Devam eden davada haksızlığa uğradığını iddia eden ve olayın yaşandığı tarihte 15 yaşında olan adam, 2017 yılında beraat etti.

Beraat kararından sonra tazminat hakkı doğan Samir, yaptığı başvurusu zaman aşımı nedeniyle reddedildi. Ancak pes etmeyen Samir, devlete karşı dava açtı.

1986 yılında üvey annesini öldürdüğü gerekçesiyle mahkum edilen ve o zaman 15 yaşında bir çocuk olan Samir, daha sonra cinayeti kendisinin değil, babasının işlediği ve babanın baskısıyla suçu üstlenmek zorunda kaldığı ortaya çıktı.

2017 yılında olayın yaşandığı tarihte reşit olmayan ve savunmasız bir çocuk olması nedeniyle baba baskısıyla suçu üslenmesinin bir suç teşkil etmediği ve bu nedenle beraatına karar verilen Samir, olayın yeterince araştırılmaması ve çocuk yaşta kendisine seçenek bırakılmadığı gerekçesiyle karşı dava açtı.

Adalet merkezi, Samir'in durumunu değerlendirirken, prensipte saçma ve önemli olduğunu kabul ederek, başvurulan tazminat davasını incelemeye aldı.

Başlangıçta bölge mahkemesi tarafından zaman aşımı olarak değerlendirilen ile ilgili tazminata hak kazanma konusunun olayın yaşandığı tarih değil, beraat edildiği 2017 yılının baz alınması gerektiğine sonucuna varıldı.

Svea Tehmiz mahkemesi olayı değerlendirirken, Samir'in sadece 15 yaşında olduğunu ve suçu üstlenmesinin dayandığı sebeplerin geçerli olduğunu, baskı altında suçu kabul etmiş olduğuna hükmetti.

JK ve bölge mahkemesinin atıfta bulunduğu hüküm uyarınca tazminatın reddine yer olmadığını hükmeden temyiz mahkemesi Samir'e 1,2 milyon kron tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi.

"Sonunda biri dinledi"

Bugün savunmasız insanları topluma geri kazandırmak için çalışmalar yapan Samir için tazminat kararı verildi. Devlerin yanlış yaptığının nihai kabulü bugün karara bağlandı.

Adalet Merkezi başkanı Fredrik Bergman, kararın sevindirici bir başarı olduğunu ancak muhtemelen Yargıtay'da ele alınacağını belirtti.

35 yıl sonra kazanılan dava sonucunda Samir göz yaşlarına boğuldu.

Çok uzun yıllardır mücadele verdiğini ve henüz 15 yaşında bir çocukken savunmasız olmasına rağmen yeterince korunmadığını ve mağdur edildiğini, ancak geçte olsa haklı davasında başarılı bir sonuca ulaşmasının tarifsiz bir duygu olduğunu göz yaşlarıyla dile getirdi.

Editör: İsveç Gündemi