Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası enerji fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar hane halkı üzerinde baskı yarattı ve tüketici fiyatlarındaki artış hızını yeni zirvelere taşıdı.

Euro Bölgesi enflasyonu ağustos ayında yüzde 9,1'e ulaşarak rekor kırdı ve ECB'nin hedeflediği yüzde 2'lik oranın oldukça üzerine çıktı.

ECB'nin 8 Eylül Perşembe günü gerçekleştireceği toplantıda ise faizleri artırmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Zira ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve enerji krizi nedeniyle bankanın zor bir dönemeçte olduğu kaydediliyor.

ING Başekonomisti Carsten Brzeski, ECB'nin toplantısında tek sorunun "50 ya da 75 baz puanlık bir artış olup olmayacağı" meselesi olduğunu söyledi.

Enflasyon ve resesyon ikilemi arasındaki merkez bankalarının atacağı adımlar ve yetkililerin yönlendirmeleri de  yatırımcı fiyatlamalarında belirleyici olmaya devam ederken, son ana kadar değişkenlik gösterse de Fed ve ECB'nin 75 baz puanlık faiz artırımına gitmesine daha yüksek bir ihtimal veriliyor.

Ağustos sonunda düzenlenen yıllık "Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu"nda konuşan ECB yönetim kurulu üyesi Isabel Schnabel, ECB'nin fiyat artışlarını kontrol altına almak için "kararlılık" göstermesi gerektiğini söylemişti. 

Schnabel bu yaklaşım altında, Merkez Bankasının "daha düşük büyüme ve daha yüksek işsizlik riskine rağmen mevcut enflasyona daha güçlü bir şekilde" yanıt vereceği değerlendirmesinde bulunmuştu. 

Yatırımcıların gözü eylülde yine merkez bankalarında olacak

Dünyanın önde gelen merkez bankalarının eylül ayı takvimi yoğun gözükürken, küresel ekonomi ve finans piyasalarının yönü açısından rehber niteliği taşıyan kararların piyasalarda oynaklığı artırması öngörülüyor.

Dünya genelinde açıklanan makroekonomik veriler önde gelen ekonomilerde yavaşlamanın sürdüğüne işaret ederken, salgın ve savaş gibi süregelen riskler dikkate alındığında resesyon endişeleri gündemi meşgul etmeye devam ediyor. 

Diğer taraftan arz yönlü baskıların canlı kalması, uzun süreli yüksek enflasyon endişelerinin sürmesine neden oluyor.

Küresel çapta para politikalarına yön veren ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylül ayı toplantısında alacağı kararlar ise belirsizliğini koruyor. 

Bir önceki toplantısını temmuz ayında gerçekleştiren ve 75 baz puanlık faiz artırımı ile oldukça "şahin" bir adım atan Fed'in toplantı tutanaklarında verdiği sinyaller, gelecek aylar için veri odaklı ve daha ılımlı bir politikaya işaret etmişti.

Buna karşın Fed Başkanı Jerome Powell'ın, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu kapsamında yaptığı açıklamalar 75 baz puanlık faiz artırımına kapıyı aralamış, sonraki süreçte banka üyelerinin yönlendirmeleri de bu ihtimali desteklemişti.

Açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesi ve artan jeopolitik risklerle bankanın bu ayki toplantısına ilişkin beklentiler değişkenlik gösterirken, halihazırda para piyasalarında Fed'in 20-21 Eylül'de 75 baz puanlık faiz artırımına gitme ihtimali yüzde 58 olarak fiyatlanıyor.

THY'nin gastronomi etkinliğinde Türk mutfağı tanıtıldı THY'nin gastronomi etkinliğinde Türk mutfağı tanıtıldı

Banka'nın 1-2 Kasım ve 13-14 Aralık'ta gerçekleştireceği toplantılarda ise 50'şer baz puanlık faiz artırımına gitmesine daha yüksek bir olasılık veriliyor. 

Her ne kadar son ana kadar değişkenlik gösterse de, bu beklentilerin gerçekleşmesi durumunda Banka; 3 toplantısında 175 baz puanlık artırıma giderek yıl sonunda politika faizini 400-425 aralığına çıkarmış olacak.

Avrupa'da durum

Rusya-Ukrayna savaşının ortasında enerji kriziyle mücadele eden Avrupa'da, bölgenin en güçlü ekonomilerinde bile giderek artan resesyon kaygıları yükselen enflasyon karşısında Avrupa Merkez Bankası'nı köşeye sıkıştırıyor.

ECB'nin gerçekleştireceği toplantıya dair yetkililerin Jackson Hole'de tartışmaya açtığı 75 baz puanlık faiz artırımı ise azımsanamayacak bir ihtimal olarak göze çarpıyor. 

Buna karşın geçen hafta G7 ülkelerinin Rus petrolüne tavan fiyat uygulamasında anlaşması ve Rusya'nın da söz konusu kararı uygulayanlara petrol satmayacağını bildirmesi, beklentilerin yeniden şekillenmesine neden oldu.

Söz konusu gelişme enerji fiyatları öncülüğünde enflasyonist baskıları artıracak bir unsur olarak öne çıksa da resesyon ihtimalini de artırması ECB'den ekonomiye destek beklentilerini güçlendirdi.

Halihazırda para piyasası fiyatlamalarında, ECB'nin bu hafta gerçekleştireceği toplantıda tarihinde ilk kez 75 baz puanlık faiz artırımına gitmesi bekleniyor.

ECB en son temmuz ayı toplantısında 11 yılın ardından ilk kez faiz artırımına giderek, yüzde 0 düzeyinde bulunan refinansman faizini yüzde 0,50'ye, marjinal faiz oranını yüzde 0,25'ten yüzde 0,75'e ve mevduat için ödenen faiz oranını yüzde eksi 0,50'den yüzde 0'a yükseltmişti. 

Faiz artırımına karşın Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon yükseliş eğilimini sürdürerek ağustosta yüzde 9,1 ile tarihi zirvesini görmüştü.

Editör: İsveç Gündemi