Stockholm Akdeniz Müzesi’de (Medelhavsmuseet) kitabının tanıtımını yapan Livaneli, Yaşar Kemal'le başından geçen ilginç bir olayı anlattı. 80'li yıllarda Yaşar Kemal'in İsveç'te çok meşhur biri olduğunu ve insanların sokaklardan çevirerek imza aldığını  söyleyen Livaneli, o yıllarda Yaşar Kemal'ın, ''ben İsveç'in Zeki Müren'iyim'' dediğini hatırlattı. 

Stockholm'de bir alış veriş mağazasında başlarından geçen bir olayı Livaneli şöyle anlattı:

''İsveç çok pahalı bir ülke, bizde de fazla zaten para yok.Bir gün, Yaşar abiyle bir lüks mağazaya girdik. Yaşar abi, eline bir sepet aldı ve en pahalı sabunların olduğu reyona giderek, sepetin içini sabunla doldurmaya başladı. Bir tanesi bile dünyanın parası. ''Yaşar abi ne yapıyorsun?'' Dedim. Satıcı kadın da şaşırdı. O zaman çok büyük bir para ödedi. Çıktık bir yere oturduk. Bana dönerek, ''şaşırdın bana ama''dedi. ''Ben çocukken bizim köyde sabun yoktu. Bir gün  evden kaçtım,  Kadirli'de  akrabaların yanında kaldım. Onlarda hamamı yakmış bana bir kalıp sabun verdiler'' dedi. Sabun ve köpüğü o kadar çok hoşuma gitti ki, yıkana yıkana sabunu eritmiş bitirmişim'' dedi. Çıkınca bu yüzden müthiş bir dayak yedim Onun için içimde müthiş bir sabun hasreti vardır, bırak alıyım'' dedi'' şeklinde ifade etti.

ORHAN KARAN/İSVEÇ GÜNDEMİ
Editör: İsveç Gündemi