Frontex ajansı hali hazırda AB'nin yolsuzlukla mücadele birimi olan OLAF bürosu tarafından taciz, hatalı uygulama ve hukuk dışı operasyonlar konularında inceleme altında.

Göçmen politikaları da protföyünde bulunan Komiser Johansson Euronews'a konuşarak iddialara ilişkin endişelerini dile getirip şunları söyledi:

"Frontex bu iddialara en hızlı şekilde yanıt vermek zorunda. Ayrıca bu ajansın iç işleyişinin ve raporlama yöntemlerinin de değişmesini talep edeceğim. Herhangi bir geri itmeye dahil olunup olmadığı noktasına açıklık getirilmesi lazım. Aralık ayı itibarı ile 40'a yakın temel hak grubu temsilcisinin bölgede ve ajansın içinde gözlem yapıyor olması gerekiyordu ancak henüz tek bir kişi bile yok. Bununla birlikte Frontex direktörlerinin üçer adet yardımcı direktörü olması gerekli ancak bu sayı da hala sıfır."

Johansson: Yeterli zamanları vardı

Frontex ajansı göçmen krizi nedeniyle 2015'ten bu yana bütçesinde ani bir artış görmüş ancak ajans yetkilileri geçen sürenin yeni alımlar ve pozisyonlar için yeterli olmadığı mazeretini ileri sürmüştü. Komiser Johansson ise bu mazeretin geçerli olmadığını, yeterli zamanın geçmiş olduğunu belirtiyor.

Johansson sözerini şu şekilde tamamladı:

"Bu ajansın ve usullerinin üzerinde en ufak bir şüphe olmamalı. Güçlü bir Frontex'e ihtiyacımız var. Sınırlarımızın ve değerlerimizin en iyi şekilde korunmaya ihtiyacı var. Bu nedenle bu ajansa karşı AB vatandaşlarının, devletlerinin ve kurumlarının güvensizlik duyması kabul edilemez bir durum oluşturur."

Ne olmuştu?

Geri itme iddiaları ilk olarak 2020 yılında Alman medyasında yer almış ve botlarla gelmeye çalışan göçmenlerin botlarının Frontex gemilerine bağlanarak uluslararası sulara çekilip orada denizin ortasında bırakıldıkları rapor edilmişti.

Bu uygulamayı daha ziyade Yunan sahil güvenlik birimlerinin yaptığı Frontex'in ise yapılmasına göz yumduğu ve bazı zamanlarda da yardımcı olduğu örnekleri ve tanıklıkları ile detaylandırılmıştı. Frontex yetkililerinin ise yaşananların AB'ye rapor edilmesini istemediği ve çalışan birimlere bu yönde talimat verildiği ileri sürülmüştü.

İddialar Avrupa Parlamentosu'na taşınmış bu şekilde OLAF soruşturması başlatılmıştı.

Uluslararası hukuka aykırı

1951 Göçmen Antlaşması'nın 33. maddesine göre göçmenlerin geri döndükleri durumda tehdit altında olacakları yerlere geri gönderilmeleri veya yeniden giriş yaptıkları sınırın dışına bırakılmaları yasa dışı bir eylem.

euronews

Editör: İsveç Gündemi