Dikkatler ise aşının mülkiyetini elinde tutacak ve birlikte çalıştığı Pfizer'a imtiyaz hakları verecek olan Alman ortak BioNTech firmasına çevrildi. Bin 500 çalışanı olan bu şirketin iki kurucusu Türkiye kökenli bilim insanları.

Aileleri Türkiye'den Almanya'ya gelmiş Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci hakkında bilinenler şu şekilde:

Şahin'in babası Almanya'ya işçi olarak geldi

Avusturyalı immünolog, onkolog Christoph Huber ile Alman milyarder kardeşler Thomas ve Andreas Struengmann, ortakları olduğu BioNTech adlı tıp şirketi 2008'de kurdu.

Şahin'in babası Köln'deki Ford fabrikasında çalışmaya gelen misafir işçilerden biriydi.

Almanya'ya geldiğinde 4 yaşında olan Şahin, bugün 55 yaşında BioNTech'in CEO'su. Aynı zamanda Mainz Üniversitesi Tıp Merkezi'nde çalışıyor ve öğretim görevlisi olarak üniversitede ders vermeye devam ediyor.

Şahin, bundan önce de eşiyle birlikte yine kurucusu olduğu Ganymed ilaç firmasının Bilimsel Tavsiye Kurulu Başkanı'ydı.

Çift uzun yıllar Ganymed şirketinde modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemine kanserle mücadele etmeyi öğretebilecek çalışmalar gerçekleştirdi. Amaçları bağışıklık sisteminin, kanserli hücreleri vücuda giren bir virüs gibi algılaması ve onları ortadan kaldırmasıydı.

Thomas ve Andreas Struengmann kardeşler, Ganymed şirketinin de ortakları arasındaydı. Bu şirletlerini 1,4 milyar Euro'ya satan çift daha sonra BioNTech'i kurdu.

Ganymed'i satışları, Almanya'da o tarihe kadar gerçekleşen en büyük tıp şirketi satışı oldu.

Almanya'nın en zenginleri arasındalar

BioNTech'in bugün piyasa değeri 20 milyar Euro olarak ifade ediliyor. Çift, Almanya'daki en zengin 100 kişi arasında gösteriliyor.

İskenderun doğumlu olan Şahin, her zaman doktor olma hayali kurmuş ve bunu başarmış. Genel olarak kanser ilaçları ve tadavi yöntemleri üzerinde uzmanlaşan şirket salgın sonrası tüm dikkatini aşı çalışmalarına verdi.

Çevresinde mütevazi bir kişi olarak bilinen Şahin'in eşi Türeci ile Hamburg'daki çalışmaları sırasında tanıştı.

Türeci, 1967 Almanya doğumlu. Türeci'nin babası Almanya'ya göçmeden önce de İstanbul'da doktorluk yapıyordu.

Türeci, on yıl boyunca Klinik ve Bilimsel Danışma Kurulu'nda görev yaptıktan sonra 2018'de BioNTech Tıp Şefi oldu.

Bugün 53 yaşında olan Türeci aynı zamanda Kanser İmmünoterapi Derneği Başkanılığını sürdürüyor.

Aşı çalışmaları nasıl başladı?

Çift, koronavirüs salgını küresel bir pandemiye dönüşmeden önce bunun gerçekleşeceğini öngörerek 25 yıldır geliştirdikleri bu yöntemle derhal aşı çalışmalarına başlamaları gerektiğine karar vermiş.

İngiliz The Telegraph gazetesine konuşan Şahin, verdiği demeçte bunu bir insani görev kabul ettiklerini ve ekiplerini toplayarak "Artık işimiz bu virüsü yenmek" dediğini aktarıyor.

BioNTech şirketinde de mRNA teknolojisini kullanarak aşı alanında devrim yapmayı hedefleyen çift, aynı yöntemi Covid-19 aşısı için kullandı.

mRNA yöntemi ile geleneksel yöntemlere göre daha hızlı ve daha fazla aşı üretilebiliyor. Bu şekilde şirket yıl sonuna kadar 100 milyon dozdan fazla aşı üretmiş olmayı hedefliyor.

Yönetim kurulunu acil toplantıya çağıran ikili, Çin'de yaşananların tüm dünyayı etkilemeyeceklerini düşünen yöneticileri ikna etmek için çaba sarf etmiş.

Önemli sözleşmelere imza atıldı

BioNTech şirketi Eylül 2019'da Bill ve Melinda Gates Vakfı ile HIV ve tüberküloz tedavilerine yönelik de bir anlaşma imzalamış. Son olarak 2020'de salgın döneminde Prifzer ile Covid-19 aşısı geliştirmek için bir anlaşma yapan şirket Pfizer olanaklarını kullanarak Avrupa Birliği ile de 200 milyon dozluk bir sözleşme imzaladı.

Aşının başarıya ulaşması durumunda AB'den ayrı olarak Japonya 120, ABD 100 ve İngiltere de 30 milyon dozluk aşı satın alacak.

Times dergisine göre bu son gelişmelerle birlikte şirket 20 milyar euro değerini de aştı ve bu şekilde Prosche ve Deutsche Bank'tan daha değerli hale geldi.

Wall Street Journal da şirketin Ocak 2020'den bu yana piyasa değerini üçe katladığını belirtiyor.

Pfizer ile nasıl ortaklık kuruldu?

BioNTech, ocak ayından bu yana daha hızlı sonuç alabilmek için Şahin'in baskısıyla haftada yedi gün çalışan iki farklı araştırma grubu oluşturdu. Şahin, bu çalışmalara "Işık hızı Projesi" (Project Lightspeed) adını verdi.

O dönemde ABD'ye seyahat yasağı olduğu için, laboratuvarlarda geliştirilen bazı genetik materyaller Pfizer yöneticilerine ait özel bir jetle ABD'ye taşındı.

İki şirket birlikte geliştirdikleri grip aşısını 2020'de denemeye başlayacaktı. Ancak pandemi bu planı değiştirdi. Bu şekilde iki şirket bir sözleşme dahi imzalamadan birlikte çalışmaya dair bir proje için kullarını sıvadı.

Şahin bu gelişme ile ilgili olarak 'Yalnızca güvene dayalı bir şekilde başladık' diyor. Anlaşma kapsamında BioNTech, mRNA araştırmalarını birkaç yıl önce bulaşıcı hastalıklar birimini kapatmış olan Pfizer'a açtı ve Pfizer da aşı geliştirme uzmanlığı ve altyapısını bu aşının üretimine sundu.

Editör: İsveç Gündemi