İsveç'te kendine has kültürleriyle bilinen yerli Sami topluluğu, ülkede topluluklarına yönelik artan insan hakları ihlallerine maruz kaldıklarını belirtiyor.

Sami yerlileri binlerce yıldır Avrupa'nın uzak kuzey bölgelerinde doğayla iç içe, sürdürülebilir ve kültür açısından zengin Sami diyarı Sapmi olarak bilinen bölgede yaşıyor.

İsveç, Finlandiya, Norveç ve Rusya'nın el değmemiş bölgelerinde yaşayan Avrupa'nın önde gelen yerli topluluklarından biri olan Samiler, kadim geleneklerini ve kültürlerini korumanın yanı sıra modern dünyayla bir arada var olmaya çalışıyor.

Ancak Samiler, uzun süredir yaşam biçimlerini değiştirmeye zorlandıkları İskandinav ülkelerinde insan hakları ihlallerine ve ayrımcılığa maruz kalıyor.

Sami toplumunun değerlerinin korunması için faaliyet gösteren Saami Konseyi Başkan Yardımcısı Aslat Holmberg, İsveç hükümetinin insan haklarına saygı göstermemesi nedeniyle Samilerin kültürlerini, geçim kaynaklarını ve kimliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.

"Topraklarımız veya kültürümüzle ilgili kararları biz vermiyoruz"

Holmberg, en önemli adaletsizliklerden birinin arazi mülkiyeti ile ilgili olduğunu anlattı.

"Genel olarak toprak sahipliğine dayanan kolonizasyondan bahsediyorum." diye konuşan Holmberg, tarih boyunca yavaş yavaş daha küçük alanlara itildiklerini ve bu trendin bugün de devam ettiğini kaydetti.

Holmberg, grubun karşılaştığı tüm sorunların "altında yatan nedenin" siyasi dışlanma olduğunu söyleyerek, "Topraklarımız veya kültürümüzle ilgili kararları biz vermiyoruz." dedi.

Holmberg, kararların "kültürlerine uygun olmayan şekilde ve ana vatanlarından uzakta" ​​alındığının altını çizdi.

"Yeşil proje" tehdidi

Sami sanatçı ve aktivist Sara Andersson Ajnnak, Sami toplumunu “sömürgeleştirilmiş halk” olarak tanımladı.

Sami halkı geleneksel olarak ren geyiği yetiştiriciliği, balıkçılık, çiftçilik ve avcılık gibi işlerle yaşamlarını sürdürüyor.

Ancak Ajnnak, Samiler için kültürel bir anlam taşıyan ren geyiği yetiştiriciliğinin, İsveç'in "yeşil" projeleriyle tehdit edildiğini belirtti.

Ajnnak, "Yani gerçekten stresli bir zamandan geçiyoruz ve kültürümüzün yavaş yavaş yok olduğunu hayal etmek zor." ifadelerini kullandı.

İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg, hükümetin karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla sürdürülebilir çelik üretimine olanak sağlama çabasının bir parçası olarak Sapmi bölgesinde açık maden ocaklarına izin verme konusundaki kararını kınadı.

Şubat ayında, İsveç'i söz konusu projeye yeşil ışık yakmamaya çağıran Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları uzmanları, açık ocak madeninin ekosistemi tehlikeye atacağı ve ren geyiği göçüne yol açacağını ayrıca ağır metaller içeren tozlar ve zehirli atıklar nedeniyle su kaynaklarını tehlikeye atacağını söylemişti.

İsveç'te Sami halkının "uygarlaşmamış" olduğu varsayımına dayanan asimilasyon politikaları, 1800'lerden beri var oldu ve 1970'lere kadar açıkça uygulandı.

Ülkede yıllarca ana dillerinin ve ayrı eğitimin yasaklanmasının yanı sıra direnenler için çoğu zaman hapis ve hatta ölüm cezasıyla sonuçlanan zorla Hristiyanlığa geçme yönünde politikalar uygulandı.

BM'ye göre, bugün halen Samiler insan hakları ihlallerine ve ırkçılığa maruz kalıyor. BM, ayrıca, İsveç'teki yerli grubu zorla asimile etmeyi amaçlayan politikalara yönelik eleştiriler de yayımladı.

Editör: İsveç Gündemi