Dini değerlere saldırıldığı gerekçesiyle Yeşiller ve Çevre Partisi üyeliğinden istifa eden İsveç İslam Gençlik Federasyonu Başkanı Yasri Shamsudin Khan, "İsveç medyası Müslümanlara karşı yaptığı ön yargılı nefret haberleriyle İslamofobiyi körüklüyor." dedi. 

Hassasiyetleri gereği kendisiyle röportaj yapan bir kadın gazetecinin selamına elini kalbinin üzerine götürerek karşılık veren ve bu hareketi nedeniyle çıkan tartışmaların ardından partisinden istifa eden Malezya asıllı 30 yaşındaki siyasetçi Yasri Shamsudin Khan, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. 

Uzun süredir Yeşiller ve Çevre Partisinde siyaset yaptığını hatırlatan Khan, "Yıllardır kadınlara elimi kalbime götürerek selam veren birisiyim. Önceden bu şekilde kadınları selamlamam hiç tepki çekmezken, bir anda medya bunu gündeme getirdi. İstenmeyen adam ilan edildim. Medyanın sorumsuzca haberleri sayesinde halkta var olan Müslümanlara karşı ön yargı daha da arttı ve benim selamlama şeklimden bir kaşık suda fırtına koparıldı." diye konuştu.
Khan, İsveç medyasının sorumsuz yayınlarla Müslümanlara karşı nefreti körüklediğini savunarak, "Radikal İslamcı, faşist, terörist gibi yakıştırmalar yapıldı. Oysa ben yıllardır kadın-erkek eşitliğini savunmuş, kadınların daha önemli mevkilerde bulunması ve maaşlarının iyileştirilmesi için sivil toplum örgütlerinde mücadele vermiş biriyim. Bu hizmetlerimi bir kenara atarak üzerime geldiler. Bu tür sorumsuzca ve nefret içerikli yayınlar İslamofobiyi tetikliyor.'' ifadelerini kullandı.

- "Kaplan'a haksızlık yapıldı"

Khan, Şehircilik ve İskan Bakanlığı görevinden geçen hafta ayrılan Mehmet Kaplan'ın istifa sürecinde medyanın sorumsuz yayınlarının büyük payı olduğunu kaydetti.
Kaplan'ın Müslüman ve Türk bir siyasetçi olarak hizmet verdiğini dile getiren Khan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Kökeninden dolayı Türk sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği iftar yemeğine katılmasında hiçbir beis yok. Zaten katıldığı iftarda salondaki herkesi tanıma ve kimlik kontrolü yapma lüksü yok. Medya sorumsuz yayınlarıyla durumu abarttı ve Kaplan'ı istifaya zorladı. Ben burada İsveç Başbakanı Stefan Löfven'i de suçluyorum. Medyanın bu kadar haksız bir şekilde Kaplan'ın üzerine gitmesi ve Kaplan nezdinde Müslümanlara saldırmasına karşı en azından bir açıklama yapması gerekirdi. Kaplan'a sahip çıkması gerekirdi."

Basında bazı Türk sivil toplum kuruluşlarının suçlu gibi gösterildiğini aktaran Khan, Türk toplumunun daha etkili bir şekilde kendisini savunması ve gerçekleri topluma göstermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Orhan Karan/Atila Altuntaş

Editör: İsveç Gündemi