Havaalanı yetkililerine göre hafta sonu 2F terminalinde kalp krizi geçiren Nasseri tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

1988-2006 yılları arasında Roissy-Charles-de-Gaulle Havalimanı'nda "yasal bir belirsizlik" içinde yaşayan İranlı, burada kaldığı dönemde kırmızı bir bankta uyudu, personel tesislerinde duş aldı ve havaalanı çalışanlarıyla arkadaş oldu.

Çalışanlar ona 'Sir Alfred' lakabını takmıştı. 

1945 yılında İranlı bir baba ve İngiliz bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1974'te İngiltere'de okumak için İran'dan ayrılan Nasseri'nin, döndüğünde Şah'ı protesto ettiği için hapis yattığı ve pasaportu olmadan sınır dışı edildiği belirtiliyor.

Nasseri, Avrupa'da birçok ülkeye siyasi sığınma başvurusunda bulunmuş. İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika'dan geçtikten sonra Fransa'ya gelmiş, en sonunda Paris'e yakın Roissy-Charles-de-Gaulle Havalimanı'nda kalmaya başlamış.

1999'da Fransa'da mülteci statüsü ve oturma izni alan Nasseri, havaalanından ayrılma konusunda kararsız kalmış ancak 2006'da rahatsızlanınca hastaneye götürülmüş. Nasseri'nin daha sonra uzun yıllar sığınma evlerinde, birkaç hafta önce de yeniden havalimanına geldiği kaydediliyor.

Başrolünde Tom Hanks'in oynadığı 2004 yapımı Terminal, Mehran Karimi Nasseri'den esinlenilerek çekildi.

Film, Amerika Birleşik Devletleri'ne girişi reddedilince New York'un John F. Kennedy Havaalanı terminalinde mahsur kalan ve ülkesine dönemeyen Doğu Avrupalı bir adamı konu alıyor.

Kaynak: euronews

Editör: İsveç Gündemi