⁠İsveç, yeni tip corona virüs (Covid-19) pandemisinin başlangıcından itibaren ekonomiyi iflas etmeden sürü bağışıklığı yaratacak, maskesiz ve sıkı karantina uygulamalarının olmadığı bir strateji izliyor. Fransa, İngiltere ve İspanya gibi ikinci dalganın görülmediği ülkede son günlerde yeni vaka sayısında kısmen bir artış gözlense de, son altı aydır günlük vaka ve ölü sayısı ortalaması sabitlenmiş gibi görünüyor. Ancak, sürü bağışıklığı stratejisine karşı çıkanlar bu durumun İsveç'in uyguladığı etkili sosyal politikalardan kaynaklandığını belirtiyor.

Ülkede ilk Covid-19 vakasının ortaya çıktığı Şubat'tan bu yana sürü bağışıklığı stratejisi izleyen 10,3 milyon nüfuslu İsveç, hastalığa karşı yürüttüğü politikalar nedeniyle hem kendi vatandaşlarının hem de diğer ülkelerin eleştirilerinin hedefinde yer aldı. 

"STRATEJİMİZİ BAŞARILI OLMAYI SÜRDÜRÜYOR"

Özgürlüğü seven İsveçliler, katı karantina uygulamalarının olmadığı ve insanların maske takmadığı bir strateji izliyor. İsveçli yetkililer  uyguladıkları stratejinin, halkın özgürlüğünü kısıtlayan ve onları kurallara hapseden diğer ülkelerin aksine başarılı olmayı sürdürdüğünü öne sürüyor.

Öte yandan, İsveç'ten öğrenilebilecekler, pandemiyle kalıcı bir sosyal uyum sağlamak için taviz vermekten çok özgürlüklerin ve temel hakların korunmasıyla ilgili.  Bugün İsveç OECD'nin sosyal harcama sıralamasında dünyada  yedinci sırada, Almanya'nın bile önünde yer alıyor.

STRATEJİ PANDEMİNİN BAŞLANGICINDA BAŞARILI OLMADI

Bununla birlikte, hastalığın ilk aşamasında hükümetin sadece hafif bir dokunuş yaptığı konusundaki eleştiriler haklı çıktı. Ülke, büyük grupların toplanmasını yasaklamasına  ve bol miktarda sağlık tavsiyesinde bulunmasına rağmen, kapsamlı karantinaları reddetti.

Ancak, bu strateji pandeminin başlangıcında başarılı olmadı. İsveç'in 100 bin kişi başına 60 olan ölüm oranı, komşuları olan Finlandiya ve Norveç'ten on kat daha fazla seyrediyor.

Fakat diğer taraftan, ülkede ikinci çeyrekte üretim yüzde  8,3 oranında azaldı ve bu rakam Avrupalı diğer örneklerden çok daha iyi ve kısa sürede toparlanabilir seviyede bulunuyor.

İKİCİ DALGA GÖRÜLMEDİ: GÜNLÜK VAKA VE ÖLÜ SAYISI SABİT

Öte yandan, İngiltere, Fransa ve İspanya'nın aksine İsveç'te ikinci bir dalga görülmedi.  Ülkede şu ana kadar 98 bin 500 vaka ve yaklaşık 6 bin ölüm bildirildi. Haziran ayının sonundan itibaren ise günlük ölü sayısı 1-10 arasında, günlük vaka sayısı ise 600-800 arasında değişim gösteriyor. İsveçli yetkililere göre bu durum sürü bağışıklığından ileri geliyor.

Bu duruma karşı çıkanlara göre İsveç'te hala hastalığa karşı duyarlı büyük nüfusu bulunuyor. Sürü bağışıklığı stratejisine karşı çıkanlara göre salgının kontolündeki başarı ülkede uygulanan geniş ölçekli test ve temas takibinden kaynaklanıyor.

GETİRİLECEK KISITLAMANIN YARARI-ZARARI HESAPLANIYOR

İsveçli yetkililer, getirilecek her kısıtlamanın zarar ve faydasını tarttıklarını söylüyor.

Örneğin, birisi pozitif test sonucu aldığında, tüm hane halkı artık karantinaya alınıyor, ancak, okul çocukları muaf tutuluyor. Çünkü hükümet, onları uzaklaştırmanın getirdiği kazanımların eğitimlerine verdikleri kalıcı zarara değmeyeceğini düşünüyor.

Benzer şekilde, karantina başka ülkelerde olduğu gibi iki hafta yerine beş ile yedi gün sürüyor. İkinci haftada Covid-19'u yayma riski azalıyor, ancak uzun süreli izolasyonun zihinsel sağlığına verilen zarar artıyor.

İSVEÇ: MASKENİN İŞE YARADIĞINA DAİR BİLİMSEL KANIT ÇOK AZ

Dünyanın pekçok ülkesinde zorunlu tutulan maskeler, İsveç'te kullanılmıyor. Hükümete bağlı bilim insanları, maskelerin hastalıktan  korunmayı önlediğine dair kanıtların zayıf olduğunu ve sosyal mesafe, hijyen gibi diğer önlemlerinin işe yaradığını savunuyor. Ancak uzmanlar, yeterli bilimsel dayanak oluştuğunda maske kullanımını teşvik edebileceklerini, sağlığa ilişkin politikalarının kör ilkelere değil, kanıta ve pragmatizme dayandığını söylüyor.

Editör: İsveç Gündemi