Avrupa genelinde Ingiliz AstraZeneca firması ile Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği koronavirüs aşısı yaptıran 16 milyon kişiden 142’si kan pıhtılaşması nedeniyle ölmüştü. ABD’de de Amerikan

Johnson & Johnson aşısı yaptıran 10.4 milyon kişiden 28’i aynı sebeple hayatını kaybetmişti. 2 aşının da kan pıhtılaşmasına yol açtığı iddia edilmiş, birçok ülke AstraZeneca aşısının kullanımını durdurmuştu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise aşılarla kan pıhtılaşması arasında bir bağ bulamadıklarını açıklamıştı.

Alman Goethe ve Ulm üniversiteleri, aşının kan pıhtılaşmasına yol açtığının kanıtlandığını öne sürdü. Araştırmaya göre; aşıyla vücuda enjekte edilen soğutularak etkisiz hale getirilmiş adenovirüs (üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan virüs) hücrenin içindeki sıvı yerine genetik kodların bulunduğu çekirdekçiğin içine giriyor. Burada genetik yapısını değiştiren soğuk virüs, kan pıhtılaşmasına neden oluyor. Araştırmacılar, sorunun çözülmesinde üretici firmalara yardımcı olabileceğini duyurdu.

Araştırma dünyada şok etkisi yaratırken söz konusu aşılara şüpheyi bir kez daha artırdı. Ancak araştırmanın henüz hiçbir bilimsel yayında yer almaması dikkat çekiyor. Çünkü birçok bilim insanı, araştırmaya şüpheyle yaklaşıyor.

Gerekçe ise; araştırmanın aşı tedariğinde Ingiltere’nin en büyük rakibi Almanya’da yapılması. AstraZeneca’nın itibar kaybı, BioNTech aşısı üreten Almanya’ya büyük bir maddi kazanç getirebilir. Nitekim, AstraZeneca aşıları bir türlü eline ulaşmayan Avrupa Birliği, BioNTech ile de anlaşma imzalamıştı.

Editör: İsveç Gündemi