Türkiye’nin Karadeniz’de uzun süredir doğal gaz arama faaliyeti yürüttüğünü ve bu nedenle beklentisinin bu bölgede doğal gaz bulunduğuna yönelik olduğunu belirten Doçent Dr. Celal Taşdoğan (Yenilebilir Enerji Kaynakları Uzmanı) ise şu değerlendirmeyi yaptı:

*Türkiye’nin 50 milyar dolara yakın enerji kaynakları ithalatının önemli bir kalemini doğal gaz oluşturuyor. Dolasıyla Akdeniz, Karadeniz veya herhangi bir noktada tespit edilecek doğal gaz rezervleri öncelikle bu ithalat oranını düşürecek, dış bağımlılığı azaltacaktır.

*Türkiye doğalgaz ile elektrik üreten bir ülke. Doğalgaz pahalılaştıkça, bu elektrik santralleri kullanılamaz hale geldi. Bu nedenle yerli doğal gaz elektrik üretim maliyetlerini de ciddi ölçüde düşürecektir. Sanayinin de rekabet gücünü artıracaktır. Çünkü imalat sanayiinin üretiminin en temel girdilerinden biri elektrik…

*Yabancı sermaye girişine de sebep olacağını düşünüyorum. Döviz artışına da ciddi katkısı olur bu nedenle.

*Karadeniz’de uzun zamandır doğal gaz aramasına yönelik bir çalışma var. Bu nedenle ben Karadeniz’de bir keşif bekliyorum.

“TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ ETKİLER”

*Rusya ilişkilerimizi de etkileyecektir. Rusya’dan doğal gaz alıyoruz. Bulunan rezervin miktarı bu bağımlılığın düzeyini de etkiler. Bu etkileşim Suriye politikasını bile kapsayabilir. Çünkü enerji ihtiyacının temininde sağlanacak bir rahatlama, Türkiye’nin çevre ülkelerle ve AB ile ilişkilerine etki edecek bir gelişme olur.

*Doğal gazı hemen işletmek mümkün değil. 7-10 yıl arası bir süreçten bahsediyor uzmanlar. Ancak burada önemli rezervin bulunması. Bunun ekonomiye psikolojik ve moral etkisi hemen yansıyacaktır. Enerji şirketlerinin hisse senetleri üzerindeki gelişmeler bu olumlu etkinin ne anlama geldiğinin de işareti olacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kamuoyunun merakla beklediği "müjde"yi açıkladı. Erdoğan, "Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün kamuoyuna açıkladığı müjdeye dair uzmanlar açıklamalarda bulundu. Uluslararası haber ajansları da bu konuda haberler yaparak Türkiye’nin önemli miktarda (20 yıllık tüketimini karşılayacak kadar) enerji kaynağı bulduğunu duyurdular.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kamuoyunun merakla beklediği "müjde"yi açıkladı. Erdoğan, "Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi." dedi.

Peki Türkiye uluslararası ajansların duyurduğu gibi Karadeniz’de veya Akdeniz’de ciddi miktarda doğal gaz rezervi bulması Türkiye’nin ekonomisini ve enerji politikalarını nasıl etkiler? Bu konuyu uzmanlara sorduk…

Enerji ekonomisi uzmanı Prof. Levent Aydın’ın değerlendirmeleri şöyle:

Türkiye 50 milyar metreküp doğal gaz tüketiyor yıllık. Ancak bunun yüzde 50’den fazlasını elektrik için kullanıyoruz. Bununla birlikte Türkiye, doğal gazın elektrik üretimindeki kullanımını giderek azaltmaya çalışıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu oran azalacak. Yenilenebilir enerji kaynakları (su, güneş, rüzgâr) doğal gazın yerini alacak.  Ayrıca yıllık yaklaşık 50 milyar dolarlık (kömür, petrol, gaz) enerji masrafımız var. Gazın çok önemli bir bölümünü çevre ülkelerden ithal ediyoruz. Bunun da ekonomi üzerinde doğrudan etkisi var tabi.  Türkiye’nin Karadeniz’de veya Akdeniz’de keşfedeceği ciddi bir doğal gaz rezervi, Türkiye’nin bu konudaki ulusal ve uluslararası konumunu ve buna bağlı olarak da enerji politikalarını doğrudan etkileyecektir. Dolayısıyla Böyle bir rezervin bulunması ve buna bağlı üretim Türkiye ekonomisi ve politikaları üzerinde birden fazla ciddi etkiler oluşturması kaçınılmaz.

“YÜKSEK TEKNOLOJİ VE KNOW-HOW”

Şöyle ki:
*Doğal gaz ithalatımızı dolar üzerinden yapıyoruz. Genel olarak ekonominin önemli kırılgan noktalarından biri de dolar. Dolayısıyla Türkiye doğal gaz ihtiyacını kendi kaynaklarıyla karşılayabilecek duruma geldiğinde daha az dolar harcayıp, daha az ithalat yapılacağı için dışarıya bağımlılık azalacak ve dolar kuru üzerinde Türkiye’nin riski de düşecek.

Enerji tüketim maliyeti, enerji yoğun sektörlerde de maliyetleri düşüreceği için onlar için de ayrı bir avantaj olacaktır. Doğal gaz fosil yakıt içerisin en masum ve temiz olanıdır. Petrole göre iki kat, kömüre göre üç kat daha temiz. Bu sebeple petrol ve kömürün yerine edildiğinde hava kirliliği ve karbon emisyonlarına da olumlu etkisi olacaktır.

*Türkiye açık denizlerde de enerji üretmeye başlayacak. Buna yönelik istihdam, teknoloji, know-how sağlanacak. Hepsi yüksek teknoloji gerektiren unsurlar. Tabii bunlar da Türkiye için önemli kazanımlar.

*Konutlarda, sanayide ve elektrik üretiminde günümüz itibariyle doğal gaz ihtiyacınn sadece yüzde ikisini üretilebilen bir ülke artık bu rezervle 20 yıldan fazla bir surede tamamını üretebilen ülke olacak bu da ekonomide cari açığın azalmasına ve borçların sürdürülebilirliğine de büyük katkı sunacaktır. Ekonomik büyümesinde cari açık sorunu bir tehdit olmaktan çıkacaktır

“ARZ GÜVENLİĞİ”

*Doğal gaz ‘arz güvenliği’ konusunda Türkiye rahatlayacak ve daha güvenli bir duruma gelecektir. Gazın fazlasını ihraç edebilecek. Ayrıca uzun vadeli kontratlarda fiyat rekabeti oluşturma şansı olacaktır.

*Türk-Akım projesiyle gelen Rus gazı ve TANAP ile gelen Azerbaycan gazı da beraber düşünüldüğünde, özellikle Avrupa’ya gaz ihracatında Türkiye önemli bir konuma gelebilecek. Türkiye, enerji için geçiş ülkesi olma özelliğine üretici olma özelliğini de katmış olacak ve bu alanda önemli bir oyuncu olma adayı olabilecek.

'BAĞIMLILIK AZALIR, MALİYETLER DÜŞER'

Enerji politikaları uzmanı Prof. Dr. Hilmi Ünsal da böyle bir keşfin ekonomi ve uluslararası politikalar üzerindeki muhtemel etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:

*Türkiye’nin Akdeniz’de veya Karadeniz’de bulacağı doğal gaz yatakları öncelikle Rusya’ya olan bağımlılığı azaltır. Hem ekonomik hem siyasi anlamda Türkiye’ye taze bir güç kazandırır. Ekonomi üzerinde de doğrudan olumlu etki sağlar. Özellikle ‘cari açık’ kapatılması konusunda önemli bir fayda olur.  

*Ekonomik büyümede temel girdi olan enerji maliyetlerini azaltır. Doğal gaz tüketimi ucuzlar. Yeni doğalgaz projesi olan ancak henüz doğalgazın gelmediği illere, yörelere doğalgaz temini için ciddi bir arz güvenliği oluşturur.

* Tüketim de ucuzlar. Halka doğrudan fayda sağlayacak bir durumdur bu. Türkiye enerjide büyük ölçüde bağımlı durumda. Yüzde 90’lar düzeyinde bu dışa bağımlılık. Dolayısıyla bu durum Türkiye’nin dış politika perspektifini ve yaklaşımlarını da etkiliyor.

*Ayrıca ithalat azalacağı için döviz tasarrufu sağlanacaktır. Eğer ihraç edecek düzeyde bir kaynak olursa da zaten döviz girdisi sağlayacağı için ekonominin bu konudaki rahatlama düzeyine ciddi katkı sağlayacaktır.  Netice itibariyle böyle bir keşif, böyle bir kazanım Türkiye’nin bölgesel güç olma gayretine ve iddiasına çok somut bir katkı sağlayacaktır.”

Editör: İsveç Gündemi