Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından İsveç'in Malmö kentinde 4 Kasım Cuma günü panel düzenlemek istedi. Ancak panelin gerçekleştirileceği Quality Wiew Otel konferans salonuyla yapılan anlaşma son anda iptal edildi. UETD İsveç Başkanı Özer Eken, AA'ya yaptığı açıklamada "Otel yönetimi bize e-postayla konferansı iptal ettiklerini bildirdi. Gerekçe olarak, Türkiye karşıtlığı ile bilinen gazeteciler Kürdo Baksi ve Murat Kuzeyri'nin kendilerine gönderdiği mektup gösterildi. Mektupta, AK Parti Konya Milletvekili Abdullah Ağralı'nın DEAŞ terör örgütünün sözcülüğünü yapan biri olarak' gösterildiğini ve bu yüzden anlaşmayı iptal ettiklerini öne sürdüler" ifadelerini kullandı.

'HAYRET VE ÜZÜNTÜYLE KARŞILIYORUM'

Sputnik'e konuşan AK Parti Konya Milletvekili Ağralı, ‘IŞİD sözcülüğü' suçlamasına tepki gösterdi. Bu iddiaları ‘hayretle ve üzüntüyle' karşıladığını kaydeden Ağralı, daha önce defalarca İsveç'e gittiğini, İsveç'ten gazetecilerin de seçim bölgesi Konya'ya geldiğini, hatta seçim kampanyasını da izlediklerini söyledi. Söz konusu panelin AK Parti Genel Merkezi'nin UETD ile organize edildiğini kaydeden Ağralı, panelin konusunun da 15 Temmuz darbe girişimi ve başkanlık sistemi olduğunu söyledi. Panelin söz konusu otelde yapılması kendilerinin de bu otelde kalmasının planlandığını anlatan Ağralı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tanımadığım, bilmediğim ve sonrasında da gazeteci olduklarını öğrendiğim ve hiçbir zaman diyaloğum da olmayan şahıslar tarafından çok haksız ithamlara mağdur kaldım. Beni güya IŞİD'in sözcüsü, beni Hitler'in doktoruna benzetecek şekilde, doktor olmam hasebiyle, maksadı aşan ifadeler kullanmışlardır. 

‘BİR İDDİA DA BULUNURKEN BİRAZ İNSAFLI OLMAK LAZIM'

Bir defa bir insan bir başka insan hakkında bir iddia da bulunurken biraz insaflı olması lazım. En azından benim Facebook sayfamdan ya da medyada çıkan yazılarıma bir bakması lazım. Bu adam neyin nesi, hangi faaliyetlerin içerisinde, hangi faaliyetleri yapıyor. Ben tıp doktoruyum, aşağı yukarı 20 yıldır Konya'da çok değişik sivil toplum kuruluşlarının da içerisindeyim. Yurtiçi ve yurtdışı bir sürü insanlık faaliyetinin de içerisindeyim. Dünyanın neresinde bir sıkıntı olduysa hekim olarak da hep yardıma gittik. Afrika'ya gittik, coğrafyanın değişik yerlerine gittik. Aynı zamanda Konya'da kurduğum bir dernek Türkiye'deki mültecilerle ilgileniyor. Ciddi çalışmalarımız var.

‘IŞID SÖZCÜLÜĞÜ İDDİASI AKILLARA ZİYAN'

Hangi gerekçeyle IŞİD ile ilgili bir bağlantı kurmuşlar hakikaten akıllara ziyan. Ben her türlü terörün karşısındayım. Bu isterse etnik bir terör örgütü olsun, isterse mezhepsel olsun, aşırılığa da karşıyım. Benim felsefem hep şuydu. Kimse benim gibi düşünmek zorunda değil, kimse benim gibi yaşamak zorunda değil. Bu hoşgörü olmalı. Ama birtakım böyle maksadını aşın ifadeler bizi üzmüştür."

‘PANELLERİ YAPACAĞIZ, O OTELDEKİ REZERVASYONU İPTAL ETTİM'

İsveç'te düzenlenecek panelin iptal olmadığını vurgulayan AK Partili Ağralı, 3 şehirde planladıkları programların gerçekleşeceğini söyledi. Sadece programın gerçekleşeceği otelin, konferans salonunu iptal ettiğini vurgulayan Ağralı, "Benim de sonradan öğrendiğim, bir mektup yazılmış benimle ilgili, böyle abuk sabuk ifadelerle, böyle bir insana nasıl yer tahsis edersiniz diye, onları da herhalde etkilemişler ki iptal etmişler. Ben de bunun üzerine oteldeki rezervasyonumu iptal ettim. Biz programımıza devam edeceğiz, konferansı yine yapacağız" diye konuştu.

‘İSVEÇ HÜKÜMETİNİN BUNA İTİBAR ETMESİ ÇOK ENTERASAN'

 Ağralı, işin üzücü yanının hem bu şahısların tavırları hem de buna inanların oluğunu söyledi. İsveç hükümetinin insan hakları ve demokrasiyle ön plana çıktığını kaydeden Ağralı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatta 2 sene önce Konya'da insan haklarıyla ilgili bir sempozyum olmuştu. İsveç'teki bir vakıfla Selçuk Üniversitesi, İnsan Hakları Derneği ortak bir sempozyum yaptık Konya'da. Ben Mevlana şehrinden gelen bir insanım, hoşgörünün başkentinden gelen bir insanım. İsveç hükümetinin de bunlara itibar etmesi ya da yetkililerinin buna itibar etmesi çok enteresan. O açıdan ben İsveç'teki hemşerilerimle bir araya geleceğim. Oradaki çalışmalarımıza devam edeceğiz." Ağralı, "İsveç hükümeti bu iddialara itibar mı etmiş oluyor size göre?" sorusuna da, "Yani hükümetle ilgili bir şey yok. Ama gözüken şu ki, otel yetkilileri ve oradaki yetkililer itibar etmişler. Yani böyle bir şey olabilir mi? Bizim ülkemizde herkes gelip özgürce rahatlıkla düşüncelerini ifade edebilir, engel olan da yok. Ama şimdi bizim İsveç'e gitmemiz… Biz herhangi bir örgüt mensubu değiliz, bir parlamenteriz, siyasi bir çalışma için gidiyoruz. Ben Kululuyum, İsveç'te de 50 bine yakın Kululu hemşerim var, akrabalarım var" dedi.

‘İSVEÇ'TE SEÇİM ÇALIŞMALARI YAPTIĞIM İÇİN…'

AK Partili Ağralı, "Panele 2 milletvekili katılacaktı ama söz konusu iddia sizinle ilgili, bunu neye bağlıyorsunuz?" sorusu üzerine, bunun nedeninin genel seçimlerde İsveç'te yürüttüğü seçim çalışmaları olduğunu söyledi. Ağralı, "Nedeni şu. PKK, İsveç'te çok ciddi bir yapılanma içerisinde. Ben 2011 seçimlerinde, haziran seçimlerinde İsveç'te seçim çalışmaları yaptım. Orada da ciddi manada bizim çalışmalarımızdan rahatsız oldular, tehditler savurdular. Orada seçim çalışması yapan bizim arkadaşları darp ettiler. İnsan haklarından, haktan, hukuktan bahsedenler başka bir düşünceye karşı zerre kadar tahammülleri yok. Bunu biz Türkiye'de de görüyoruz, yurtdışında da görüyoruz. Buradan da anlaşılıyor ki bir rahatsızlık var" dedi. Ağralı, kendisine yönelik bu iddialar nedeniyle İsveç'te de hukuki girişimlerde bulunmayı düşündüğünü ifade ederek, "Bu iddialar insanın gerçekten ağrına gidiyor. O açıdan da gerekli süreci başlatacağız" dedi.

‘TÜRKİYE ALEYHİNE CİDDİ ALGI OPERASYONU YAPILIYOR'

AK Parti Konya Milletvekili Abdullah Ağralı, uluslararası kamuoyunda dile getirilen Türkiye'nin zaman zaman IŞİD'i desteklediğine ilişkin iddiaları da değerlendirdi: "Yurtdışında özellikle Türkiye aleyhine ciddi bir algı operasyonu yapılıyor. Burada terör örgütlerinin de çok etkin olduğu ülkeler var. Son dönemde terör örgütlerine bir de FETÖ ilave oldu. Bunlar ciddi manada algı operasyonu içerisindeler. Türkiye'yi içeride ve dışarıda sıkıntıya sokacak ne kadar argüman varsa bunları pervasızca sınır tanımadan kullanıyorlar. Şimdi şu net ki, bu coğrafyada terörle mücadele eden, en çok canı yanan ülke biziz. Dolayısıyla terörle en etkin mücadele etmesi gereken de biziz. Bu örgüt kim olursa olsun, kaynağı, menşei ne olursa olsun. Biz kendi ülkemizin birlik beraberliği, sınırlarımızı ve vatandaşlarımızı korumak adına her türlü çalışmanın içerisinde olacağız.

‘ARKASINDA BAŞKA HESAPLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ'

Burada özellikle Suriye'deki, Irak'taki gelişmeler, oradaki otoriter boşluğu ciddi manada ülkemizi de etkilemekte. Türkiye de son dönemde geliştirdiği bu terörle mücadelede konsept değişikliğinden dolayı, terörün kaynağında yok edilmesiyle ilgili ciddi çalışmalar içerisindeyiz. Fırat Kalkanı operasyonu bunun göstergesi. Türkiye'nin Musul'daki tezleri de öyle. Türkiye bu coğrafya hiçbir ülkenin toprağında gözü yok, bir karış toprağında gözü yok, petrolünde gözü yok. Yaptığı çalışmalar tamamen insani. Biz her şeye rağmen bugün bakıyorsunuz radikal terör örgütlerden kaçan herkesin sığındığı liman Türkiye. Irak'ta aynısını yaşadık, Suriye'de aynısını yaşadık. Suriye'de 3 milyona yakın mülteci var, bunların da yaklaşık 500 binin üzerindeki mülteci Kürt, Suriye Kürtleri. Peki Suriye Kürtleri bunların vaat ettiği PYD'nin hakim olduğu alanda değil de Türkiye sığınıyorlar? Niye PYD'den kaçıp Türkiye'ye sığınıyorlar, bu soruların cevaplanması lazım. Dolayısıyla bunun arkasında başka hesaplar olduğunu düşünüyoruz. Biz yine de bu terör ve terör örgütlerinin iddialarına pabuç bırakacak değiliz ama bu ithamlar son derece yakışıksız, son derece çirkin iddialar."


Daha fazla: https://tr.sputniknews.com/turkiye/201611021025603096-esvec-isid-ak-parti-agral/
Editör: İsveç Gündemi