İsveçlilerin dengeli yaşam rehberi olan ve “ne çok az ne de çok fazla” olarak tanımlanan Lagom’da kendimizden başlayarak evimizden ve işimizde nasıl daha düzenli olabileceğimiz anlatılıyor. Kitabın ilk bölümlerinde, İsveç’teki sabah rutininden ve kendinize zaman ayırmanın ne kadar önemli olduğundan bahsediliyor.
İş ve özel hayat dengesi, yemek ve egzersiz ilişkisi, çevre bilinciyle yaşamak, olaylara Lagom tarzıyla yaklaşmak onların mutluluk kaynağı. Onlara göre mutluluk sürdürülebilir anlamda ve aşırılıklarla alakası yok. İsveçlilere göre, büyük evler fazla para ya da fitness programları mutluluk değil. Bütün mesele çizgileri nasıl birleştirdiğiniz, mecburiyetleri nasıl hafiflettiğiniz ve anlamlı anların kalıcı olmasının nasıl sağladınız. Yani sürdürülebilir anlamda mutluluğun aşırılıklarla ilgisi yok.
Lagom, daha bilinçli bir tüketici olmak için çabalamak, komşunuzu ya da ülkenizin diğer vatandaşlarını kollamak hem gerçek hem mecazi anlamda her türlü duyguyu ve tecrübeyi barındıracak alanı oluşturmak.
İsveçliler iş hayatında en önemli soruyu soruyorlar, “Bu göreve ne kadar zaman harcama mı istersiniz?” ve buna cevap genellikle hazır olana kadar oluyor.
Ortalama bir İsveçli, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalaması olan bin 776 saate karşılık, yılda 1644 saat çalışır. Buna rağmen İsveç, Küresel Rekabet Gücü Endeksinde altıncı sırada yer alır. İsveç’in genelinde şirketlerin günde 6 saat çalışmayı denemeye başlamasının arkasındaki motive edici faktörlerden biri, kişinin kendine ve hobilerini ayıracak zamanın olmasının azımsanmayacak faydaları konusundaki bilinçlenmeydi.
1974’te İsveç, anneye özel doğum izninin yerine ebeveynlik iznini getiren ilk ülke oldu. Uygulama her iki ebeveyn için, çift için uygun olması durumunda babanın kendi hakkını anneye devredebildiği üç aylık ücretli izin olarak başladı. Ancak asıl değişim ya kullanırsın ya da hakkını kaybedersin kuralının gelmesi ile yaşandı. 1995’te sadece babanın kullanabildiği bir baba ayı tahsis edildi ve bugün her iki ebeveyne ayrı ayrı üçer ay izin veriliyor.
Lagom tarzı dengeli ve mutlu yaşamak için bunları yapın:
Fika için arkadaşlarınızı davet edin
Fika alışkanlığı tüm işyerlerinde uygulanan kahve molalarına verilen isim, tabi yanında da tarçınlı çörekler yer alıyor. İlla çöreklerinizi kendiniz yapmanız gerekmiyor.
Gardırobunuzu ayıklayın
Cesur olun. Bir şeyi altı aydır giymiyorsanız kendinize onu önümüzdeki hafta giyme görevi verin ya da elden çıkarın yerine yenisini koymayın.
Ona kadar sayın
Bir dahaki sefere alışverişe çıkmanız gerektiğinde eleştirel bir tutum takının ve ona kadar sayma yöntemini deneyin. Alacaklarınızı raflarına geri bırakıp oradan uzaklaşmaktan keyif duyabilirsiniz.
Elinizdeki fazlalıklardan kurtulun
Çok büyük şeyler yapmanız şart değil. Canınızı sıkan bir kabloyu tamir edin ya da çocuklarınızın artık oynamadığı oyuncakları atın.
Yeni bir açık hava aktivitesi deneyin
Aklınıza gelen açık hava aktivitesini bulun ve bir şans verin. Doğada toplayıcılık yapın, gölde yüzmenin tadını çıkarın ya da kardan kale yapın. Bunlar belki size uygun değildir ama en azından temiz hava almış olursunuz. Belki de doğada zaman geçirmeye öncelik verme alışkanlığı edinirsiniz.
Bir komşunuza yardım teklif edin
Komşunuzun bitkilerinin sulanmasına ya da köpeklerinin yürüyüşe çıkarılmasına ihtiyacı olabilir. Belki hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur, o zaman fırından yeni çıkmış tarçınlı çörekler hoş bir sürpriz olabilir.
İşten zamanında çıkın
Yarın ne olursa olsun işten tam zamanında çıkmaya karar verin ve kararınıza uyun.
İlk yaklaşan cumanızın tadını çıkarın
Ailenizi ya da bir arkadaşınızı kandırın ve bir cuma akşamını evde gevşeme sanatında ustalaşmaya ayırın.
Neyin yeterli olduğunu biliyorsanız aşırıya kaçmak neden?
Mutluluk araştırmalarına göre para bizi mutlu eder ama sadece bir dereceye kadar. İsraftan uzak durmak ve hakkaniyetli davranmak, İsveç’in başarı tarifinin olmazsa olmaz malzemelerindendir.
Tüm bunların ötesinde İsveçlilerin, kendileri için ya da ortak fayda için ihtiyaç olduğunda çaba sarf etme ısrarları ve bir şeyleri doğru yapma istekleri mutluluk sırlarıdır.
Esra Öz/ CNN
