Ekonomik gelişmişlik ve kalkınma seviyesi ile inovasyon ve teknoloji yaratma kapasitesi arasında orantılı ilişki, ülke politikalarında bu konuyu öncelikli hale getiriyor. Bilim ve teknoloji odaklı araştırmaların, işbirlikleri ve ürün geliştirmelerin giderek daha fazla karşımıza çıktığı günümüz dünyasında; şirketler, yatırımcılar ve üniversiteler rotalarını bu yöne doğru çeviriyor… Bilim ve teknoloji odaklı ekosistemde yerini almak isteyenler için ise Avrupa Birliği’nin 95.5 milyar Euro fon büyüklüğüne sahip hibe programı Ufuk Avrupa oldukça önemli bir fırsat…

Avrupa’nın bilim teknoloji politika ve uygulamalarının birlik üyesi ve aday üye ülkeler arasında uyumlu bir hâle getirilmesi amacıyla oluşturulan Avrupa Birliği Çerçeve Programları, aynı zamanda dünyanın en büyük sivil Ar-Ge ve yenilik programı olma özelliğini de taşıyor. AB Çerçeve Programlarına, 2004 yılından itibaren asosiye ülke olarak katılan Türkiye, 2014- 2020 yılları arasında süren Ufuk 2020 Programı’nda program bazında ödediği 265,5 milyon Euro’luk ulusal katkı payının üzerinde, 296,2 milyon Euro tutarında fon almayı başardı. Programın son çağrısı Avrupa Yeşil Mutabakatı sonuçları henüz açıklanmamış olsa da sonuçların açıklanmasıyla bu miktarın daha da artması bekleniyor.

En büyük bütçeli çerçeve programı

2021-2027 yılları arasında sürecek 9. AB Çerçeve Programı ise “Ufuk Avrupa (Horizon Europe)” olarak isimlendiriliyor. Bilim ve teknoloji odaklı girişimcilik ekosisteminde yerini almak isteyenler için Avrupa Birliği’nin hibe programı oldukça önemli bir fırsat. Türkiye’de TÜBİTAK koordinasyonuyla yürütülen programa AB ülkelerinin yanında aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 10’dan fazla ülke katılabiliyor. Programda altının çizilmesi gereken bir başka önemli detay, Ufuk Avrupa’nın öncekilere kıyasla en büyük bütçeye sahip Çerçeve Programı olma özelliğini taşıması. TÜBİTAK’tan aldığımız bilgiye göre henüz resmi olarak başlamamış olsa da Ufuk Avrupa Programı, araştırma projeleri ve sınır ötesi araştırma işbirliklerine 95,5 milyar Euro hibe sağlayacak. Başta iklim ve iklim değişikliği ve dijital dönüşüm üzerine yapılan projelere öncelik veren program kapsamında 5,4 milyar Euro değerinde bir miktar da COVID-19 kurtarma fonu kapsamında sınır ötesi araştırmalara dağıtılacak.

Çağrılar mayısta

Ufuk Avrupa Programı çağrıları henüz resmi olarak açılmadı. Program kapsamında sadece Avrupa Araştırma Konseyi başvuruları alınmaya başladı. Ufuk Avrupa Programı’nın ilk çağrılarının büyük oranda Mayıs 2021 içinde açılması bekleniyor.

Ufuk Avrupa’da dört ana bileşen altında projeler destekleniyor

1. Bilimsel Mükemmeliyet: Bileşenin öngörülen yaklaşık bütçesi 24.9 milyar Euro. Araştırmanın iki önemli kaynağı olan araştırmacı ve araştırma altyapılarına yönelik projeler desteklenecek. Alt bileşenlerinden “Avrupa Araştırma Konseyi” alanı kapsamında ise çığır açıcı bilimsel projeler desteklenecek. “Burs ve Dolaşım Destekleri “alanı ile araştırmacıların kariyer gelişimine, Avrupa’yı ve Türkiye’yi araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getirmeye yönelik çağrılar açılacak". Araştırma Altyapıları” alanı çağrılarında ise araştırma altyapılarının inovasyon yetkinliğinin ve insan kaynağı niteliğinin artırılmasını, bilginin çoğaltılarak yayılmasını, uygulanmasını ve araştırma potansiyelinin en verimli şekilde değerlendirilmesini sağlamayı hedefleyen projeler desteklenecek.

2. Küresel Sorunlar ve Endüstriyel Rekabet: Bileşenin öngörülen yaklaşık bütçesi 53,8 milyar Euro. Sağlık, çevre, iklim, gıda, ulaşım, enerji, sivil güvenlik gibi alanlarda yaşanan küresel sorunlara Ar-Ge ve yenilik projeleriyle çözümler aranması, dijital teknolojiler, veri, yapay zeka ve robotik, yeni nesil internet, uzay, imalat teknolojileri, ileri malzeme teknolojilerinde desteklenecek projelerle de Avrupa ve Türkiye endüstrisinin rekabetçiliğini geliştirilmesi hedefleniyor.

3. Yenilikçi Avrupa: Programın bu bileşeninde öngörülen yaklaşık bütçe ise 13,4 milyar Euro. Yenilikçi Avrupa, KOBİ’lerin ana faydalanıcıları arasında yer aldığı “Avrupa İnovasyon Konseyi”, eğitimden girişimciliğe laboratuvardan pazara kadar olan yenilik sürecini canlandırmayı ve önemli ölçüde hızlandırmayı hedefleyen “Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü” ve “Avrupa Yenilik Ekosistemi” alt alanlarından oluşuyor. Bileşen kapsamında yeni pazarlar yaratma ve istihdam, büyüme ve refahı artırma potansiyeline sahip yüksek riskli, çığır açıcı inovasyonların ve teknolojilerin oluşumu ve ticarileşmesinin desteklenmesi hedefleniyor.

4. Katılımın Yaygınlaştırılması ve ERA’nın Güçlendirilmesi: Bileşenin öngörülen yaklaşık bütçesi 3,3 milyar Euro. Araştırma ve Yenilik sistemlerinin reformu ve geliştirilmesi, Araştırma ve Yenilik performansı ile fon programları katılımı diğer ülkelere göre daha az olan ülkelerin (widening ülkeleri) performanslarının artırılması, ulusal fonların/diğer AB fonlarının Avrupa Araştırma Alanına uyumlu kullanılabilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda Mükemmeliyet Merkezleri kurulması ve kapasite geliştirme aktivitelerine yönelik projelerin desteklenmesi planlanıyor.

■ Cinsiyet eşitliği şart

Ekonomik büyüme, dijital dönüşüm ve çevre duyarlılığının yanında kadın erkek eşitliği de Ufuk Avrupa’nın önem verdiği bir başka konu. Ufuk 2020’den farklı olarak Ufuk Avrupa’ya başvuran şirketler ve araştırma kurumlarının aynı sayıda kadın ve erkek çalışan barındırması gerekiyor. Bu dengenin yanında söz konusu kurumların işe alım politikalarındaki cinsiyetçi yaklaşımları ortadan kaldırmaları şart koşuluyor. Başvuru sürecinde ise proje tanıtımlarının yanında kurumların cinsiyet eşitliğini geliştirmek ve çalışanlarını eğitmek için planlar sunmaları isteniyor.

Bilimsel kalite ve yenilikçilik önemli bir faktör

Değerlendirme kriterleri henüz resmi olarak yayımlanmadı ancak konuyla ilgili yine TÜBİTAK’tan aldığımız bilgilere göre Çerçeve Programlarındakine benzer biçimde projelerin genellikle bilimsel mükemmeliyet, etki ve uygulama kriterleri üzerinden değerlendirileceği öngörülüyor ve şu bilgiler aktarılıyor: “Bilimsel mükemmeliyet kriteri kapsamında projenin bilimsel kalitesi, yenilikçi yönleri, araştırmanın güvenilirliği ve uygulanacak metodoloji üzerinden değerlendirme yapılır. Etki kriterinde ise proje sonuçlarının yaratacağı katma değer, projenin çağrı konusunda belirtilen hedefleri gerçekleştirme potansiyeli, proje sonuçlarının yayılımı ve kullanılmasına yönelik değerlendirme yapılır. Uygulama kriterinde ise proje kaynaklarının dağılımına ve kullanımına, projenin yönetim yapısına ve kalitesine yönelik değerlendirmeler gerçekleştirilir.”

Nasıl bir yol izlenmeli?

TÜBİTAK’tan aldığımız bilgiye göre son 2 yılda araştırmacılarımız, Avrupa’dan çok sayıda kuruluşun dâhil olduğu büyük konsorsiyumlu projelerde sadece ortak olarak yer almanın ötesine geçerek, bu konsorsiyumları koordine etmeyi başardı ve çok ortaklı projelerde Türk koordinatör sayısı 7’den 29’a yükseldi. Bu sayıyı daha da yükseltmek adına Ufuk Avrupa hibe programından yararlanmak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ile ilgili TÜBİTAK’tan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ufuk Avrupa çağrılarına başvururken, çağrı dokümanlarının dikkatlice incelenmesi, sunulması planlanan proje fikriyle çağrı konusunun uyumlu olması önemli. Aynı şekilde konsorsiyum ile başvurulacak çağrılarda konsorsiyumlara dahil olabilmek için düzenlenen bilgi günü ve proje pazarı etkinliklerine katılım sağlanması, başvuruların çağrı kapanış tarihinden önce Avrupa Komisyonu fonlama ve ihale portalı üzerinden elektronik olarak sunulması gerekiyor. Başvuru yapılacak alanın Ulusal İrtibat Noktası ile süreç boyunca iletişim sağlanmasını da öneriyoruz. Proje sunmayı planlayan araştırmacılarımızın ve kuruluşlarımıza ayrıca TÜBİTAK AB Çerçeve Programı Desteklerinden de faydalanmalarını tavsiye ediyoruz.”

“Araştırmacılarımız en iyi altyapılara erişim imkanı bulurken, sanayicilerimizin rekabet yeteneği artıyor”

AB Çerçeve Programlarında yer alınması, ülkemizde çok disiplinli, çok ortaklı, sektörler arası bir araştırma ve yenilik ekosisteminin oluşmasına fayda sağlayacağı gibi aynı zamanda, Avrupa Araştırma Alanı ile Türkiye Araştırma Alanı (TARAL)’nın bütünleşmesine de katkı sağlıyor. Hem araştırmacılar hem paydaşlar hem de sanayiciler açısından programın avantajlarına dikkat çeken TÜBİTAK, DÜNYA +’ya şu açıklamalarda bulundu: “Araştırmacılar ve kuruluşlarımızın bu programlardan faydalanması ve araştırma faaliyetlerine yapılan yatırımlar Türkiye için kaldıraç etkisi yaratarak sosyoekonomik faydaya dönüşmesini mümkün kılıyor. Benzer biçimde Ufuk Avrupa’da yer alan araştırmacılarımız, kurum ve kuruluşlarımız, en yeni, ileri ve geleceğin teknolojilerine yön verecek projelerde yer alarak yeni ürün, süreç ve teknolojileri takip edip geliştirme imkanına sahip olabilecekler. Ulusal ekosistemimizde yer alan paydaşlarımız, en başarılı araştırmacı ve kurumlarla işbirliği yapma fırsatı yakalayarak, gerçekleştirmeyi planladıkları araştırma ve yenilik projelerine yüksek mali destek sağlayabilecek. Sanayi kuruluşlarımız açısından bakarsak da desteklenen projelerde yer alarak rekabet yeteneklerini artırma ve daha önce yer almadıkları pazarlara erişim imkanı bulabilecek. Araştırmacılarımız, uluslararası ve sektörler arası dolaşım fırsatı ve en iyi altyapılara erişim olanağı elde ederek kariyerlerini geliştirebilme fırsatı yakalayacak. Kurum ve kuruluşlarımız, hedef pazarlardaki endüstriyel standart ve düzenlemelere rekabet avantajı sağlayacak şekilde erken dönemde erişim imkânı elde edebilecek.”

Ufuk 2020’den ilk haberler gelmeye başladı

Ufuk Avrupa’nın potansiyel önemi, bir önceki çerçeve programı Ufuk 2020’den geliyor. AB’nin inovasyon ve yeşil devrim hedefleri kapsamında Türkiye’den 13 Türk kuruluşunun yer aldığı altı proje, temmuz ayında uluslararası işbirliği projeleri kapsamında toplam 7,5 milyon Euro hibe almıştı. Söz konusu hibe tutarı ayrıca, bugüne kadar açıklanan uluslararası bir çağrıda Türkiye’ye verilen en büyük fon.

- Ufuk 2020’nin verdiği hibeler kapsamında yer alan projeler arkasında elektrikli ve hibrit elektrikli otomobil piyasasına batarya geliştirilmesini içeren ALBATROSS’da 10 ülkeden 21 ortak yer alıyor. Projenin Türk ortakları ise Yeşilova Holding, Mercedes-Benz Türk AŞ, FEV TR Otomotiv ve Ford Otomotiv Sanayi.

- Türkiye’den İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Vestel Elektronik, Bozankaya ve TÜBİTAK’ın temsil ettiği HELIOS da hibe alan bir diğer proje. Toplam sekiz ülkeden 18 ortağın yer aldığı projede, elektrikli otobüsler için modüler batarya paketlerinin geliştirilmesi hedefleniyor.

- ASAŞ’ın ortak olarak bulunduğu MARBEL projesinde ise, elektrikli ve hibrit araçlarda kullanılan bataryaların seri üretimi ve pazara girişlerinin hızlandırılmasını amaçlıyor.

- Belçika tarafından koordine edilecek SEABAT projesinde, IMECAR da 9 ülkeden katılan 15 ortaktan biri. Proje kapsamında denizcilik sektöründe kullanılabilecek güçlü batarya sistem ve konseptinin geliştirilmesi planlanıyor.

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Özyeğin Üniversitesi de 21 binden fazla kamu binasına sahip 6 ülkeden 6 iştirakin bir araya geldiği procuRE projesi katılımcılarından. Proje kapsamında 7 milyon Euro Ar-Ge yatırımıyla yenilenebilir enerji uygulamalarının desteklenmesi hedefleniyor.

- TÜPRAŞ’ın ortak olarak yer aldığı EBIO Projesi ise, sürdürülebilir enerji yakıtına yenilikçi bir teknik çözüm sunuyor. Norveç’in koordinasyonunu yapacağı projede yer alan 7 ülkeden 9 ortak, böylece AB’nin iddialı çevre hedeflerine ulaşmasına da katkıda bulunabilir.

- Zorlu Enerji, şirketin elektrikli otomobil şarj istasyonları ağı Zorlu Energy Solutions (ZES) ve saatlik elektrikli araç kiralama platformu “electrip” markaları, eCharge4Drivers projesinin ortakları arasında yer alacağını açıkladı. 2050 yılına kadar sıfır karbona ulaşmayı hedefleyen şirketin yer aldığı söz konusu projeye AB tarafından 4 yıl süreyle 14 milyon Euro’luk destek sağlanacak.

- Turkcell de 5G teknolojileri kapsamında yürüttüğü dört yeni inovasyon projesinin daha Ufuk 2020 programından hibe almaya hak kazandığını açıkladı. Böylece şirketin AB destekli Ar-Ge proje sayısı beşe ulaşmış oldu. Turkcell’in 5G hizmeti sağlayarak yer aldığı Ar-Ge projeleri ise şöyle; 5G-MOBIX, BEYOND5, ADACORSA, STORAIGE ve DRAGON.

Dünya

Editör: İsveç Gündemi