Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve kuraklık yüzünden dünyanın dört bir yanında gıda krizi yaşanırken, önde gelen tahıl şirketlerinin gelirlerini katlayarak artırması "vurgun ve spekülasyon" tartışmalarına yol açıyor.

Dünyanın dört bir yanında fakir ülkelerde gıda güvenliği konusunda riskler her geçen gün artarken, gelirlerini katlayan önde gelen tahıl şirketlerine olağanüstü vergiler dayatılması da tartışılan öneriler arasında.

İngiliz The Guardian gazetesinin araştırmasına göre, dünya tahıl piyasasını yıllardır kontrol eden 4 büyük şirket, gelirlerinde son dönemde rekor artış sağladı.

En az 2024 yılına kadar talebin arzı geçmesini öngören bu şirketler, önümüzdeki iki yıl içinde daha da yüksek satışlara ve gelirler elde etmeyi planlıyor.

BM’nin Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yıl içinde gıda fiyatlarında yüzde 20 artış öngörürken, Dünya Gıda Programına göre dünyada 345 milyon kişi gıda güvenliğinden yoksun yaşıyor.

Dünya Gıda Programı, Covid-19 salgını öncesi bu rakamı 135 milyon kişi olarak açıklamıştı.

Uluslararası Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Uzmanlar Paneli Eş-Başkanı ve aynı zamanda BM yoksullukla mücadele özel raportörü olan Olivier De Schutter, küresel tahıl şirketlerine yönelik sert eleştirilerini şu şekilde dile getirdi: “Açlığın bu kadar arttığı bir dönemde küresel emtia devlerinin rekor karlar elde etmesi açıkça adaletsiz bir durum. Bu gıda sistemlerimizin korkunç bir suçu. Daha da kötüsü, bu şirketler ilk etapta açlık krizini önlemek için daha fazlasını yapabilirdi.”

Küresel tahıl piyasasını kim elinde tutuyor?

The Archer-Daniels, Midland Company, Bunge, Cargill ve Louis Dreyfus isimli şirketler küresel tahıl ticaretinin yüzde 70 ila 90’ını kontrol ediyor.

Bu şirketleri suçlamayı sürdüren De Schutter, “Küresel tahıl piyasaları, enerji piyasalarından bile daha yoğun ve daha az şeffaf. Bu nedenle sektörde büyük bir vurgunculuk riski bulunuyor.” ifadesini kullandı.

Bu yılki gıda fiyatlarındaki artışın, küresel tahıl rezervlerinin bol olduğu tahmin edilmesine rağmen gerçekleştiğini, ancak şirketlerin ne kadar tahıl bulundurduklarını göstermek için yeterli şeffaflık olmadığını, bu şirketleri zamanında stoklarını boşaltmaya zorlamanın hiçbir yolu bulunmadığına dikkat çeken De Schutter, “Tahıl devlerinin ne yaptığına bakmalıyız. Krizi önlemek için ne yaptıklarını ve şimdi ne yapabilecekleri konusunda onları sorgulamalıyız.” dedi.

Küresel tahıl şirketleri krizde ne kazandı?

Cargill, 31 Mayıs'ta sona eren yıl için gelirlerinde yüzde 23 artırarak, 165 milyar dolara çıkardı. Archer-Daniels-Midland şirketi, yılın ikinci çeyreğinde tarihinin en yüksek karına ulaştı. Sales, Bunge şirketi, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın ikinci çeyreğine oranla gelirlerini yüzde 17 artırdı. Louis Dreyfus ise 2021 yılında bir önceki yıla oranla karını yüzde 80 artırdığını açıkladı.

Derecelendirme kuruluşu Moody’s şirketinde analizci olarak çalışan John Rogers, arz kısıtlamalarının ve talebin yeniden canlanmasının gıda fiyatlarını artırmasının ve daha yüksek karlara yol açmasının şaşırtıcı olmadığını belirterek şu görüşleri dile getirdi: "Aşırı büyüklükteki karlar için bu şirketlerin gizlice anlaştıklarını düşünmüyorum. Çok daha fazla şirket küresel tahıl pazarlarından artan oranda bir pay alıyor. Ben bu şirketlerin ahlaksız davrandıkları inancında değilim. Onlar kasıtlı olarak fiyatları artırmıyor.”

Tahıl şirketlerinin karlarının genel olarak arttığını, ancak marjlarının yüzde olarak belirgin bir şekilde artmadığını kaydeden Rogers, "Bu nispeten verimli bir pazar, bu insanların fiyatları artırabileceğini düşünmüyorum." dedi.

Bununla birlikte yayınlanmamış Sivil Toplum Kuruluşu (STK) raporlarına atıfta bulunan The Guardian, bu şirketlerin kar marjlarını da artırdığını yazdı.

Bu raporlara göre, Archers,Daniels, Midland şirketleri yılın ilk çeyreğinde kar marjlarını, geçen yılın ilik çeyreğine oranla yüzde 3,36’dan yüzde 4,46’ya çıkardı. Cargill ise kar marjını yüzde 2,5’tan yüzde 3,2’ye yükseltti.

Tahıl şirketlerine küresel vergi uygulanmalı mı?

Uluslararası hayır kuruluşu Bond’un politika müdürü Sandra Martinsone, fakirlere daha iyi yardım edebilmek ve gıda pazarındaki dengesizliği giderebilmek için küresel tahıl şirketlerine vergi konulmasını gerektiğini bildirdi.

Sandra Martinsone, ”Büyük tarımsal gıda şirketleri, emtia ticaretinde, azalan arz ve artan talepten açıkça yararlanıyor. Arz, talepten önemli ölçüde düşük olduğunda, fiyat artışı için alan imkan sağlıyor. Buğday ve diğer emtialar borsalarda işlem gördüğü ve bu nedenle fiyatlar dalgalandığından spekülatif borsalarda bu durum daha da kötüleşiyor.” diyerek endişelerini dile getirdi.

Uluslararası hayır kuruluşu Oxfam; yine tahıl şirketlerine kazandıkları yüksek karlar yüzünden vergi kesilmesini isteyen kurumlar arasında yer alıyor.

Oxfam danışmanı Alex Maitland, “Spekülasyonun gıda fiyatlarındaki artışlarda bir itici güç olabileceğine dair endişeler var. Bence açlığa ve açlığa neden olan her şey ahlak dışı.” diyerek tepkisini dile getirdi.

Aşırı kazanç elde ettiği düşünülen şirketlere vergi koyulmasını destekleyen İngiltere’deki Yeşil Parti temsilcisi Natalie Bennett, “Kısa vadeli bir önlem olarak, gıda tekelini elinde bulunduranlara bu vergiyi koymak için ortada güçlü gerekçeler var.” dedi.

Editör: İsveç Gündemi