Corona virüste her geçen gün vaka ve ölü sayısı artıyor! İşte son gelişmeler...

SON RAKAMLAR 
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan corona virüste vaka sayısı 1 milyon 18 bini aştı. Hayatını kaybedenlerin sayısı 53 bin 211'e yükseldi. Öte yandan taburcu olan hastaların sayısı 212 bin 357'ye çıktı.

ABD 
ABD'de yeni tip koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 1047 artarak 5 bin 137'ye yükseldi.

ALMANYA 
Almanya'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 117 artarak 1048'e yükseldi. Eyalet sağlık bakanlıkları ve John Hopkins Üniversitesinin verilerine göre, Almanya'da vaka sayısı son 24 saatte 5 bin 478 artarak 83 bin 459'a, ölenlerin sayısı ise 117 artarak 1048'e yükseldi.

Almanya'da Kovid-19'dan en fazla etkilenen eyalet Bavyera olurken onu ülkede en fazla Türk'ün de yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) takip etti. Bavyera'da koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 298, KRV'de 216 oldu. Fransa'da Kovid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı son 24 saatte 471 artarak 4 bin 503'e yükseldi.

İTALYA 
Sivil Savunma Genel Müdürü Angelo Borrelli, ülkede 21 Şubat'ta patlak veren Kovid-19 salgınına ilişkin son bilgileri, başkentte düzenlediği basın toplantısında paylaştı. Borrelli, ülkede mevcut Kovid-19 vaka sayısının 83 bin 49’a çıktığını, bu sayıya ölenler ve iyileşenler dahil edildiğinde virüs bulaşanların toplam sayısının ise 115 bin 242'ye yükseldiğini bildirdi. Dün 16 bin 847 olarak açıklanan iyileşen kişi sayısının, bugün 1431 artışla 18 bin 278'e ulaştığını belirten Borrelli, ölü sayısının ise son 24 saatte 760 kişi daha artarak, 13 bin 915'e yükseldiğini bildirdi.

AB KOMİSYONU BAŞKANI, İTALYA'DAN ÖZÜR DİLEDİ 
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalyan La Repubblica gazetesine yazdığı mektupta, Avrupa’nın bugün İtalya’nın yanında olduğunu fakat bunun her zaman bu şekilde gelişmediğini belirterek İtalya'dan özür diledi.


AVUSTRALYALI BİLİM İNSANLARI AŞI DENEMELERİNE BAŞLADI 
Avustralya'da bilim insanları iki potansiyel aşı bileşimini hayvanlar üzerinde denemeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Oxford Üniversitesi ile ABD merkezli Inovio Ecza şirketinin ortaklığıyla geliştirilen aşıların hayvanlar üzerinde denenmesine onay verdi.

Avustralya'nın ulusal bilim kurumu laboratuvar denemelerinin sonuçlarını değerlendirecek ve aşının insanlar üzerinde denenmesinin güvenli olup olmadığına karar verecek.

Koronavirüs'e karşı bir aşı formülü ilk kez geçen ay ABD'de hayvanlar üzerinde deneme aşaması atlanarak doğrudan insanlar üzerinde denenmeye başlandı. Şu anda dünyanın bir çok farklı yerinde aşı geliştirme çalışmaları olağanüstü bir hızla sürdürülüyor.


Fakat Avustralya'da bilimsel çalışmaları koordine eden Milletler Topluluğu Bilim ve Endüstriyel Araştırmalar Örgütü (CSIRO) dünya çapında şu ana kadar hayvanlar üzerinde yapılan en kapsamlı ön denemelerin kendilerininki olduğunu söylüyor.

Uzmanlar bu aşamaya şimdiye kadar görülmemiş hız ve kapsamda bir küresel işbirliği sayesinde gelinebildiğini de kaydediyorlar. CSIRO'dan Doktor Rob Grenfell, "Normal koşullarda bir aşı araştırmasının bu aşamaya gelebilmesi iki yıl alır, biz bunu iki aya indirdik" diyor.

Denemeler nasıl yapılacak? 
Geçtiğimiz iki gün içinde CSIRO araştırma ekibi aşı örneklerini, koronavirüse insanlarla aynı şekilde yakalandıkları görülen gelinciklere uyguladılar. Covid 19'a yol açan koronavirüsünün adı Sars-CoV-2. Şu anda bu virüse karşı dünyanın farklı yerlerinde en az 20 aşı geliştirme çalışması yürütülüyor.

Avustralya'daki bilim kurumu CSIRO, bu çalışmaların çoğuna hakim olan küresel konsorsiyum olan Epidemik Hazırlık Araştırmaları Koalisyonu tarafından seçilen iki formülü deniyor.

Bunlardan, Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen, bir vektör aşısı, yani hastalık taşıyan bir aşı. Zayıflatılmış bir virüsü kullanarak koronavirüsün taşıdığı proteinleri vücuda veriyor ve bağışıklık sisteminin tepki vermesini sağlamaya çalışıyor.

Avustralya'da, Victoria Hayvan Sağlığı Laboratuvarı'nın yöneticisi Profesör Treor Drew, kullanılan zayıflatılmış virüsün çoğalma özelliği olmadığını o nedenle bu aşıyı olan birinin hastalanmasının mümkün olmadığını da ekliyor. Profesör Drew, denemelerine başlanan ve Inovio ecza şirketi tarafından geliştirilen ikinci aşıyı ise "Çok farklı ama gayet heyecan verici" diye tanımlıyor.

Bu aşı koronavirüsteki bazı proteinleri bağışıklık sistemine kodlamak suretiyle, vücut hücrelerinin, daha bağışıklık sistemi tepki vermeden bu proteinleri üretmesini sağlıyor. Profesör Drew "Bu tür farklı yaklaşımları aynı anda denemek başarı şansımızı artırıyor" diyor.

Denemeler ne zaman sonuç verecek? 
Uzmanlar Avustralya'da başlatılan denemelerin ilk sonuçlarının Haziran ayında açıklanmaya başlanabileceğini söylüyorlar. Aşılar hayvanlar üzerinde başarılı olursa, insanlar üzerinde klinik denemelere geçilebilecek ve bu dünyanın başka yerlerinde de denenebilecek.

O noktada aşıyı genel kullanıma hazır hale getirme konusunda zamanla bir yarış başlayacak. Fakat uzmanlar yasal aşı deneme kriterleri ve düzenlemeleri açısından bu sürecin en az 18 ay süreceğine dikkat çekiyorlar.

Örneğin Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen aşı formülü şu anda ABD'deki yasal düzenlemelere uyması açısından bir başka laboratuvarda başka bir hayvan üzerinde de deneniyor.

Avustralya'da denemeleri yürüten CSIRO'dan Doktor Grenfell "Bütün aşı olasılıkları konusunda bir çok şirket ve kurum birlikte çalışıyor çünkü hiç bir kuruluş tek başına aşıyı üretebilecek durumda değil" diyor.

Buna karşılık Doktor Grenfell, küresel işbirliğinin düzeyi sayesinde, araştırmalardan umutlu olduğunu da ekliyor: "Bu aşamada başarılı bir sonuç elde edebilmek için akademik kuruluşlar, devlet kurumları ve özel sektör arasında gerçek bir işbirliği yapıyorlar."

İNGİLTERE'DE SOLUNUM CİHAZ KRİZİ 
İngiltere'de doktorların ulusal örgütlenmesi Tabipler Birliği, sağlık sistemi yeni vakalarla baş edemeyecek seviyeye gelirse, üyelerine karşı karşıya gelecekleri zorlu etik sorunlara hazırlamayı amaçlayan bir metin yayınladı.

Ülkede bir günde yüzde 31 artışla 563'e kadar yükselen Covid-19 ölümlerinin hafta sonunda günde 1000'e kadar çıkması beklenirken Tabipler Birliği, üyelerini, herkese yetecek solunum cihazı bulunmayan noktaya ulaşıldığında bazı etik açmazlarla yüzyüze gelecekleri ve tercihler yapmaları gerekeceği konusunda uyardı.

İngiltere'de şu ana kadar koronavirüs salgını nedeniyle ölenlerin sayısı 2532'ye ulaştı. Eğer ölümler geçen haftaki hızıyla artmaya devam ederse hafta sonu itibariyle günde 1000 civarına ulaşabileceği hesaplanıyor. 240 bin üyeli Tabipler Birliği'nin üyelerine rehber oluşturması amacıyla hazırladığı metinde hayat kurtarabilecek solunum cihazları yetmediğinde, sınırlı sayıdaki cihazı nasıl kullanmaları gerektiği konusunda öneriler getiriliyor.

Kriz tepe noktasına ulaştığı ve donanımın çok yetersiz kaldığı bir senaryoda çok sayıda hastaya gereken her müdahale yapılamayacak. Önerilen, durumu stabil hatta olumluya doğru gidiyor bile olsa, solunum cihazı tercihinin yaşama olasılığı daha güçlü olan hastadan yana yapılması.

Tabipler Birliği bu durumda cihazların daha yaşlı ve kronik hastalıkları olanlar yerine daha genç ve genel olarak daha sağlıklı kişileri kurtarmak için kullanılması gerekebileceğini söylüyor. Hükümet yetkilileri Çarşamba günü krizin en büyük olduğu noktada ihtiyaç duyulacağı tahmin edilen 30 bin yeni solunum cihazından sadece 30'unun gelecek haftaya yetişeceğini itiraf ettiler.

Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre 1 Nisan itibariyle İngiltere'de toplam 152 bin 979 kişiye koronavirüs testi yapıldı ve 29 bin 474'ü pozitif çıktı. Bu bir gün öncesine göre 4 bin 324 kişilik bir artışa işaret ediyor. İngiltere'de hastalığın en hızlı yayıldığı yer, vakaların üçte birinden fazlasının bulunduğu Londra.

Tabipler Birliği tarafından hazırlanan kılavuzda, doktorların salgın nedeniyle yüzyüze gelebilecekleri başka etik tercihler de sayılıyor. Örneğin yatak sıkıntısı başgösterdiğinde sağlık, telekom, temel hizmetler alanlarında çalışan hastalara öncelik tanınmasının söz konusu olabileceği kaydediliyor.

Bir başka etik olarak tartışmalı öneri ise hastaneye yattıktan sonra durumu iyileşmeyen ya da kötüye giden hastalara tedavinin bırakılarak yatakların "iyileşme ihtimali yüksek" hastalara bırakılması.

Metinde, hastanelerin yoğun bakım kapasitesinin sınırlı olduğu düşünüldüğünde doktorların bazı hastalara özellikle de yaşlı ve kronik hastalıkları olan hastalara yer vermeyi reddetmesinin kaçınılmaz olabileceği kaydediliyor. Fakat "yaşlı" hasta tanımında bir yaş eşiği belirtilmiyor.

Kronik hastalıklar da tek tek sayılmıyor ama şimdiye kadar yapılan açıklamalara bakılırsa bunların kalp ve böbrek hastalıkları, diyabet, solunum yolları ve akciğer hastalıkları olması muhtemel. İngiltere'de bu hastalıklardan en az biri her dört kişiden birinde görülüyor. Tabipler Birliği metninde bu tercihlerin salgının yaygınlığı arttıkça daha da sık ve yaygın şekilde yapılması gerekebileceği kaydediliyor.

BİLİM İNSANLARINDAN ÜRKÜTEN UYARI 
ABD'li bir grup uzman, Beyaz Saray'a gönderdikleri mektupta, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) sadece virüslü bir kişinin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla değil, konuşması ya da nefes almasıyla da bulaşabileceğini belirtti.

CNN'in haberine göre, Kovid-19'un yayılmasına ilişkin bir grup bilim insanının yaptığı araştırmalara dayanan ve Ulusal Bilim Akademisinde bulaşıcı hastalıklarla ilgili birçok panelde başkanlık yapan Doktor Harvey Fineberg'in kaleme aldığı mektup, dün akşam Beyaz Saray'a gönderildi.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin, virüsün hasta bir kişinin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla başkalarına geçtiğini belirttiğine işaret edilen mektupta, "Koronavirüs özelinde yapılan araştırma sınırlı da olsa, bugüne kadar yapılan araştırmalar, virüsün normal nefes alma yoluyla bile havaya karıştığını göstermiştir." tespiti paylaşıldı.

Virüsün hapşırma ya da öksürme yoluyla oluşan damlacıkların yanı sıra insanların sesli konuşması yoluyla bile bulaşıp bulaşmayacağı sorusuna odaklanıldığına vurgu yapılan mektupta, "Şu anki araştırmalar, Kovid-19'un hastaların nefes alıp vermeleri yoluyla üretilen biyoaerosollar yoluyla da bulaşabileceği fikrini desteklemektedir." bilgisi verildi.

VİRÜSÜN HAVADA NE KADAR ASILI KALACAĞI ÇEVRESEL FAKTÖRLERE BAĞLI 
Eski Harvard Kamu Sağlığı Fakültesi Dekanı olan Doktor Fineberg, CNN'e yaptığı açıklamada, Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisinden Kelvin Droegemeier'in talebi doğrultusunda söz konusu mektubu yolladıklarını kaydetti.

Nebraska Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, Kovid-19'luların odalarında hastadan yaklaşık 2 metre uzaklıkta bile virüse rastlandığını aktaran Fineberg, virüsün havada asılı kalabileceğini ve bu bölgeden geçen kişilere bulaşabileceğini belirtti.

Fineberg, virüsün ne kadar süreyle havada kalacağının ise çevresel faktörlere bağlı olduğuna dikkati çekerek, "Hiçbir hava akışı olmayan bir odada, virüs havaya karışırsa daha sonra ortama giren bir kişiye bulaşabilir. Ama dış ortamda virüsü bir şekilde yayarsanız, rüzgar virüsü ortamdan uzaklaştıracaktır." diye konuştu.

Asya ülkeleri ikinci bir koronavirüs dalgası ihtimaliyle karşı karşıya 
Koronavirüs salgınıyla dünyada ilk karşılaşıp ilk kontrol altına alan kıta olan Asya'da günlük vaka sayılarında yeniden yükseliş görülmesi, ikinci bir salgın dalgası kaygılarını artırdı.

Aldıkları önlemlerin meyvelerini verdiğini düşünerek yavaş yavaş umutlanmaya başlayan bir çok Asya ülkesinde hükümetler günlük koronavirüs vakası sayılarında görülen artışlar üzerine yeni ve sıkı önlemler açıklamaya başladı. Bir aşı bulunmadan ve hükümetler ülke nüfusu içindeki bağışıklık oranını bilmeden hayatın normale dönmesi çok zor görünüyor.

Guardian'a konuşan Kanada Manitoba Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar bölümünden Jason Kindrachuk "Burada virüsün yeniden yayılabileceği zincir oluşmadan ve kendinizi yeniden hastalığı kontrol etmek gereken sıfır noktasında bulmadan, karantina önlemlerini nasıl gevşetebileceğiniz sorunsalı var" diyor.

HONG KONG'DA YENİ VAKALARDA ARTIŞ 
Salgından ilk etkilenen bölgelerden biri olan Hong Kong'da okullar, bazı binalar ve parklar zaten kapalıydı fakat çok sıkı bir karantina uygulanmamıştı. Fakat yönetim şimdi ülkeye dışardan girişleri kapattı, toplantıları yasakladı, kalan tesisleri de kapattı, testleri artırdı, karantina merkezleri açtı ve kurallara uymayanlara hapis cezası uygulaması başlattı. Ayrıca zorunlu karantinadaki kişilerin dışarı çıkmamasını sağlamak için elektronik bilezik uygulamasına geçildi.

Hong Kong'da salgının erken aşamalarında hiç bir zaman günde 11'den fazla yeni vaka görülmemişti. Fakat binlerce Hong Konglunun evlerine dönmesinden sonra bu rakam düzenli olarak günde 50 civarında seyrediyor ve bu da bölgenin sağlık sistemini zorlamaya başladı.

TAYVAN'DA DURUM 
Tayvan salgınla mücadelede dünyanın en başarılı ülkeleri arasında sayılıyor. Sınırlar dışardan gelen yabancılara hala kapalı tutuluyor. Vaka sayısı ise halen düşük. Salgının başından bu yana toplam 330 vaka var. Günlük artış ise şu anda günde 10 kişi civarında.

SİNGAPUR'DA TEHLİKE ÇANLARI 
Singapur da Dünya Sağlık Örgütü tarafından virüsle mücadele önlemleri konusunda en başarılı ülkeler arasında görülüyordu. Fakat şu anda ikinci bir salgın dalgası tehdidiyle karşı karşıya.

İlk etapta gösterilen başarının etkisiyle toplumda oluşan aşırı güven ve rahatlığın önlemlerin gevşetilmesine yol açtığı düşünülüyor. Bunun göstergesi ise salgının ilk günlerinden bu yana tespit edilen toplam 1000 vakanın yüzde 60'ının ve dört ölümün tümünün son üç haftada meydana gelmiş olması.

Singapur salgının ilk ortaya çıkışı sırasında evden çıkmama yasağını delenlere para ve hapis cezaları uygulamış, yurt dışından gelen ve transit geçen yabancılara sınırı kapatmış, toplantıları yasaklamış, mekanları, tüm öğrenim ve ibadet merkezlerini kapatmıştı.

JAPONYA'DA TOKYO ALARMI 
Japonya'da Ocak ve Şubat ayları boyunca salgın çok yavaş yayıldı ve günde genellikle 50 yeni vaka civarında seyretti. Fakat Mart ayında büyük bir patlama değilse de Tokyo'daki vakaların artışı kaygı yarattı. Ay sonuna doğru Tokyo'da vakaların gün bazında üstüste yüksek çıkmaya başladığı haberleri geliyor.

Japonya komşularıyla kıyaslandığında sosyal mesafelenme ve karantina konularında daha yumuşak önlemler uyguluyor ve test sayısının düşük tutulması nedeniyle vakaların göründüğünden çok daha yüksek olabileceği eleştirilerine hedef oluyor.

GÜNEY KORE'DE ÖNLEMLERİN SIKILAŞTIRILMASI ÇAĞRILARI 
Başlangıçta virüsün en hızlı yayıldığı ülkelerden biri olan Güney Kore katı izleme, karantina ve mesafelenme önlemleri aldıktan sonra hastalığın seyrini kontrol altına almış görünüyordu. Fakat şimdi ikinci bir salgın dalgası tehlikesi kaygısıyla sağlık yetkilileri gevşetilen yasakların yeniden gündeme getirilmesini talep ediyorlar.

HASTALIĞIN İLK DURAĞI ÇİN'DE DURUM 
Virüsün ilk ortaya çıktığı Çin'de, binlerce kişi öldükten ve 80 bini aşkın kişi hastalandıktan sonra salgının hızı büyük ölçüde kesildi. Fakat şimdi uzun süre ülkeye girişleri yasaklanmış olan dış ülkelerden gelen Çinli ve yabancıların dönüşüyle salgının yeniden baş gösterebileceği kaygısı yaşanıyor. Virüsün en kötü etkilediği Hubei eyaletinde yasaklar kaldırıldı, fakat polis teşkilatı, bir sağlık uygulamasının yardımıyla virüsle ilişkisine göre farklı renklerle tanımladığı insanları izlemeyi sürdürüyor.

Bu hafta yetkililer hastaneye giden bir kadının, hastalığın semptomlarını taşımayan bir doktordan virüsü almış olması ihtimali üzerine 600 bin nüfuslu bir bölgeyi karantinaya aldılar. Lancet adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma, Çin'in Wuhan kentinde alınan çok katı önlemlerin salgını kontrol altına almakta yararlı olduğunu, ama bu önlemlerin kaldırılmasıyla birlikte Ağustos ayı civarında bu bölgede ikinci bir salgın dalgası yaşanabileceğini kaydetti.

Çin'de şu anda her gün onlarca yeni vaka tespit ediliyor ama yetkililerin sayıları gizlediği eleştirileri de var. Çin sağlık yetkilileri bu hafta hastalığın belirtilerini göstermeyen ama virüs taşıyanların sayılarını da istatistikleri kattı ve yeni vakaların yüzde 18-31'inin böyle olduğu düşünülüyor. Ulusal Sağlık Komisyonu Salı günü itibariyle 20 bin civarında kişinin muhtemel sessiz taşıyıcılar olarak gözlem altında tutulduğunu açıklamıştı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in son konuşmaları da Çin'in şimdi salgınla mücadelede belirti göstermeyen koronavirüs taşıyıcılarına odaklanacağına işaret ediyor.

Editör: İsveç Gündemi