık.

Peki seni patlatan şarkıya dönelim. ‘Wake Me Up’ nasıl ortaya çıktı? Bu denli büyük bir hit olacağını tahmin etmiş miydin?
Şahsen şarkıyı sevmiştim tabii ama hayır, asla bu kadar büyük bir hit olacağını tahmin etmedim. Mike Einziger (Incubus gitaristi) ile Malibu’da stüdyoya girmiştik ve başka bir şarkı üzerinde çalışıyorduk, sonra birden ‘Wake Me Up’ üzerinde çalışmaya başladık, ki o sıralar sadece bir akor ilerleyişinden ibaretti yaptığımız. Ben nakarat melodisini yazdım, Mike nakarat öncesi ve sonrası bölümleri yazdı, böylece şarkı ortaya çıktı. Ama sözleri yoktu. Birilerini arayıp vokal yapmasını ve şarkının demosunu ortaya çıkarmayı kafaya koydum çünkü aklımda iyi bir şarkı yakaladığımıza dair bir düşünce vardı. Aloe’yu (Aloe Blacc) aradım çünkü onunla zaten başka bir şarkı üzerinde çalışıyorduk, aklıma ilk o geldi. Ardından Aloe stüdyoya geldi ve bir saatten az sürede sözleri yazdı, vokalleri yaptı, gitti. Sanrım sıfır noktasından şarkının kayıtlı hâle gelmesi 4 saat falan sürdü.
Editör: İsveç Gündemi