Business Sweden ve İsveç Başkonsolosluğu, İsveç ve Türk sanayisinin en büyük paydaşlarını bir araya getirmek ve Türkiye'de Akıllı Sanayi alanında geleceğin zorluklarını ve fırsatlarını görüşmek amacıyla "Türkiye-İsveç Akıllı Sanayi Platformu" adlı yeni bir platform kurdu.

Hem İsveç'in hem de Türkiye'nin akıllı endüstrilere yönlenmesinde çok sayıda neden vardır. Bu nedenlerden bazıları küreselleşme ve kentleşme, yükselen yaşam standartları, iklim değişikliği ve büyük teknolojik ilerlemelerdir. 

Küresel değer zincirlerinin yaygınlaşmasıyla, birçok ülke yoksulluktan kurtulma fırsatı buldu. Ekonomik gelişim, bu yoksul ülkelerde geniş endüstriyel yapılanmalara yol açtı. Sonuç olarak, küresel değer zincirleri, birçok gelişmekte olan ülkede kentleşmenin artmasına katkıda bulundu. Örneğin Türkiye'deki kentleşme rakamlarına baktığımızda, 1960'lardaki yüzde 30'luk orana kıyasla, günümüzde kentleşme oranlarının yüzde 75 civarında olduğunu ve Türkiye'nin GSYİH'sinin yaklaşık yüzde 30'unun İstanbul'dan geldiğini görmekteyiz.* Bu rakamlar, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik faaliyetin nasıl hızlı bir şekilde kümelendiğini ve merkezileştiğini kanıtlamaktadır. 

Kentsel alanlara odaklanan imalat ve endüstri yapılanmalarından doğan iş imkanları ile köylülerin yaşam standartlarında oluşan değişim sonucunda, köylülerin kentsel yaşam tarzına hızla adapte oldukları yeni bir yaşam biçimi ortaya çıktı. Bu değişim sonucunda, önceden ev aletleri ve diğer kentsel ihtiyaçları satın almayan insanlar artık bunları almaya başladı. 2012 yılında Türkiye'de yaklaşık 21 milyon ev aleti üretildi, 2017 yılında bu sayı 28,5 milyon oldu (+%36)**.

Tüketimdeki bu artış, şüphesiz ticari ve endüstriyel ürünlerin imalatına olan talebi artırmıştır. Talep arttıkça, enerji talebi de arttı. Şu an bulunduğumuz noktada, küresel ölçekte olan endüstriler, sadece enerjiye erişim konusunda değil, aynı zamanda temiz enerjiye erişim konusunda da endişe duymaktadırlar. Bunun yanı sıra, Küresel Isınma nedeniyle daha sürdürülebilir üretim çözümlerine olan ihtiyaç her geçen gün artmaya devam etmektedir. Ayrıca, 2020 yılında ortaya çıkan pandemi, birçok Batılı ülkeyi küresel değer zincirlerini yeniden değerlendirmeye yöneltmiş ve temiz enerjiyi kendi gündemlerinde tutan tedarikçilerle yeni bir başlangıç yapma fırsatı vermiştir. Temiz enerji uygulamaları, gelecekteki küresel değer zincirlerinin daha da geliştirilmesinde derin bir etki yaratmaya devam edecektir.

Özellikle dijital ve otomasyon alanındaki teknolojilerdeki son gelişmeler, birçok endüstriye, karmaşık endüstriyel zorlukları çok daha verimli bir şekilde çözmek için yepyeni bir yaklaşım olanağı sağlamıştır. Otomasyon ve dijitalleşme gelişmeye devam ettikçe, küresel pazarlarda rekabetçi kalmak ve bu yeni teknolojilere uyum sağlamak konusunda endüstri liderlerini büyük zorluklar beklemektedir. Bu doğrultuda, otomasyona ve dijitalleşmeye yatırım yapmayanlar için gelecek beklenenden daha zor bir hale gelebilir. Çünkü gelecekte başarıyı yakalamak için sadece teknolojiye sahip olmak yeterli olmayacaktır; aynı zamanda doğru iş gücüne sahip olmak, bunu sürdürülebilir kılmak ve bu konuda devamlı bir yenilik içinde olmak gerekmektedir. Bu konularda erken adım atanlar, ileride ciddi bir avantaj elde edeceklerdir.

Endüstrinin yenilikçi düşünme becerilerini sınayan bir sanayi devriminin ortasındayız. Karşı karşıya olduğumuz küresel zorluklarla başa çıkabilmek için, endüstrideki iş gücü kalitesine, değişime ayak uydurma ve değişebilme becerisine, işbirliği yapma ve yatırım yapma isteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Bu anlamda, İsveç Hükümeti, gelecekte endüstrinin ön saflarında olmak amacıyla 2016 yılında İsveç Akıllı Sanayi Stratejisindeki trendlere ve küresel anlamda yaşanılan zorluklara odaklanan ulusal bir strateji başlattı. Hükümet, bu strateji ile ayrıca şirketlerin değişim ve rekabet gücü kapasitesini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda dört odak noktası seçildi:

AKILLI SANAYİ STRATEJİSİ ODAK NOKTALARI

  • Endüstri 4.0 – İsveç sanayi sektöründeki şirketler, dijital dönüşümde ve dijitalleşme potansiyelinden yararlanmada lider olmalıdır.
  • Sürdürülebilir üretim – Artan kaynak verimliliği, çevresel hususlar ve daha sürdürülebilir bir üretim, sanayi sektörünün değer yaratmasına, iş yaratmasına ve rekabet yeteneğine katkıda bulunmalıdır.
  • Endüstriyel iş gücü desteği – İş gücü tedarik sistemi, sanayi sektörünün ihtiyaçlarını karşılamalı ve uzun vadeli gelişimini teşvik etmelidir.
  • Test yatağı merkezi İsveç – İsveç, endüstriyel üretiminin güçlendirilmesine katkıda bulunan alanlardaki araştırmalara öncülük etmelidir.

Bu odak noktaları aynı zamanda İsveç ve Türk Sanayisi arasında daha fazla iş birliği fırsatı sağlamıştır. Gelecekte, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye için de en önemli gelişim alanlarından ikisi otomasyon oranı ve robotik kullanımı olacaktır. Dünya trendi, otomatik üretime doğru ilerlemektedir, bu da ülkelerin uluslararası standartlarda üretmeleri ve rekabetçi olmak için bu otomasyon alanında yatırım yapmaya devam etmeleri gerektiği anlamına gelmektedir.

Dijitalleşme sanayi sektörünü kökten değiştirecektir. Sektördeki şirketlerin değişime ayak uydurma yeteneği gelecekleri üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacaktır. 

Bununla birlikte, dijital dönüşümün yolculuğu, insanlar için de birçok değişim getirecektir. Makineler sistemde daha etkin olduğunda, basit görevler ortadan kalkacak ve hem gençlere hem de mevcut çalışan beyaz/mavi yakalı işçilere, özellikle belirli bir teknik ve yaratıcı okuryazarlık seviyesine sahip oldukları hizmetler dâhilinde yeni alanlar öğretilmeli ve bu kişiler yeni alanlara aktarılmalıdır. 

İsveç Akıllı Sanayi stratejisi, sürdürülebilir üretimi, endüstrilerin kaynakları ve malzemeleri verimli bir şekilde kullanmasını, yeniden kullanılabilir enerji kaynaklarının kullanımını ve dairesel ekonomileri teşvik eder. Sanayileşme açısından bakıldığında Türkiye diğer ülkelere kıyasla daha genç bir ülkedir. Türk üreticilere sürdürülebilir üretim konusunda talep, uluslararası müşterilerinden gelecektir. Türk üreticiler bu yeni değişikliklere uyum sağladıklarında, geleceğin küresel değer zincirlerinde yer almaları daha kolay olacaktır.

İsveç, iş birliğinin ve birlikte geliştirmenin gücüne yürekten inanılır. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak ve dijital kalkınmanın ön saflarında olmak isteyen İsveç, ülkelerin, endüstrilerin, akademik kurumların ve endüstrinin iş birliğine inanır.  

HEDEF: 2021'DE SANAYİ ZİRVESİ DÜZENLEMEK

İsveç’in Türkiye’deki resmi temsilcilerinden oluşan “Team Sweden Türkiye”, İsveç-Türk sanayi ortaklıklarını güçlendirmek için Türkiye ile İsveç arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi sağlayacak faaliyetlerde bulunmaktadır.

Bu bağlamda, Business Sweden ve İsveç Başkonsolosluğu, İsveç ve Türk sanayisinin en büyük paydaşlarını bir araya getirmek ve Türkiye'de Akıllı Sanayi alanında geleceğin zorluklarını ve fırsatlarını görüşmek amacıyla "Türkiye-İsveç Akıllı Sanayi Platformu" adlı yeni bir platform kurdu ve Arçelik Global, AtlasCopco, Opiflex AB, BRISA, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Systemair ve benzer şirketlerden katılımcılarla iki online seminer düzenlendi.

Covid–19 nedeniyle, bu yıl hiçbir fiziksel etkinlik gerçekleştirilemedi. Ancak, şu anki plan 2021'de bir "Türkiye-İsveç Akıllı Sanayi Zirvesi" düzenleme yönünde.

Editör: İsveç Gündemi