YAŞAM

Tarihin en korkunç idamları!

Çarmıha Germe İnsan bedeninin çarmıha gerilerek yaşamına son verilmesi yöntemi, dünyanın en büyük dinlerinden birisi olan Hristiyanlığın peygamberi olarak kabul edilen İsa dolayısıyla belki de en ünlü idam yöntemlerinden birisidir. Kaynak: line.do/tr

Bu vahşiliğin ana fikri, öldürülmesine karar verilmiş olan kişinin toplum önünde ifşa edilerek yavaş yavaş öldürülmesidir. Uygulanma yöntemi ise şöyledir: Yaklaşık 3 insan boyutunda ve haç şeklindeki bir kütüğe bağlanan ya da bileklerinden çivilenen kişi, ölümüne dek asılı bırakılır.

Vahşi Hayvanlara Yedirilme Çoğumuzun izlediği Gladyatör filminde de görebileceğiniz bu yöntem, Eski Roma Uygarlığı'nda düzenlenen kolezyum dövüşleri sırasında uygulanırdı.

Köle dövüşlerinden önce ve/veya sonra uygulanan bu yöntemle, öldürülmesi kararlaştırılan insanlar ayı, yaban domuzu, aslan ve köpeklere yem edilir, alana toplanmış kalabalığa da izletilirdi

Üçlü Cezalandırma Orta Çağ İngiltere'sinin dünyaya armağanı olan bu öldürme şekli, kendi içinde 3 farklı eziyet içeriyordu.

Buna göre öldürülecek kişi ilk önce bir atın arkasına bağlanarak şehir meydanına sürükleniyor, burada halka ifşa edilerek asılıyor ancak henüz öldürülmüyor ve son olarak da balta ve kılıç yardımıyla önce iç organları çıkarılıyor, ardından da 4 parçaya bölünerek kuşlara yem ediliyordu.

Kazığa Bağlanarak Yakılmak Orta Çağ'a dair görsel ve yazılı tarihten öğrendiğimiz kadarıyla daha çok "cadı" olarak itham edilen insanların öldürülmesinde kullanılan bir yöntemdi.

İsim olarak da gayet açıklayıcı olan bu yönteme göre "suçlu" bir kazığa bağlanır, yaklaşık dizlerine kadar çıra ve kuru odun dizilir ve yakılırdı. Kurbanımız eğer "şanslıysa" karbonmonoksit zehirlenmesinden ölür, değilse de kaderi celladının insafına, ateşi ne kadar harladığına kalırdı.

Sandal Yolculuğu Antik Pers İmparatorluğu'nda kullanıldığı bilinen bu yöntem, idamdan çok, tarihin bu gizemli imparatorluğunun şaşalı mitoloji öykülerinden fırlamış bir hikâyeye benzer. Suçu ispatlanarak idama mahkûm edilen kişi çırılçıplak soyularak bir sandala bağlanır ve zorla süt ve bal karışımı bir sıvı içirilir, aynı zamanda da tüm vücudu bal ile kaplanır.

Bu haldeyken bir göle veya su birikintisine, güneşin altına bırakılan kurban, aldığı sıvının da etkisiyle ishal olur. Vücudunu kaplayan bal ve ürettiği dışkı yüzünden bir anda su birikintisinde yaşayan tüm böceklerin ilgi odağı haline gelir ve yavaş yavaş -ama gerçekten çok yavaş yavaş- böcekler tarafından yenerek yaşama çok büyük acılar ve pis bir koku eşliğinde veda eder.

Kazanda Kaynatma Avrupa'nın bazı bölgeleri ve Asya'da kullanılan bu yöntemde ise otoriteler nezdinde suçlu bulunan kişi, bir kazan dolusu kaynayan su, yağ veya katranın içine atılarak ve gerçek anlamda kaynatılarak öldürülürdü.

Bu idam yöntemi de verdiği acı bakımından diğerlerinden geri kalmıyor.

Ling Chi İsmi kulağa her ne kadar Uzak Doğu'ya özgü bir savunma sanatı gibi gelse de, Ling Chi insanoğlunun bir başka insanoğlunu öldürmek için kullandığı en ender yöntemlerden biridir.

Buna göre esir, kurban ya da suçlu biz kazığa bağlanır ve sırasıyla diz kapakları, göğüsleri, kolları ve son olarak da kafası kesilirdi. Bu kesme işlemi son derece keskin bıçak ve kılıçlar yardımıyla yapılır, neredeyse bir ameliyat hassaslığında gerçekleştirildi. Böylece idam edilen kişinin olabilecek en uzun süre yaşayarak acı duyması hedeflenirdi.

Catherine Tekerleği Orta Çağ Avrupa'sına özgü bu öldürme yöntemi göre otoriteler tarafından öldürülmesine karar verilmiş insanlar, at arabası tekerleğine benzer bir düzeneğe ellerinden ve kollarından bağlanır ve sopalarla tüm kemikleri kırılırdı ancak öldürülmezlerdi.

Bu işlemin ardından tekerleğin ortasında bulunan delik yardımıyla bir direğe geçirilir ve büyük acılar içinde kuşlara yem edilirdi.

Tunç Boğa İzlemiş olanların 2011 yapımı Ölümsüzler filminden de anımsayacağı bir idam yöntemi de Antik Yunan Uygarlığı'ndan geliyor. Atinalı bir demircinin geliştirdiği bu yönteme göre, boğa şeklinde dövülmüş bronz ya da tunç bir heykelin içine yerleştirilen suçlu, karın kısmının altında yakılan ateş sebebiyle sürekli ısınan heykelin içinde yavaş yavaş ve çığlıklar içinde öldürülürdü.

Bu yöntemin en akıl almaz kısmıysa, kurbanın attığı çığlıkların boğanın içine yerleştirilen bir boru sistemiyle insan kulağı tarafından boğa böğürtüsü olarak duyulmasıydı.

Bu yöntemin en akıl almaz kısmıysa, kurbanın attığı çığlıkların boğanın içine yerleştirilen bir boru sistemiyle insan kulağı tarafından boğa böğürtüsü olarak duyulmasıydı.