Henüz 29 yaşında genç bir avukat olan bu kişi, şaşkın bakışlarla kendisini izleyen kadınlara, kendinden emin bir şekilde, "Merhaba, ben Joe Biden, ABD Senatosu için Demokrat Parti'den adayım." demişti. Bu kısa kampanya konuşması, 1972'de kaydedilmişti.

Biden o zamandan bu yana 7 defa ABD Senatosu'na, 2 dönem de Başkan Yardımcılığına seçildi. Ülke tarihinin altıncı en genç senatörü unvanını aldı.

Ancak siyasi kariyeri boyunca gözü hep en tepede oldu; Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı.

İlk iki denemesinde kötü performans sergileyerek başarısız oldu.

Üçüncü girişiminde ise Beyaz Saray'a hiç olmadığı kadar yakın bir mesafede bulunuyor.

Biden: ABD'yi fabrika ayarlarına döndüreceğim

İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya gelen nesle verilen ve "Baby Boomer" lakabıyla anılan bir jenerasyonun çocuğu olarak adlandırılan 77 yaşındaki Biden, Demokratların parti içerisinde gençlere daha fazla öncelik verilmesi için atak yaptığı bir dönemde adaylığını açıkladı.

Kendisini genç hissettiğini söyleyen Biden, Başkan Donald Trump yönetiminde geçen 'çalkantılı' dört yılın ardından ülkenin fabrika ayarlarını sıfırlama sözü veriyor ve 3 konuda iddialı olduğunu belirtiyor.

Bunları liyakat, tecrübe (deneyim) ve empati olarak sıralıyor.

İnsanlar sükunet getirebilecek birini arıyor

"O an geldi ve zaman onunla buluştu." ifadesini kullanan eski Senatör Barbara Boxer, "İnsanlar onun orada olduğunu biliyor o da yerinde saymayacak. Durumu çok daha iyi hale getirmek için bir şeyler yapacak. Şu anda buna inanılmaz derecede ihtiyacımız var." sözleriyle Biden'a olan güvenini dile getiriyor.

Yine Cumhuriyetçi Parti'den eski Savunma Bakanı Bill Cohen de, "Başka bir zaman Joe için çok geç olabilir." diyor ve ekliyor, "Yaşamımızda olup bitenleri ve kaosu gördüğünüzde, insanlar bir anlamda sükunet getirebilecek birini arıyorlar." ifadesiyle Biden'ı tanımlıyor.

Biden'ın yaşamı bir 'kaybet-yeniden toparlan hikayesi'

Joe Biden’ın Demokrat Parti'nin adaylığı kabul etme anı, kampanyaya başladığında hayal ettiği gibi olmadı.

Keza yardımcısı olarak seçtiği Kamala Harris'in elini havaya kaldırırken arenada tezahürat yapan binlerce taraftar da olmadı. Bu önemli an, Covid-19'un gölgesinde çok daha kasvetli bir ortamda daha küçük çapta gerçekleşti.

Kariyerinin zirvesine uzandığı o anda, bazı analistlere göre, "Trump'ı yıkıcı ve bölücü' gören seçmenlerce, sakinleştirici bir alternatif olarak öne çıktı."

1942'de dünyaya geldiği Pennsylvania'daki çocukluğundan 1972'de senatörlük için çabalayan adaya ve ardından ülkenin "Uncle Joe"suna (Joe Amca) dönüşümü, aslında kaybedip yeniden toparlama döngüsünün bir hikayesi olarak da görülüyor.

Eşi Neilia Biden ve küçük kızını kazada kaybetti

Joe Biden, ilk kez senatör olarak seçildikten birkaç hafta sonra, evlerindeki şöminenin yanında otururken eşi Neilia kendisine, "Her şey çok iyi gidiyor." demişti.

Ertesi gün, 18 Aralık 1972'de Biden’ın dünyası çöktü. Çiçeği burnunda senatör, Washington'da ofisini hazırlamakla meşgulken, bir traktör römorku, çocuklarını Noel ağacı almaya götüren eşi Neilia'nın arabasına çarpmıştı.

30 yaşındaki Neilia ile 1 yaşındaki kızı Naomi öldü. Büyük oğlu 4 yaşındaki Beau ve 3 yaşındaki oğlu Hunter ağır yaralandı.

Daha sonra verdiği bir mülakatta, "O an hayatımda ilk defa, birinin kendi iradesiyle nasıl intihara karar verebileceğini anladım." ifadesini kullanmıştı.

Joe Biden ilk yeminini hastanede etmişti

Çocukları hastanede tedavi görürken yemin törenine katılmayı istemedi ancak kıdemli senatörlerin ısrarlarına boyun eğdi ve oğlu Beau’nun tedavi gördüğü Wilmington Tıp Merkezi'nde yemin etti.

Senato'nun en genç üyesi, Capitol Hill'e eşini ve bir oğlunu kaybetmiş halde girdi.

Rakiplerinin "dürüst adam" olarak tanımladığı Joe Biden'la ilgili Cumhuriyetçi Parti'den eski Indiana senatörü ve eski Başkan Yardımcısı Dan Quayle, "İnsanların onunla anlaşmazlıkları olurdu, ancak o yine de çok sevimli biriydi." diyor.

Biden'ın 'büyük hataları'

Joe Biden, John F. Kennedy'nin ardından ülkenin en genç başkanı olmak istiyordu ve Senato'daki ilerleyen dönemlerinde çeşitli eyaletlere seyahat edip başkanlık için zemin hazırlıyordu.

Trump, konuşma yeteneğiyle alay etse de Biden, Senato kariyerinin başından itibaren partisindeki en iyi hatiplerden biri olarak kabul gördü.

Ancak 1998 Başkanlık seçimleri için kampanya yaptığı sırada İngiliz siyasetçi Neil Kinnock'un ifadesini atıfta bulunmadan (kaynak göstermeden) kullanması, onu intihal yaptığı suçlamaları nedeniyle yarıştan çekilmeye itti.

Beyaz Saray'a giden mücadeleden çekilen Biden, Şubat 1988'de New York, Rochester'ta yaptığı bir konuşmadan sonra, kafasında "şimşek çaktığını" hissetti ve otel odasında yere yığıldı.

Doktorlar kendisine beyin anevrizması teşhisi koydu, akabinde iki ameliyat geçirdi.

2008 denemesinde sadece yüzde 1 oy aldı

Biden, 2008'in kendi yılı olduğunu düşünüyordu. Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanıydı ve Irak Savaşı'na oy vermişti. Ancak bu kararını bir hata olarak görmeye başlamıştı.

Çok geçmeden ikinci başkanlık denemesinde de büyük bir gafa imza attı. Üstelik bu defa karşısında Hillary Clinton, Barack Obama ve John Edwards gibi zorlu rakipler vardı.

Biden, verdiği bir röportajda Obama'yı “Güzel konuşan, pırıl pırıl, temiz ve iyi görünümlü" sözleriyle tanımlamıştı. Bu ifadeler birçok kişi tarafından 'utanç verici gaf' olarak değerlendirilmişti.

Delaware Senatörü, 2008 seçimlerinde Demokrat Parti'den adaylığını koyduysa da 3 Ocak 2008'de yapılan Iowa ön seçimlerinde başarısızlığa uğradı ve adaylıktan çekildi. Iowa ön seçiminde yüzde 1 oy alabildi.

Obama adaylığı kazandı ve ardından Biden'dan başkan yardımcısı olmasını istedi. O da Beyaz Saray'da 8 yıl sürecek serüvende başkan yardımcılığı görevini kabul etti.

Büyük oğlunu beyin kanserinden kaybetti

Joe Biden'ın "Joe 2.0" olarak adlandırdığı oğlu Beau Biden, 30 Mayıs 2015'te beyin kanserinden öldü.

Biden, "Bu da oldu" sözleriyle acısını günlüğüne yazdı. "Tanrım. Ah oğlum. Benim güzel oğlum." ifadeleri ile Beau'ya duyduğu özlemi kaleme aldı.

Aradan geçen zaman içerisinde yeniden toparladı, mücadelesine kaldığı yerden devam etti.

Joseph Robinette Biden Jr. (Joe Biden), dört yıl sonra, 2020'de Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak sahneye çıktı. Bir zamanlar oğlu Beau’nun arkadaşı ancak kendisinin rakibi Kamala Harris'i başkan yardımcısı adayı olarak seçmişti.

Editör: İsveç Gündemi