Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ), Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (YBÜ) ve Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından hazırlanan, "İsveç Ülke İzleme Raporu" lansman toplantısı kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri, STK temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla Ankara'da gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Büyükelçi Wahlund, Türkiye-İsveç ilişkilerinin 20 yıldır "mükemmel" şekilde devam ettiğini belirterek, İsveç'in Türkiye'nin AB sürecini desteklediğini bildirdi. Wahlund, "AB süreci, hem Türkiye'nin mevcut problemlerinin çözümü için en iyi ilaç hem de bölge için çok iyi bir örnek olacaktır" ifadesini kullandı.

Avrupa'da Türk vatandaşlarına vize uygulamasının kaldırılması halinde, 30 yıl önce olabilecek bir akının yaşanmayacağını, bu nedenle böyle bir endişe taşımamak gerektiğini anlatan Wahlund, "Vizenin kaldırılmasından korkmuyoruz. Belki 30 yıl önce korkabilirdik ama Türkiye'deki mevcut refah düzeyi nedeniyle böyle bir endişe taşımıyoruz. Bu iki tarafın da yararına olacaktır" diye konuştu.

Wahlund, Avrupa'nın Türkiye'ye vereceği 3 milyar avronun Suriyelilerin bulundukları ülkede entegre edilmesi için olduğuna işaret ederek, "Bu para, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin, eğitim, barınma, çalışma, sağlık gibi temel haklarını elde edebilmeleri için verilecek" şeklinde konuştu.

İsveç'in politikaları gereği göçmenleri, etnik kökenlerine göre kayıt altına almadığını anlatan Wahlund, ülkesinin 70'li-80'li yıllarda, siyasi nedenlerle gelen Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Yavuz Baydar, Şahin Alpay gibi isimlere ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Göç ile iki taraflı kazanımların elde edildiğine işaret eden Wahlund, "Bu insanlar ülkelerinden getirdiklerini İsveç kültürüne kazandırırken, bizden şeyleri de ülkelerine götürdüler" dedi.

İsveç'te yaşayan 150 bin Türk vatandaşının entegrasyonunun başarılı şekilde gerçekleştiğini dile getiren Wahlund, İsveç hükümetinde, 2 Türkiye kökenli milletvekilinin bulunduğuna dikkati çekti.

- "Dünya nüfusunun yüzde 1'nin geliri yüzde 99'unun gelirine eşit"

ASBÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş da iki ülke ilişkilerinin şimdiye kadar sorunsuz şekilde ilerlediğini belirterek, İsveç'in Türklerin en rahat şekilde yaşadığı Avrupa ülkelerinin başında geldiğini kaydetti.

İsveç'in, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine en olumlu yaklaşan ülkelerden biri olduğuna işaret eden Kurtulmuş, iki ülkenin dış politikalarının da aynı çizgide bulunduğunu söyledi.

Bir araştırma kuruluşunun son verilerini katılımcılarla paylaşan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Dünya nüfusunun yüzde 1'inin geliri yüzde 99'unun gelirine eşit. Dünyadaki 62 kişinin geliriyse en alt gelir seviyesindeki 3,6 milyar insanın toplam geliriyle aynı. Avrupa ne kadar Afrika'dan uzak ve gelişmiş olsa da sınırlarını kapatarak kendi güvenlik ve refahını arttırmaya muktedir değil. Gelir dağılımı adaletsizliği olduğu sürece bu akın devam edecek. Dün gelir sevisiyelerini yükseltmek için göç edenler bugün sadece hayatta kalmak için yollara düşüyor. Gelir adaletsizliği ile ilgili politikalar geliştirmek gerekiyor."

- "İsveç, vatandaşlık hakkının en kolay elde edildiği ülkelerden biri"

YBÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, İsveç'in göçmen politikaları açısından Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden biri olduğunu ifade ederek, İsveç nüfusunun yüzde 15'inin ülke dışında doğan kişilerden oluştuğuna dikkati çekti.

Doğan, İsveç'in, vatandaşlık hakkının en kolay elde edildiği ülkelerden biri olduğunu, ülkenin yabancı uyrukluların da kendi refah sistemine dahil etme politikaları izlediğini söyledi.

Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, son 5 yılda hem Türkiye'ye hem de Avrupa'ya ciddi oranda sığınmacı akını olduğunu anımsatarak, "Ölümü göze alarak yola çıkan sığınmacıların kendi ülkelerine dönebilecekleri şartların oluşturulması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

İsveç'te, Türkiye'den giden 170 bin kişinin bulunduğunu vurgulayan Ömeroğlu, "İsveç'te minyatür bir Türkiye var. İsveç'in yabancılar için entegrasyon politikalarını takdir ediyoruz. Buna rağmen, diğer Avrupa ülkelerindeki ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı, yasal anlamda olmasa da İsveç'te çok az olmakla birlikte yaşanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Editör: İsveç Gündemi