Peki neredeyse bütün ülkelerin her gün yaptıkları uyarılara, bilim insanlarının araştırmaları ve etrafımızda hayatını kaybeden insanlara rağmen neden bazıları Covid-19 gerçeğine, veya temsil ettiği tehlikeye inanmıyor?

Yanlış bilgi ve doğrulama ön yargısı üzerine uzman olan ABD'li psikologlar Eve ve Mark Whitmore CNN'e verdikleri bir röportajda, neden bazı kişilerin Covid-19 salgının gerçeğini ve sonuçlarını inkar ettiğini anlattı.

Mark Whitmore göre inkar etmek, insanların kendilerini endişeye karşı güvenlik duygularını güçlendirecek savunma mekanizmalardan biri ve bu durum tehdidin kaynağının varlığını inkar etmeye kadar gidebilir.

Psikologlar ayrıca Covid-19 salgının ilk çıktığı anlardaki bilgisizliğin ve siyasi liderlerin çelişkili açıklamalarının da birçok kişide kontrol kaybı hissine yol açtığını ifade ediyor.

Eve Whitemore ise, "Bir çok insan bu dönemde yoğun kaygı ve stres yaşadı ve bu noktada herkes duygularıyla başa çıkmanın bir yolunu bulmak zorunda kaldı. Bazıları bu süreçte, bu yönde olan bilgileri seçerek pandemi hakkında bir efsane yaratmayı veya durumun o kadar da kötü olmadığı fikrini pekiştirmeyi seçti. Yani inkar onlar için kendi kendileri sakinleştirmenin bir yolu oldu." diye konuştu.

İnkar etmenin aslında tehdidi daha da güçlendirdiğine dikkat çeken Mark Whitmore, "Salgını inkar ederek, kendinizi korumak için gerekli önlemleri almadığınız için hastalanma olasılığınız yükselecektir" dedi.

Psikologlar ayrıca bazı insanların hastalığa inandığını fakat tehlikenin farkında olmadığını ileri sürüyor: "Bazı kişiler hastalanıp da bu virüsten kurtulmak istiyor. Fakat bunu yaparak diğer hastalıklı veya yaşlı kişileri tehlikeye attıklarını fark etmiyorlar. Salgının toplum üzerindeki tehlikeyi inkar ediyorlar".

Psikolojik yapılar çocuk yaşta gelişiyor ve genellikle ebeveynler tarafından pekiştiriliyor. 6 ve 7 yaşlarında bir çocuk neyin gerçek neyin hayali olduğunu anlayabilir. Fakat, insanlar daha sonra gerçek bilgilerden ziyade önsezilere dayalı kararlar alma eğilimine gidiyor.

Editör: İsveç Gündemi