Jeyasre'nin ailesi ve meslektaşları H&M'yi, kendisine ürün tedarik eden fabrikalarda yaşanan şiddet ve cinsel taciz konusunda sessiz kalmakla suçladı.

Fair Action'dan Maria Sjödin, bu buzdağının sadece görünen kısmı yorumu yaptı.

Terzi Jeyasre Kathiravel, patronu arayıp H&M'nin taşeronlarından Natchi Apparels'ta çalışmaya gelmesini istemesinin ardından güney Hindistan'daki Dindigul'daki evinden ayrıldı. Çalışmak yerine patronun arkadaşının evine götürüldü, tecavüz edildi, zehirlendi ve boğularak öldürüldü.

20 yaşındaki Jeyasre eve dönmeyince, aile onun kayıp olduğunu bildirdi ve derhal patronun şüpheli olduğunu tespit etti.

Daha önce fabrika işçileri ve Jeyasre patronunun kendisine ve diğer kadın çalışanlara bir süre cinsel tacizde bulunduğu biliniyor.

Jeyasre'nin kaybolduktan dört gün sonra 5 Ocak'ta cesedi bazı çiftçiler tarafından yakındaki bir köyün dışındaki çorak bir arazide bulundu.

H & M'in taşeron fabrikasının yöneticisi Natchi Apparels, genç terziye tecavüz edip öldürdüğünü itiraf etti.

Yedi kadın fabrika işçisi, Jeyasre'nin H&M fabrikasında cinsel tacize maruz kaldığına tanıklık ediyor. Kadın çalışanların tecavüz, cinsel taciz, saldırı, zorbalık ve ciddi ve cinsel hakaretlere maruz kaldığını da söylediler. Ama şimdi kadınlar H&M tedarikçisi tarafından susturulma riskiyle karşı karşıyalar.

"Bu buzdağının sadece görünen kısmı. Hindistan'daki giyim fabrikalarında cinsel taciz yaygındır. Kadınlar daha önce bunun olduğunu ifade etmişti, ancak H&M onları işte güvende tutmak için yeterince şey yapmıyor." eleştirisi yapan Fair Action'da uzman bir şirket ve insan hakları uzmanı olan Maria Sjödin, bu H & M'nin tedarikçilerinde kadınlara karşı şiddetin ilk kez meydana gelmediğini söyledi.

Kadınlar sözleşme imzalamakla tehdit ediliyor

Maria Sjödin, fabrikadaki yöneticilerin Jeyasre'nin ailesinden Jeyasre cinayetinin ve cinsel taciz suçlamalarının giyim fabrikasının sorumluluğunun olduğu bir olaydan çok özel bir mesele olarak görülmesi gerektiğine dair bir anlaşma imzalamasını istediklerini söylüyor. Patronlar, olayları protesto eden kişileri tehdit etmek için asılsız suçlamalarda bulundu.

"Giyim fabrikalarındaki kadınların çoğu, ailelerinden ilk kez uzak kalan genç ve yoksul göçmenler. Akrabalarını desteklemek için büyük bir yük çekiyorlar ve bu nedenle işten çıkarılmak istemiyorlar. Bu çalışanlar işlerini kaybetme korkusuyla sorunlara işaret etmeye cesaret edemiyorlar."

"Giysilerimizi diken kadınlar işyerinde güvende olmalı, şiddet ve cinsel tacize maruz kalmamalı." denildi.

H&M: İnanılmaz derecede trajik

H&M, Aftonbladet'e e-posta yoluyla verdiği yanıtta: Yaşananların son derece trajik olduğunu ve olayın polis tarafından soruşturulduğunu yazdı.

Olaya dair mail atan H&M Group iletişim departmanından Ulrika Isaksson, yardı sürecinin devam ettiğini ve olayın trajik olduğunu belirtti.

"H&M Grubu tacize hiçbir şekilde tolerans göstermez ve değerlerimizi paylaşmayan tedarikçiler tedarik zincirimizin bir parçası olamaz. Şimdi, alınan önlemlerin tekstil işçilerini olumsuz etkilememesini sağlamak için işçi sendikalarıyla yakın çalışıyoruz" denildi.

Sendika bizden açıkça tedarikçiyle iş ilişkimizi sonlandırmamamızı, bunun yerine işyerinde taciz olmamasını sağlamak için çalışmalarımıza devam etmemizi istedi. Ayrıca bağımsız bir soruşturmanın atanmasını da sağlayacağız.

Bu tedarikçi ile uzun vadede çalışmaya devam edip etmeyeceğimiz, bağımsız soruşturmada ortaya çıkanlara ve tedarikçi tarafından hangi önlemlerin alındığına bağlıdır.

Tedarikçiye, ailenin hukuka uygun olarak tazmin edilmesi gerektiğini ve aileye baskı yapılmasının tamamen kabul edilemez olduğunu açıkladık."  ifdeleri kullanan Ulrika Isaksson, "Artık, sendika veya H&M grubu yoksa, tedarikçinin aileyle daha fazla temas kurmasını yasakladık." şeklinde yazdı.

Editör: İsveç Gündemi